Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Geçmişte yürütülen sınırlı hedefli ve süreli operasyonların yerine, bugün terörün kaynağında yok edilmesi stratejisiyle sürekli ve kapsamlı operasyonlar gerçekleştirerek terör örgütlerine büyük darbeler vuruyoruz.” dedi.
Güler, Milli Savunma Bakanlığı Atatürk Kültür Sitesi’nde düzenlenen, “18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi”nin 109’uncu yıl dönümü etkinliklerine katıldı. Programın başında, Konya’da Hava Kuvvetleri Komutanlığına ait bir NF-5 askeri uçağının eğitim uçuşu esnasında kaza kırıma uğraması sonucu, uçağın düştüğü bölgede pist onarım çalışması yaparken şehit olan Uzman Çavuş Ercan Güven anıldı. Bakan Güler, burada yaptığı konuşmada, tarihin en büyük zaferlerinden biri olan Çanakkale Zaferi’nin, Milli Mücadele’nin de öncüsü niteliğinde olduğunu söyledi.
Cumhuriyet’in ikinci asrında, Çanakkale’de ortaya konan mücadele ruhundan alınan ilhamla, Türkiye’yi daha güçlü ve aydınlık yarınlara ulaştırma hedefiyle çalışmaların sürdüğünü vurgulayan Güler, “Tüm dünyada gerginliklerin tırmandığı, çatışmaların arttığı bir süreçte Türkiye olarak Karadeniz’den Afrika’ya, Orta Doğu’dan Kafkaslar’a kadar barış ve istikrarın hakim olması için yoğun gayret sarf ediyoruz.” diye konuştu.
Türkiye’nin, yeni dönemde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yürütülen çok yönlü diplomasiyle, küresel barış ve istikrarın sağlanmasında etkin bir aktör olduğunu aktaran Güler, Türkiye’nin müzakere masalarının ve dünya güvenlik mimarisinin vazgeçilmez bir üyesi haline geldiğine dikkati çekti.
“Terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecek”
Bakan Güler, Türkiye’nin önemli misyonlar üstlendiği süreçte, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) de son bir asrın en yoğun, en etkili faaliyetlerini icra ederek birbirinden kritik görevleri aynı anda yerine getirdiğini ifade etti. TSK’nın, bir yandan hudutların güvenliğini sağlarken, yurt içinde ve sınır ötesinde de terörle mücadelede büyük başarılar kazandığına işaret eden Güler, şöyle devam etti:
“Geçmişte yürütülen sınırlı hedefli ve süreli operasyonların yerine, bugün terörün kaynağında yok edilmesi stratejisiyle sürekli ve kapsamlı operasyonlar gerçekleştirerek terör örgütlerine büyük darbeler vuruyoruz. Şu anda oralarda olmasaydık örgütün ülkemize ve milletimize yönelik saldırıları, yurt içinde daha önceden olduğu gibi devam edecek ve mevcut istikrar ortamı sağlanamayacaktı. Kimsenin şüphesi olmasın ki huzur ve güvenliğimiz için terörle mücadelemiz azim ve kararlılıkla devam edecektir.”
“Muhataplarımızı makul ve mantıklı çözüme yönelmeye davet ediyoruz”
Bakan Güler, terörle mücadeleyle eş zamanlı Mavi ve Gök Vatan’daki hak ve menfaatlerin de kararlılıkla korunduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“Milli meselemiz olan Kıbrıs’ta, garanti ve ittifak antlaşmaları kapsamında faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu vesileyle bir kez daha belirtmek isterim ki Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır. Muhataplarımızı artık miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya bunun yerine tarihi ve mevcut gerçeklere uygun, makul ve mantıklı bir şekilde çözüme yönelmeye davet ediyoruz.”
“Milli hak ve menfaatlerden taviz verilmeyecek”
Güler, Yunanistan ile Atina Bildirgesi çerçevesinde, iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedeflediklerini belirterek, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken, milli hak ve menfaatlerden asla taviz verilmeyeceğinin de bilinmesi gerektiğini söyledi.
Gazze’deki İsrail saldırganlığı ve katliamının son bulması için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gayretleriyle aktif bir şekilde girişimlerin sürdüğüne dikkati çeken Güler, “Gazze halkının acil tıbbi, gıda ve diğer insani ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik başta hava ulaştırması olmak üzere gereken her türlü desteği veriyoruz.” ifadesini kullandı.
Bakan Güler, son dönemde etkin olunan sahalardan birinin de dost ve kardeş ülke Somali olduğuna vurgu yaparak, bölgede devam eden askeri eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerine ilave, iki ülke arasında imzalanan askeri işbirliği anlaşmasının da bölgenin güvenlik ve istikrarına yönelik değerli bir adım olduğunu söyledi.
