Ankara, Türkiye’nin başkenti ve tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim bir şehirdir. Ankara halkının kökeni, farklı kültürlerin ve medeniyetlerin birleşimiyle şekillenmiş olup, bu da şehri Türkiye’nin zengin kültürel mozaiklerinden biri haline getirmiştir.
İlk Çağlardan Günümüze
Ankara, ilk çağlardan bu yana sürekli yerleşime sahne olan önemli bir merkez olmuştur. Bölgede yapılan arkeolojik kazılar, Paleolitik dönemden başlayarak Neolitik ve Bakır Çağı boyunca süregelen toplu yaşamın izlerini ortaya çıkarmıştır. Ancak, şehrin kim tarafından ve ne zaman kurulduğu kesin olarak bilinmemektedir.
Hititler ve Frigler Dönemi
Hititler, Ankara ve çevresinde yerleşik düzen kurmuş ve bu dönemde önemli yerleşim yerleri oluşturmuşlardır. Mürted Ovası yakınlarındaki Bitik’te ve Ankara’nın 60 km güneybatısındaki Gavurkale kalıntılarında Hitit dönemine ait izler bulunmuştur. Hititlerden sonra bölge, Friglerin kontrolüne geçmiş ve Ankara’da ilk önemli yerleşimin Frigler döneminde olduğu tahmin edilmektedir. Frig Kralı Midas, Ankara’nın kurucusu olarak kabul edilmekte ve kente “gemi çıpası” anlamındaki “Ankyra” ismini vermiştir.
Lidyalılar ve Persler Dönemi
Friglerin ardından Lidyalılar, Ankara ve çevresine hakim olmuş, daha sonra ise bölge Persler’in eline geçmiştir. Pers Kralı I. Dareios döneminde yapılan “Kral Yolu”nun Ankara’dan geçmesi, kenti ticari ve askeri açıdan önemli bir merkez haline getirmiştir.
Büyük İskender ve Galatlar Dönemi
Makedonya Kralı Büyük İskender’in seferleri sonucunda, bölge Makedonyalılar’ın hakimiyetine girmiştir. M.Ö. III. yüzyılda ise Galatlar bölgeye yerleşmiş ve Ankyra, Galat akıncılarının bir boyu olan Tektosagların başkenti olmuştur.
Roma ve Bizans İmparatorlukları Dönemi
Roma İmparatoru Augustus’un M.Ö. 25’te Galatya’yı Roma egemenliği altına almasıyla, Ankyra Roma’nın Galatya eyaletinin başkenti olmuştur. Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesinin ardından, kent Doğu Roma İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalmış ve Bizans döneminde askeri ve lojistik önemini korumuştur.
Selçuklular ve Osmanlılar Dönemi
1073’e kadar Bizans hakimiyetinde kalan Ankara, Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Selçuklular tarafından fethedilmiştir. Selçuklular, Danişmentliler ve Bizanslılar arasındaki hakimiyet mücadelesine sahne olan kent, Sultan Alaeddin Keykubat döneminde büyük imar çalışmalarına sahne olmuştur. Osmanlı egemenliğine geçen Ankara, İslami devirlerde “Engürü” ve “Angora” olarak anılmıştır.
Türkiye’nin Yeni Başkenti
Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti’nin güç kaybetmesiyle, başkentin Anadolu’da başka bir kente taşınması gündeme gelmiş ve 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelmesiyle bu süreç başlamıştır. 23 Nisan 1920’de kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ankara’yı hükümet merkezi ilan etmiş ve şehir İstiklal Savaşı’nın idare edildiği merkez haline gelmiştir. 13 Ekim 1923’te çıkarılan kanun ile Ankara, Türkiye’nin yeni başkenti olarak ilan edilmiştir.
Zengin Kültürel Mirası
Bugün, köklü bir tarihe ve zengin bir kültürel mirasa sahip Ankara, modern Türkiye’nin başkenti olarak dinamik ve gelişen bir şehirdir. Tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ankara, bu zengin kültürel geçmişini günümüzde de yaşatmakta ve ziyaretçilerine sunmaktadır.
(Haber Merkezi)
