Vesvese… Hz. Âdem’den bu yana insanoğlunun her daim yanı başında, kafasında, gönlünde. İstenmediği halde, kovulduğu halde gitmemekte ısrarlı. Gideceği de yok. Hele biraz dini hassasiyetiniz artmaya başladı, ibadetlerinizi, daha bir ihlâsla can-ı gönülden yapmaya yöneldiyseniz hiç şüpheniz olmasın, o hemen ensenizde… Kovalamak isteseniz de, hiç uğraşmayın gitmez. (Kur’an’ın ifadesiyle) sağdan soldan, önden arkadan üzerinize çullanır. Bu durum sizin doğru yolda olduğunuzun göstergesidir. Çünkü şeytan, güzel işlere tevessül edenlere musallat olur. Vaktini kötü işlerle harcayanlar hiç vesveseye düşmezler.
Peki, ne yapalım vesveseye karşı? Çaresi ne? Meselâ namaza durduk, meselâ Kur’an’ın anlamı üzerinde kafa yorup çalışıyoruz, meselâ Kâbe’de tavaftayız. Olmadık düşünceler, saçma sapan, abuk sabuk hezeyanlar beyninize üşüşebilir. Sakın ha panik yapmayın. Panik yok! O anda şeytan aklınıza gelsin. Bilin ki fena halde bozulmuş, bilin ki size çok kızgın. Üzerinize hışımla geliyor. Şöyle bir derin nefes alın, gülümseyin. Bilin ki size ‘’şahdamarınızdan yakın’’, beyninizin kıvrımlarını gören, kalbinizin atış ritminin bile çetelesini tutan, damarlarınızda cevelan eden kanın üre miktarlarının mikrogramını bile bilen bir ilâhımız var. Sahibimiz var. Bu abuk sabuk hayallerin, çarpık düşüncelerin sizden sâdır olmadığını hiç bilmez olur mu? ‘’Allah her şeyi biliyor ya’’ deyin, ‘’Allah her şeyi biliyor ya’’ deyin. Bir Eûzu Besmele çekin, anlamlarını sindire sindire Felâk ve Nas sûrelerini okuyun bir bakalım. Şeytanın kuyruğunu kıstırarak kaçarcasına gittiğini görür gibi olacaksınız. Aksi olur da şeytandan gelen bu vesveseye kıymet verir, önemserseniz vay halinize. Allah korusun, şeytan sizi maskaraya çevirir, kedinin fareyle oynadığı gibi oynar. Sonu belirsiz bir yolculuğa yelken açmış olursunuz. O yüzden vesveseleri, kuruntuları hiç mi hiç önemsemeyin. Onlar zihninize hücum ediyorsa, inanın doğru yoldasınız. Aynen devam.
Not: İnsanın en sinsi ve en azgın düşmanı vesveseden mustarip olanlar, konuyla yakından ilgilenmek isteyenler; Üstad Bz.Said Nursi Hz.’lerinin Sözler kitabının (21. Söz–2. Makam) bölümüne başvurabilirler.