“Söz uçar yazı kalır. “
Bildiğiniz gibi bu tabir insanların konuşmalarının ve bir belge olarak kalması düşüncesiyle kağıda yazılmasını anlatır . Günümüzde çoğu insan geleceğe teminat için belgelendirme yapma ihtiyacı duyar. Gerçek şu ki güven yitirilmiştir. Yaşlılarımızdan duyarız, geçmişte söz senetmiş. İnsanlar sözle anlaşır, belge düşünmezlermiş bile.
Şimdi o günlerden çok uzağız. Olağanüstü felaketler olmadığı zamanlarda sevgi, saygı ve dayanışmanın siste kaybolmak üzere olduğu bir ferdi hayatı yaşamaya başladık.
Devlet millet kavramında ise sözün ve yazının uçması milletin, dolayısıyla devletin de yok olması demektir. Bir vatanda yaşayan insanların o toprağın sahibi olduklarının en önemli delili, düşünce yapılarını, dilleri ile günlük yaşamlarına, kültürlerine, hatta mezar taşlarına yansıtmış olmalarıdır.
Mezarlıklar bir milletin yaşadıkları toprağın sahibi olduklarını gösteren en açık delillerindendir. Bir mezarlığın Müslüman mezarlığı mı, Hiristiyan mezarlığı mı olduğunu, bizim mezarımızın batı – doğu istikametinde iken onlarınkinin kuzey – güney istikametinde olmalarından bilebilirsiniz. Yine mezarlar, bu toprakta yaşayanların hangi milletten olduklarının da ıspatıdır. Mezar taşını okuyamayan bir insan yaşadığı toprağın kendine ait olduğunu bu en açık kaynakla ıspattan uzaktır.
Mezar bilnmese ne mi olur? Hiiç! Tabelalarda ve konuşmalarda, kuaför, market, avm, pasaj, restotrant, reyon, high way, center, komünükasyon, trend, real, relaks, start, spontone, full, Show, shop, ambiyans…………….olur, olur da olur. Ey kök düşmanı, tek diş hayranı güle güle kullan yeni dilini ve yeni tabiyetini. Ve ey Orhun, Gültegin, Tonyukuk, Bilge Kağan yazıtları, Kutadgu Bilig, Divanı Lugati’it Türk, Atabetül Hakayık, sizler hiç yazılmamışsınız,
Biz Türk’üz değil mi dilimiz de Türkçe. Peki bizim Türklüğümüzü ıspatlayan kökümüzü neden tanımıyoruz.
Evet Türk’üz, lakin atamızın alfabesini okuyamayan Türkleriz. Türkçe konuşan, ama bu toprakların senedi olan mezar taşlarını okuyamayan, atası unutturulan bir nesiliz.
Evet burada söz rüzgar, ama yazı tesbittir ve bu tesbiti öğrenip öğrenmemek bize kalmış. Ya köklü bir millet olarak devam ederiz, ya da yazıtsız olarak tarihe gömülürüz.
Aralık 2014
