Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), 4 Aralık Dünya Madenciler Günü dolayısıyla kapılarını basına açtı. Bu kapsamda, maden ocaklarında alınan; yaşam halatı, oksijen ferdi kurtarıcı maskesi, personellerin ve 111 farklı gazın saniye saniye takip edildiği Merkez İzleme Sistemi, maden ocağına iniş tünelinde patlamaları barajlamak için kullanılan su torbaları, basınçlı teneffüs istasyonları, 29 tonluk tahkimat makinelerinin güvenlik önlemleri gibi insan faktörünü en aza indiren birçok güvenlik tedbir gözler önüne serildi.
4 Aralık, tüm dünyada karanlık yer altında aydınlık gelecek için çalışan madencilerin günü olarak kutlanıyor. Bu kapsamda 533 işçi ve 22 mühendis ile üç vardiya şeklinde 7 gün 24 saat üretim yapan Türkiye Kömür İşletmeleri Garp Linyitleri İşletmesi Ömerler Yeraltı Ocağı, kapılarını basına açtı. Yerin 100 metre ila 400 metre altında kazının yapıldığı maden ocağında personeller, kömürün hikayesini, maden ocağında alınan tüm önlemleri, madencilerin çalışma sistemini tanıtarak madencilerin şartlarını anlattı.
Buna göre, madenciler, ocağa inmeden önce üzerinde personel takip cihazı, oksijen ferdi kurtarıcı maske (OFK), tepe lambası ve bataryası bulunan kemeri takmak zorunda. Personel takip cihazının üzerinde, madencilerin herhangi bir zor durumda kalmaları halinde panik butonu bulunuyor. Zor durumda kalan madenci bu butona üç saniye basılı tutarak konumunu merkeze gönderiyor. Oksijen ferdi kurtarıcı maske ise madende toz ve gaz patlamasında ya da madencilerin nefes alamayacağı bir durumun doğmasında kullanılıyor. Madenciler böyle bir durum oluştuğunda bellerinde bulunan kemeri çevirerek OFK’yi önüne alıyor. Daha sonra OFK’nin mandalını yukarı çekerek ciğer torbası ve oksijen tüpüne ulaşıyor. Son olarak ağız lokmasını ve burun tıkacını takarak oksijen tüpünün pimini çekiyor ve 30 dakika boyunca temiz havaya ulaşabiliyor.
Üç vardiya olarak günde toplam 7 buçuk saat çalışan madencilerin güvenliği için bir de Merkez İzleme Sistemi kuruldu. Söz konusu sistemi anlatan elektrik mühendisi Orhan Kemal Körpe, ocakta bulunan 111 adet gaz sensörünün, nem sensörünün, sıcaklık sensörünün sistemde saniye saniye kontrol edildiğini söyledi. Körpe, sistemde ocakta bulunan tahli vantilatörlerin çalışma durumlarını, ana kesicilerin bulunduğu durumları, 14 tane metan sensörünün anlık durumları, azot tesisinin ve kompresör tesisinin çalış çalışmadığı ile ilgili anlık bar durumlarının incelendiğini belirtti.
Körpe, maden ocağında herhangi bir metan sensörü yüzde bir buçuğu geçtiğinde bağlı olduğu ilgili kesiciyi açarak ocağın enerjisini kestiklerini ve gaz değerlerinin ve sıcaklık nem değerlerinin 7 gün 24 saat izlendiğini kaydetti.
Reflektörlü kıyafetleri, koruyucu baretlerini ve özel ayakkabılarını giyerek, dizel yakıt kullanan ve saatte en fazla 4 kilometre hıza ulaşan kulikar isimli cihazla maden ocağına tünel yardımıyla yatay bir biçimde iniyor.
Tünelde madenciler şiddetli bir rüzgarla karşılaşıyor. Bunun sebebi ise zehirli gazlarla mücadele edilmesini sağlayan havalandırma sistemi. Maden ocağına temiz hava çeken havalandırma sistemi içerideki zehirli gazları seyrelterek dışarı atılmasını sağlıyor.
Ayrıca tünelde 50 metrede bir turuncu basınçlı teneffüs istasyonları bulunuyor. İstasyonların içinde beş adet ağızlık bulunuyor. Acil durumda madenciler dışarıya çıkamayacak kadar zor durumda kalırsa bu istasyonları açarak, temiz havayı burunlarına çekebiliyor. Bu sayede madenciler, personel kurtarma ekibi gelene kadar burada temiz hava alabiliyor.
Ayrıca tünelde, herhangi bir olumsuz durumda OFK’lerini kullanıp zamanı kalmayan madenciler için iki adet OFK istasyonu bulunuyor. Bu istasyonda her madenci için yedek bir OFK yer alıyor.
Tünelde madencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla oksijenle temasta tutuşma ihtimali olan kömürün oksijenle ilişiğini kesmek adına püskürtme köpüklerle maden ocağı yolundaki kömürler kapatılıyor.
