Halk arasında beyin felci olarak bilinen “serebral palsi” teşhisi konulan öğrencilerin anneleri, çocuklarının eğitimlerini tamamlayabilmeleri ve hayattan geri kalmamaları için gerekirse mesleklerinden bile vazgeçiyor.
Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Türkiye’nin tek ve model okulu, “tersine kaynaştırma eğitimi”nin uygulandığı Milli Eğitim Vakfı (MEV) Gökkuşağı Özel Eğitim Okulunda eğitim gören “selebral palsi” teşhisli özel öğrencilerin anneleri, çocuklarının her anında yanında olmaya çalışıyor.
Okula sabah saatlerinde okul servisiyle gelen anneler, çocuklarını sınıflarına yerleştirdikten sonra veliler için oluşturulan odada teneffüs zilini bekliyor. Zilin çalmasıyla tekrar çocuklarının yanına koşan anneler, onları bir an olsun yalnız bırakmıyor.
Anneler, çocukları dersteyken okulun velilere yönelik düzenlediği el becerileri ve dil eğitimi gibi farklı etkinliklere de katılarak, hem kendileri öğreniyor hem de çocuklarına burada edindikleri bilgilerle okul sonrasında da destek olmaya çalışıyor.
“Evladımın sağlığı ve eğitimi nedeniyle işimi bırakmak durumunda kaldım”
Anne Yelda Güngör, basına yaptığı açıklamada, 10 yaşındaki oğlu Oğuz’un 27 haftalık doğduğunu ve erken doğuma bağlı 82 gün hastanede kaldığını belirterek, bebeğine 10 aylık olduğunda “selebral palsi” teşhisi tanısı konulduğunu söyledi.
Kendisi ve oğlu için sürecin zor geçtiğini aktaran anne Güngör, “8 tane botoksumuz var, 2 tane ameliyatımız var, ikinci ameliyatı zor geçti. Hatta eylülde de bir ameliyat bizi bekliyor tekrardan. Zor bir süreç ama her şeye değer.” diye konuştu.
Anneliğin çok güzel olduğunu ifade eden Güngör, duygularını dile getirirken gözyaşlarını tutamadı.
Anne Yeliz Karık da kızı Zeynep’in anasınıfından beri okulda eğitim aldığını ve 9 yıl içinde eğitim ve akademik anlamda büyük yol katettiğini vurguladı.
Erken yaşta eğitimin büyük önem taşıdığını, bu imkana sahip oldukları için çok mutlu olduğunu anlatan Karık, şöyle devam etti:
“Annelik çok önemli. Özel gereksinimli evlatları olan anneler için daha da ayrıcalıklı bir durum. Her gün bizler için çok kıymetli ve değerli. Biz annelerin hiç unutulmaması ve her anlamda işlerimizin kolaylaştırılması için herkesin destek olmasını bekliyoruz. Ben mali müşavirim ama evladımın sağlık ve eğitimi nedeniyle işimi bırakmak durumunda kaldım. Onunla birebir ilgilenmek istedim çünkü anne ilgisi daha farklı oluyor.”
“Çocuklarımızdan dolayı bazı duyguları biraz yaralı ya da derin yaşıyoruz”
Anne Asuman Tosun da ikisi kız ve biri erkek üçüz çocuklarından erkeğin selebral palsi hastası olduğunu belirtti.
Hastalığın zor ve uzun bir süreç olduğunu ama anne olarak çocuğuna her zaman destek olmaya çalıştığını ifade eden Tosun, “Anneler Günü duygu dolu geçiyor. Çocuklarımızdan dolayı bazı duyguları biraz yaralı ya da derin yaşıyoruz ama anne olmak çok güzel bir hissiyat. Onlarla beraber günlerimizi okulda geçiriyoruz.” dedi.
“Burada çok çeşitli hayatlar var”
Okul Müdürü Arif Muzaffer Kul ise kurumlarını, diğer özel eğitim okullarından ayıran en büyük özelliğinin kaynaştırma-bütünleştirme tanılı öğrencilerle sağlıklı gelişim gösteren herhangi özel eğitim gereksinimi olmayan çocukların bir arada eğitim alması olduğunu söyledi.
Kul, şöyle konuştu:
“Burada çok çeşitli hayatlar var. Çocuklarımızın hayatları, ailelerimizin hayatları ve en büyük yükü üstlenen annelerimizin hayatları… Mesleğini bırakıp sadece evladıyla ilgilenen annelerimiz var, yurt dışında doktorasını bırakıp burada çocuğuyla ilgilenenler var, okulumuz için tayinini isteyip sonra mesleğini bırakanlar annelerimiz var. Annelerimiz evlatları için çok büyük bir özveriyle ve fedakarlıkla burada gün içerisinde bulunmaktadır. Okul dışındaki çalışmalarda da çocuklarımızın fizyoterapi ihtiyaçları için diğer terapiler için büyük bir mücadele vermektedir.”
(Haber Merkezi)