CHP Bolu Milletvekili Türker Ateş, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesinin Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmelerinde Bakan Ersoy’u eleştirdi.
Bolu’nun kültürel ve tarihi zenginliğinin ihmal edildiğini dile getiren Ateş, “50 yıl boyunca Bolu Müzesi’nde Artemis heykeli fark edilmeden bekletilmiş. TSO Başkanlığı döneminde biz heykelin fark edilmesini sağladık, ama Bakanlık heykelin tanıtımı ve markalaştırılmasını bir türlü beceremiyor. Şu an müzede sergilendiği ortamı görseniz üzülürsünüz” dedi. Mudurnu’daki esrarengiz kazı ile ilgili şehir efsanelerine son verilmesi gerektiğini ifade eden Ateş, “Mudurnu’daki kazıyla Bakanlığınızın bir ilgisi var mı?” diye sordu.
Tarihi Hitit dönemine kadar giden Bolu’da şu anda herhangi bir arkeolojik kazı çalışması yapılmadığına dikkat çeken Ateş, şöyle konuştu:
“Bir eser 50 yıl müzede durur da nasıl fark edilmez?”
Uzun yıllar Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı yaptım. Özellikle Bolu iline daha fazla turist gelmesi için çalışmalar yaptık. Bu çalışmalar içerisinde en önemlilerinden bir tanesi bir arkadaş grubunu müzeye gönderdik. “Müzede bir eser bulun, öyle bir eser olsun ki dünyada tek olsun.” dedik. Arkadaşlar bir eser buldu, heykel başı. Bu heykel başını da bilirkişi olarak Mimar Sinan Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanına gösterdik ve bu eserin Artemis olduğu ve dünyanın en değerli eserlerinden biri olduğu ortaya çıktı. Bunu markalaştırma noktasında hiçbir girişim olmadı. Özellikle söylüyorum, müzenin içerisinde elli yıldır sergilenen bir eser bu. Şu anda eserin sergilendiği ortamı görseniz gerçekten üzülürsünüz. Özellikle söylüyorum, bu konuya dikkati çekmek lazım; elli senedir müzede böyle bir eser var ve tesadüfen biz buluyoruz. Bizim işimiz değil ki, ticaret odalarının böyle bir işinin olması… Bu çok yanlış bir şey. Hep beraber bütün müzeleri araştıralım, ne güzel eserler var, bunları tespit edelim.
“Bolu Müzesi çok yetersiz”
Bolu bölgesinin Hitit uygarlığına dayanan bir tarihi var, bu tarih içerisinde yaşanmışlıklar var; Bolu ilinin altında tarih var ama bunu turizme gösterecek hiçbir çalışmamız yok. Eserler zaten sergilenemiyor, müzemiz çok yeterli değil.
“Kazılar için gerekli kamulaştırmalar yapılmıyor”
Biz sizlere bir yazı gönderdik, daha önceden dedik ki: “30 dönümlük bir arazi var, burada tümülüs var. Buradaki yerin kazısını yapalım. Bunu yapabilmek için kamunun burayı istimlak etmesi yani kamulaştırması gerekiyor. Çok az bir ücretle burayı kamu yararına alarak istimlak etmemiz gerekir ve örnek bir yer diye başlayalım.” Çok basit bir operasyonu gittikçe büyüttük. Biz buranın kazı işlemleri için sponsor buluruz ama insanların elinden mülkü almamız mümkün değil, bu devlet eliyle olabilecek bir şey. Bu konuda sizlerden yardım bekliyoruz.
“Üniversitemize Arkeoloji Bölümü mutlaka açılmalı”
Ayrıyeten, Abant İzzet Baysal Üniversitesinde arkeoloji bölümü yok. YÖK’e müracaatımızı yaptık, YÖK’ten reddoldu. Bu konuda destek verin, tarih kokan bir ile arkeoloji bölümünün açılması noktasında -siz Turizm Bakanısınız- destek verirseniz bunlar olur. Biz sizden bu konuda destek rica ediyoruz.
“Mudurnu’daki kazıya dahliniz var mı?”
Mudurnu’da -özellikle dikkatinizi çekerim, basında da denk gelmiştir- esrarengiz bir kazı var, sahibi belli değil. Mudurnu ilçesinin Kovucak köyünde altı aydır esrarengiz bir kazı yapılıyor. Kazı hakkında yayın yasağı getirildi. Yasakla birlikte, ne arandığına dair şehir efsaneleri aldı başını gidiyor. “Altın mı arıyorlar?” “Hazreti İsa döneminde yazılmış İncil mi arınıyor?” iddiaları var. Kazının Bakanlığınızla bir ilgisi var mıdır? En azından buna yanıt verirseniz, kulaktan kulağa yayılan şehir efsanesi son bulur.
(Haber Merkezi)
