Mevlid : Doğum yeri, doğum vakti demektir. Sevgili Peygamber (sav)doğum zamanına verilen addır.
ALLAH DİLEDİĞİNİ PEYGAMBER SEÇER
Bir kimsenin Müslüman sayılması için inanması gereken iman esaslarından biri de peygamberlere imandır. Allah’a iman peygamberlere imanı da gerektirir. Çünkü peygamberleri gönderen ve Kuran- ı Kerim’de bunu insanlara bildiren ve onlara inanmalarını emreden Yüce Allah’tır.
Cuma Suresi 62/4:
“Peygamberlik Allah’ın lütfüdür ki dilediğine verir. Allah pek büyük lütuf ve ihsan sahibidir”.
İlk peygamber, insanlığın babası Hz Adem (a.s) son peygamber de kainatın efendisi ve ümmeti olmakla şeref duyduğumuz Hz Muhammed (sav)’dır. Bu ikisi arasında pek çok peygamber gelip geçmiştir. Sayıları bir rivayete 124 bin bir rivayete 224 bindir. Bizler, Cenab-ı Hak ne kadar peygamber göndermişse, tam olarak sayısını bilmesek de hepsine iman ederiz.
PEYGAMBER GÖNDERİLMESİNİN HİKMETİ
Dünya misafirhanesine gönderilen her insanın aklını kurcalayan ilk şey nereden geldiği, içinde yaşadığı dünyayı, evreni, kimin var edip süslediğini, güneşin, ayın, yıldızların, insanların hayvan ve bitkilerin kimin eseri olduğunu ve kimin emriyle hareket ettikleridir. Fakat insanın tek başına sadece aklıyla bu soruların doğru cevabını bulması mümkün değildir.
İşte Allah’ın, peygamber olarak seçtiği kulları, insanın bu önemli sorularına cevap verirler. Kâinattaki canlı, cansız bütün varlıkların yaratıcısın Allah olduğunu anlatırlar. O’nun isim ve sıfatlarını bildirirler. Tek olduğunu, eşi ve benzeri bulunmadığını, varlığı için kimseye ihtiyacı olmadığını, fakat her şeyin ona muhtaç olduğunu ders verirler.
Peygamberin varlığı Allah’ı tanımak içindir. Eğer peygamber olmasaydı, insanın sadece aklıyla Yaratıcısını tanıması mümkün olmazdı. Yaratıcı diye olur olmaz şeylere tapardı. Peygamberlere inanmayanların Yaratıcı diye taştan, ağaçtan, kendi elleriyle yaptıkları putlara, güneşe, aya, ateşe tapmış olmaları peygamberlere olan ihtiyacı açıkça ortaya koyar.
İnsanın aklını kurcalayan ikinci soru, dünya misafirhanesine niçin gönderildiği, gönderinin kendisinden ne istediğidir. İnsanın bunu da aklıyla anlaması mümkün değildir. Böyle olunca da kendisini başıboş olarak görür. Her istediğini yapar.
İşte peygamberin gönderilmesinin ikinci bir sebebi de Yaratıcının insana neleri yapmasını, neleri yapmamasını emrettiğini, verdiği nimetlere karşılık nasıl bir şükür istediğini ve kâinatın yaratılış gayesini öğretmektir
Evet, Rabbimiz bizden istediği kulluğu, verdiği nimetlere karşılık nasıl şükredeceğimizi bize öğreten peygamberdir: İnsan Rabbinin emirlerini yasaklarını ve razı olduğu şeyleri ancak peygamberlerin bildirmesiyle öğrenir. Peygamberlik müessesi bu yönüyle insanlığın manevi gelişmesinin esasıdır.
Peygamberler, manevi ilerlemenin esas olduğu gibi, maddi terakkinin de rehberidir. Yüce Rabbimiz peygamberleri insanların manen yükselmeleri için birer önder yaptığı gibi, her bir peygamberin eline bazı mucizeler vererek maddi terakki için de birer rehber ve ustabaşı yapmıştır. Maddi terakkiyi mucize yoluyla insanlığa hediye etmiştir. Mesala gemiyi Hz Nuh’un eliyle, saati Hz Yusuf’un eliyle, elbise dikme işini Hz İdris’in eliyle insanlığa ihsan etmiştir.
Bilim ve teknolojinin gelişmesine katkı sağlamıştır.
Mucizeler: Hz İbrahim’in ateşe atılması, fakat ateşte yanmaması, ateşin yakmayacağı maddelerin bulunabileceğine; Hz Davut’la dağların tespih etmesi plak ve teyp gibi aletlere; demiri hamur gibi yoğurma mucizesi, demir ve benzeri maddelerin sanayide kullanılmasına işaret eder. Hz Süleyman’ın rüzgâra binip uzak mesafelere gitmesi, uçak gibi vasıtalara, Belkıs’ın tahtını bir anda yanına getirmesi, görüntünün, sesin ve eşyanın bir anda bir yerden başka bir yere nakledilebileceğine; Hz Musa’nın asasını yere vurarak su çıkarması, insanların yerden su, petrol gibi yer altı zenginliklerini çıkaracak aletler yapmaya teşvik eder. Yine asasıyla denizi yararak yol açması, denizin altında, içinde tüp geçit vs gibi şeylerin yapılabileceğini işaret eder.
Peygamberlerin gönderilmesinin bir diğer hikmeti de insanların öldükten sonra diriltileceklerini, dünyadaki amellerden dolayı hesaba çekileceklerini bildirmektedir. Hesap neticesinde ya Cennetle mükafatlandırılacaklarını yada Cehennemle cezalandırıldıklarını tebliğ etmek, insanları Allah’ın emir ve yasaklarını dinlemeye teşvik etmektir. Bu ise sosyal hayatın düzenli bir şekilde yürümesini temin eder.
Peygamber gönderilmesinin bir hikmeti de ahirette cehenneme sevk edilen insanların “bize Allahın emir ve yasaklarını bildiren olmadı” şeklindeki itiraz kapılarını kapatmaktır.
Demek oluyor ki, Yüce Rabbimiz kendisini bizlere tanıttırmak, sevdirmek, güzelliğini göstermek, insanları niçin yarattığını bildirmek, nimetlerine karşılık nasıl bir şükür istediğini öğretmek, emir ve yasaklarını tebliğ etmek ve cehennem ehlinin itiraz kapılarını kapamak, insanlara maddi terakkinin yolunu göstermek için dilediği kullarını peygamber olarak göndermiştir. Ve son peygamber olarak Hz. Muhammed (SAV)’i göndermiştir.
Kutlu Doğum haftasının bütün Müslümanlara hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden diliyorum.
Hasan İzmirli hocamızın yazısını beğenerek okudum. Birlikte yaşamak için Yüce Allah’ın görevlendirdiği bir kılavuza neden ihtiyaç olduğunu anlaşılır bir üslupla yazmış. Tekrar teşekkür ediyor, bu çalışmadan okurların müstefid olmalarını temenni ediyorum.