Tünelde ayrıca maden ocağında patlama ihtimaline karşı tünelde alınan bir diğer önlem ise 24 tane asılı su torbasından oluşan barajlama sistemi. Buna göre, maden ocağında bir patlama olursa ateşin önünü kesmek ve patlamanın ilerlemesini engellemek amacıyla hemen tutuşabilen su torbaları yer alıyor.
Tünelde acil durumlarda ocağın belirli noktalarında bulunan merkez izleme sisteminde ana ünitesi bulunan yeraltı acil haberleşme sistemi de yer alıyor. Bu sistemde madencilere ocaktan çıkma sinyali ve yerüstündekiler ile karşılıklı konuşma sağlanıyor.
Tünelde ayrıca, madencilerin patlama, çökme gibi zor durumlarda maden ocağından yer üstüne kadar doğru rotayla çıkmalarını sağlayacak bir de yaşam halatı bulunuyor. Çelik ve ipten oluşan bu halatta, yeşil ve kırmızı reflektörlü plakalar ve koniler yer alıyor. Madenci olumsuz durumda yer üstüne çıkmak isterse bütün maden ocağını baştan uca sarmış olan bu halatı eliyle kavrıyor. Daha sonra elini halata sürüyerek ilerleyen madenciler, burada yeşil plakaya denk geliyorlar. Eğer yeşil plakayı görürseler yer üstüne doğru çıktıklarından emin oluyorlar. Madenciler plakaları göremeyecek durumdalarsa bu sefer de devreye koniler giriyor. Elini halat üzerinde yumruk yaparak ilerleyen madenci elinin koninin dar tarafından geniş tarafında doğru ilerlediğini anladığı anda doğru yolda olduğunu biliyor. Eğer koninin geniş tarafında çarpıp yumruk şeklinde olan eli açılmazsa yanlış yolda olduğunu anlayıp yönünü değiştirebiliyor. Halatta bulunan turuncu top şekilleri ise basınçlı hava teneffüs istasyonlarına ulaştıklarını anlıyorlar.
Yaklaşık 30 dakika süren tünel yolculuğunun ardından madenciler ocağa ulaşıyor. Burada 29 tonluk, maden ocağının üstlerine çökmemesini sağlayan tahkimat makineleri ile çalışıyorlar. Ömerler Yeraltı Ocağı’nda 175 santimetre genişliğindeki söz konusu tahkimatlardan 52 adet bulunuyor. Madenciler, bu tahkimatların yürüme yolundan eğilerek yürüyerek güvenli bir şekilde maden ocağında istedikleri bölgeye gidip gelebiliyorlar.
Maden ocağının detaylarını ise maden mühendisi Berkay Barutçu anlattı. Barutçu, “Yeryüzünden 100 metre aşağıdaki kotta üretim yaptığımız A6 panodayız. Burada toplam 533 işçi personel, 22 teknik personel olmak üzere 7 gün 24 saat üç vardiya şeklinde kömür üretimi yaparak ülkemizin ekonomisine katkıda bulunuyoruz. Yaptığımız üretim yöntemi, mekanize sistem olup, tahkimatlar ve kesici sistemlerle tamamen mekanize şekilde üretim yaparak insan faktörünü minimize ediyor ve kaza riskini asgari seviyeye indirmeye çalışıyor” dedi.
Söz konusu maden ocağında 13 yıldır kesici makine operatörü Hakan Akşit ise tahkimat makinelerinin çalışma prensibini anlattı. Akşit, şu ifadeleri kullandı:
“Bu makine, ayna diye tabir ettiğimiz kömür üretim panosunda kesim yapıyor. Dönerek uçlarındaki bıçaklar vasıtasıyla kesiyor. Bu alet iki tarafa da gidip gelebiliyor. Kesim yönünü hangi tarafa doğru yapmamız istenirse elimizdeki kumandalar vasıtasıyla kuyruğa (sonuna) ya da motor başına (başına) doğru taban alarak, keserek gidip gelebiliyoruz. Günde aynamızın fail olup olmadığına, o günkü arz durumumuza göre değişir. Vardiyada en az bir kesim yapabiliyoruz. Bu alandan 80 santimetre ileriye kadar kesebiliyor. Bıçaklar çalışırken su çıkarıyor. İçinde fıskiye var. Çalışma sırasında aynada ilerleme yaparken çıkan tozu engellemek amacıyla su çıkarıyor. Aynı zamanda soğutma görevi görüyor.”
Söz konusu maden ocağında 13 yıldır tahkimat operatörü olarak çalışan Cihan Pınar ise tahkimatın tam mekanize ayaklarda kullanılan aynaları tutmak için kullanılan bir sistem olduğunun bilgisini verdi. Pınar, tahkimatın, kontrol ünitelerinden hareket ettirildiğini, tahkimatın yürütülerek aynalarını sağlama almalarının ardından tutucuları çalıştırdıklarını söyledi.
(Haber Ajansı)