Lokman Hekim Sağlık Vakfı’nın (LHSV) “Sağlıkta Şiddet” konusunda yaptığı araştırmaya göre her 10 tıp öğrencisinden biri mesleğe başlamadan sağlıkta şiddete maruz kalırken, her 4 sağlık çalışanından 1’i fiziksel şiddete maruz kalıyor.
Vakıftan yapılan açıklamaya göre, 28 Nisan Sağlıkçıya Şiddete Hayır Günü öncesi LHSV’nin yayımladığı araştırma sonucuna göre, her 10 tıp öğrencisinden biri mesleğe başlamadan sağlıkta şiddete maruz kalıyor. Şiddete maruz kalan her 2 öğrenciden 1’i tehdit ediliyor. Araştırmada her 4 sağlık çalışanından birinin fiziksel şiddete maruz kaldığı görülüyor.
LHSV’nin nisan ayında Fütürist Araştırma ile yaptığı araştırma raporuna göre şiddete uğrayan her iki öğrenciden biri tehdit edildiğini ifade ederken, şiddet mağduru öğrencilerin yüzde 76’sı “bağırma”, yüzde 63’ü ise “psikolojik aşağılanma” ile karşı karşıya kaldığını belirtiyor.
Araştırmada, şiddet eylemlerinin yüzde 22’sini yumruk, tekme, tokat, el-kol bükme, kafa atma, boğaz sıkma, bir cisimle saldırma” gibi fiziksel saldırıların oluşturduğu görülüyor. Tıp fakültesi öğrencilerine yönelik sağlıkta şiddetin yüzde 2’si ise cinsel şiddet olarak belirtiliyor. Yaşanan şiddet türlerinde psikolojik şiddet olarak bağırma yüzde 80 ile birinci sırada yer alıyor. En çok maruz kalınan ikinci şiddet türü yüzde 72 ile tehdit iken, onu yüzde 59 ile aşağılanma takip ediyor. Ayrıca çalışmaya göre her 4 sağlık çalışanından 1’i fiziksel şiddete maruz kalıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Lokman Hekim Sağlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Şeker, araştırmanın tıp fakültesi öğrencilerine yönelik çıktılarının oldukça kaygı verici olduğunun altını çizerek bu öğrencilerin meslek hayatlarına başlamadan sağlıkta şiddete maruz kalmalarının, mesleki motivasyonlarına, mesleğe olan bağlıklarına ve ideallerine ciddi şekilde zarar verebileceğini belirtti.
Erken dönemde yaşanan olumsuz deneyimlerin, gelecekteki sağlık kariyerlerine yönelik tutumlarını olumsuz etkileyeceğini ifade eden Şeker, ayrıca, yaşanan şiddet travmasının mesleki tatminlerini ve hastalarla iletişimlerini zedeleyebileceğini, bunun uzun vadede sağlık sektöründeki hizmet ve insan gücü kalitesini ve sayısını da olumsuz etkileyeceğini kaydetti.
Şeker, şu açıklamalarda bulundu: “Yaptığımız araştırma gösteriyor ki, sağlıkta şiddet konusunda kamuoyundaki farkındalık yeterli değil. 1986’dan bu yana geleceğin hekimlerini yetiştiren LHSV sadece doktorlar değil tüm sağlık çalışanları için güvenli çalışma ortamları oluşturmayı hedeflerinden biri haline getirdi. Bu noktada ayrıca doktor ve hasta arasındaki iletişim dilinin iyileştirilmesi, toplumda farkındalığın artırılması, tıp fakülteleri ve sağlık çalışanlarına yönelik paneller düzenlenmesini önemsiyorum.
Bununla birlikte hukuki sürecin nasıl geliştirilebileceği tartışılmalı, eş zamanlı kamuoyuna da bilgi verilmelidir. Sağlık alanındaki tüm sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleri birlikte hareket etmeli ve Sağlık Bakanlığı önderliğinde kanun yapıcılarla iş birliği içinde çalışılmalıdır. Problemin çözülmemesi durumunda bir gün bizimle ilgilenecek hekim bulamayabiliriz.”
(Haber Merkezi)