Gazete,radyo,televizyon,İnternet derken şimdi bir de sosyal medya var karşımızda.Dedikodu,gıybet,iftira,yalan.Ortamı kızıştırmak için bulunmaz bir fırsat…İslam’ın şiddetle yasakladığı her kötülüğe bir kaynak olabiliyor bu durum.Peki,hayatın tam içinde olması gereken bir Müslüman ne yapacak? Söylediklerinden ve söylemediklerinden hesaba çekileceğine inanan bir mümin nasıl davranacak? Gözümüzü kapatarak,kulağımızı tıkayarak kendimizi,ailemizi,neslimizi korumuş mu olacağız?
Elbette ki hayır.Böylesine bir edilgen tavır İslami bir duruş değildir.Müslüman ,hayata müdahil olan,sahada olan insandır.Tribünde oturup kâh neşeyle kâh öfkeyle olayları seyreden kişi değildir,olmamalıdır.Haksızlık eden,zulmeden,iftira atan,kutsal değerlere meydan okuyan,saldıran ve kul hakkı tanımayan kişi;karşısında dik duran bir şuurlu Müslüman bulmalıdır mutlaka.Bu yüzden ”zalim sultana karşı duran” övülmüştür. ”Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” sözü ,dünyanın en iğrenç sözlerinden biridir.Dertli olmak,uykuları kaçmak,mide spazmları geçirmek,gözyaşı dökmek,burnunun direği sızlamak,dünyanın yükünü omzumuzda taşımak biz Müslümanların özelliğidir. Kahkahalar atmak,göbek büyütmek,gününü gün etmek,gamsız kasavetsiz,dertsiz tasasız yaşamak bize yakışmaz.Hele günümüz dünyasında hiç yakışmıyor.Bayrama biraz da böyle bakalım olur mu?
***
Dünyanın dört bir yerinde oluk oluk akan Müslüman kanının yerini,kurbanlıklarımızın kanı alır inşallah. Hz İsmail’in ”Allah emrettiyse babacığım,buyruğunu yerine getir.” sözünde zirveye ulaşan “Rab’a teslimiyet” bize de örnek olur inşallah. Kurban Bayramınız mübarek olsun dostlar, mübarek olsun…
***