TSK’nın asırlardır var olunan vatandaki varlığın en büyük teminatı olduğuna işaret eden Güler, şöyle devam etti:
“Tarih ve coğrafya çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır ki güçlü bir orduya sahip olmayan ülkelerin dünyada söz sahibi olabilmeleri mümkün değildir. Dolayısıyla kahraman ordumuzun, personel ve donanımı başta olmak üzere her açıdan gücünün pekiştirilmesi hayati önemdedir. Bu doğrultuda her geçen gün yenilerini envanterimize kazandırdığımız yerli ve milli savunma sanayi ürünleriyle, şanlı ordumuzun imkan ve kabiliyetlerini daha üst seviyelere çıkartmak için sürekli çalışıyoruz.”
“Daha büyük hedeflere yürümemizin yolu açıldı”
Milli Savunma Bakanı Güler, sadece son 2 ayda, birbirinden değerli kara, deniz ve hava platformlarını, ordunun hizmetine dahil ettiklerini anımsatarak, “Bunlar arasında ülkemizin göz bebeği, asil milletimizin gururu olan yerli ve milli muharip uçağımız KAAN, 21 Şubat’ta ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdi. Bu uçuşla birlikte ülkemiz, kendine ait 5’inci nesil savaş uçağını tasarlayıp üretebilen dünyanın sayılı ülkelerinden biri olarak savunma sanayinde sınıf atlarken daha büyük hedeflere yürümemizin yolu da açılmış oldu.” şeklinde konuştu.
Şehit ailelerine de seslenen Güler, şunları kaydetti: “Aziz şehitlerimizin kıymetli aileleri, sizler, üstüne titrediğiniz sevdiklerinizi, kutsal değerlerimiz uğruna feda ettiniz. Yeriniz, başımızın üzerindedir. Ana, babasından, evladından, kardeşinden, eşinden ve sevdiğinden ayrılmanın acısını en derinden sizler yaşıyorsunuz. Emsalsiz fedakarlıklarınız için Türk Silahlı Kuvvetleri ve milletimiz sizlere minnettardır. Çok iyi biliyoruz ki aziz şehitlerimizin ve siz değerli ailelerinin hakkını hiçbir zaman ödeyemeyiz. Ancak bizler, büyük bir aile olarak acılarınızı paylaşmak ve gözyaşlarınızı dindirmek için daima yanınızda olacak; sizleri asla yalnız bırakmayacağız.”
– “Taşıdığımız gurur bizleri ayakta ve güçlü tutmaktadır”
Törende, 25 Kasım 2022’de Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde şehit olan Piyade Teğmen Duabey Onur Öztürkmen’in babası Derde Öztürkmen de bir konuşma yaptı.
Öztürkmen, Türk milletinin bekası ve Türk vatanının bölünmez bütünlüğü uğruna canlarını tereddüt etmeden feda edip şehadet şerbetini içen aziz şehitleri minnet ve şükran duygularıyla andığını ifade etti. Şehitlerin millete mal olduğunu ve milletin ortak bir değeri haline geldiğini belirten Öztürkmen, şehitlerin vatan ve millet uğruna canlarını vererek, vatanı kendilerine emanet eden toprak altındaki kökler olduğunu söyledi.
Öztürkmen, Türk milletinin, canından aziz bildiği vatanı ve bayrağını korumak uğruna gösterdiği fedakarlık ve kahramanlığı bütün dünyanın dün olduğu gibi bugün de çok iyi bildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Oğlum şehit Piyade Teğmen Duabey Onur Öztürkmen, ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamak üzere gerçekleştirilen harekat kapsamında Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgütü mensuplarınca yapılan silahlı saldırıda şehit olmuştur. Şehitlerimizin yokluğuna hiçbir zaman alışamasak da Allah katında ulaştıkları makamları düşündükçe taşıdığımız gurur bizleri ayakta ve güçlü tutmaktadır.”
Bakanlıkça 18 Mart için özel hazırlanan video klibin yayınlandığı etkinlikte, Kültür ve Sanat Daire Başkanlığınca hazırlanan “Önce Vatan” isimli sahne gösterisi de yer aldı.
TRT sanatçıları Dünya Tekin ve Zafer Albayrak’ın seslendirdiği türkülere Mehteran Birliği Komutanlığı ile Armoni Mızıkası Komutanlığının yanı sıra Bando Astsubay Meslek Yüksekokulu öğrencileri ekipleri eşlik etti. Bakan Güler, programın ardından şehit aileleri ile hatıra fotoğrafı çektirdi ve sonrasında şehit aileleri için düzenlenen iftar programına katıldı.
(Haber Merkezi)