Giresun’un Bulancak ilçesinde, aile mesleği olan saat tamirciliğini üçüncü kuşak olarak sürdüren Murat Dübüş, dedesi Sait Dübüş’ün 1945 yılında başlattığı bu mesleği büyük bir özveriyle devam ettiriyor.
Murat Dübüş, babası Şerafettin Dübüş’e çıraklık yaparak saat tamirciliğini öğrendi. 2001 yılında Malatya İnönü Üniversitesi İktisat Bölümü’nden mezun olan Dübüş, üniversite yıllarında tatil dönemlerinde babasının dükkanında saat tamirine devam etti.
Murat Dübüş, 30 yıldır hem kurmalı hem de pille çalışan saatlerin tamirini üstleniyor. Aile geleneğini sürdürmekten gurur duyan Dübüş, tamiratında kullandığı eski aletlere de büyük bir özen gösteriyor. “Dedemden kalma kerpeten ve saat kapağı açma aleti hala elimde. O aletler, tarih kokuyor; onları kullanmak bana çok keyif veriyor” diyor.
Dübüş, dedesi Sait Dübüş’ün mesleği büyük amcası Salim Dübüş’e öğrettiğini ve sonrasında amcası Nurettin ile babası Şerafettin Dübüş tarafından devam ettirildiğini belirtiyor. “Bana, ‘Bunu sök, yap’ dedi ve o şekilde tamire başladık. Sonrasında nasıl oldu, nasıl öğrendim hatırlamıyorum, o günden beri saatçiyiz. Çok da severek yapıyorum, işimi devam ettiriyorum” şeklinde konuşuyor.
Mekanik saatler üzerinde yoğunlaşan Dübüş, “O zamanlar cep saatleri de tamir ediyorduk. Mekanik saatlerin parçalarında sorun olduğunda onları söküp tamir ederdik. Parça bulamazsak kendimiz yapardık. Ancak pilli saatler çıktıktan sonra tamir işlemleri daha da kolaylaştı” diyor.
Elektronik saatlerin piyasaya çıkmasıyla birlikte, Dübüş, kurmalı saatlerin verdiği sesin kendisine huzur verdiğini ifade ediyor. “Kurmalı saatleri, kurduğun zaman tık, tık, tık sesi bize huzur verir. Biz onları seviyoruz ama teknoloji de oraya doğru gidiyor” diyor.
Türkiye’nin dört bir yanından tamir için saatler kendisine ulaşıyor. “Dededen geldiği için onların bize öğrettikleri ve elimizde eskiden kalma parçalar da var. Bulunmayan parçalar eski saatlerden çıkabiliyor, onları da tamir edebiliyoruz” diyen Dübüş, tamir edilemeyen saatlerin tarihin tozlu sayfalarına karıştığını belirtiyor.
Dübüş, işini oğluna da öğretmeyi arzuluyor. “Oğlum 7 yaşında, onun da eline tornavidayı tutturuyoruz. ‘Baba yapayım mı?’ diyor, ‘Yap’ diyorum, söküyor bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bizde her doğan saatçi doğuyor” ifadelerini kullanıyor. Ayrıca, kuzenlerinin de saatçilik yaptığını, büyük amcasının oğlunun İstanbul’da önemli bir saatçi olduğunu belirtiyor.
Murat Dübüş, “Belki de çocukluktan beri bu havayı teneffüs ettiğim, bu dükkanda büyüdüğüm ve gerçekten sevdiğim için mesleği tercih ettim. İçimize işlemiş bu meslek, verdiğim karardan da çok mutluyum. Allah izin verdiği, sağlıklı olduğum sürece burada olmaya devam edeceğim” diye ekliyor.
(AA)