Yaşantımız kısıtlıydı belki, ama…
Kahvehaneler memur, işçi, esnaf lokalleri şekline dönüşürken, ilk pastane olan Sedef, o yılların gençliğinin vazgeçilmez yerlerinden biriydi. Burada erkekler, kızlar ayrı oturup, dondurma, dondurmalı supangle ve keşkül yer, meşhur üzümlü silindir kekle salep içerek, sohbet ederken, rahmetli arkadaşımız pastacı Mehmet’in ön vitrine yerleştirdiği dondurma makinesinden yol üstünde gezinti yapan arkadaşlarını “Merhaba beyler” diye durdurup, dondurma ikram etmesi unutulmaz anılar içinde yer alıyordu.
Yeni camiden şimdiki terminale doğru giden Dayıoğulu deresi etrafında Cumartesi günleri kurulan Pazar yeri yetersiz hale geldiğinden seksenlerin başlarında top sahasına ve bir zamanlar, Semiha Yankı ile kardeşlerinin ve ağabeyleri Cambaz Boncuk’un akrobasi gösterileri yaptığı Kadınlar Panayırı mevkiine taşınıyordu. Hastanenin batısında hafif engebeli çimenlik alanda eski bir kışla ve cephanelik olduğu söylenen metruk binalar vardı. Bir süre 19 Mayıs Bayramlarında gösterileri burada yapmıştık. Daha sonra bu alan şimdiki yerinde Futbol sahası olarak düzenlendi ve eski top sahasında başlayan futbol turnuvaları, bu yeni toprak sahada da artarak devam etti. Lakin toprak zeminin öncüleri Mavili, Halıcı, Habeş, Erol, Şükrü, Nihat, Necdet, Kadir Solun gibileri, sonraları Osman Narin Rıdvan, Sarı Kemal, Kara Yusuf, Kıbır Salih, Nusret, Rindol, Hüsnü ve rahmetli Salih Anaç gibi futbol yetenekleri, şimdiki imkanlardan çok uzak olduğu için Gerede dışına çıkamayacak, bizlere de ilerde geçmişin anılarıyla avunmak kalacaktı. Çoğu yaşıtım, birlikte top oynadığım ve unutulmayan dostluklarımın olduğunu bildiğim diğer arkadaşlarım, isimlerini yazmadığım için umarım beni bağışlarlar. 80’li yılların ortalarına doğru Esentepe mini futbol sahasının düzenlenmesiyle spor turnuvaları ilkokullara kadar iniyordu. Futbol kulüplerinin hazırlık kampları da burada yapılmaya başlıyor, o zamanın gençliği, bütün siyasi ayrımlara rağmen, sporun birleştirici vasfıyla çok güzel bir birliktelik yaşıyordu.
Şehir merkezindeki küçük işyerleri de değişimden nasibini almıştı. Bakkal dükkânları büyümüş, pasaj türü alışveriş merkezleri oluşmaya başlamıştı, ama Geredeliler pasajı pek sevmediler ve tekrar yol üstü işyerlerine döndüler. 90’lı yıllarda açılan ilk büyük market olan Gimpa Gerede’ye süper market kavramını getirecekti.
Başka yerlerde görülen yenilikler doğrultusunda yeni ve farklı iş sektörleri de ortaya çıkıyordu. Aranjmanların ve Arabesk müziğin revaçta olduğu ilk kasetçi dükkânları Halim Çakmakçı ve Fotoğrafçı Ahmet Tuncer’in işyerleriydi. Şehrin belki de ilk ev stüdyo fotoğrafçıları Resimci Hasan ve Foto Sudi idi. Sihirli karanlık kutu şipşak fotoğrafçılar da donanımlı stüdyoya dönüşerek foto Müge, foto Gönülal olurken, foto Aydın, foto Okçu gibi yeni fotoğrafçılar da dahil olmuştu. Arzum Konfeksiyon, Bacılar ilk hazır giyim dükkânlarıydı. Acemin Kazım, Hacı Fikri, Hacı Erdoğan gibi iğne iplikten çakmak ve baharata kadar her şey bulunan dükkânlar, attarlar yeni yetişenleri olmadığından kepenklerini indirmişti.
Yine yeni ustaları yetişmeyen ve kooperatifleri ile Gerede’de oldukça önemli bir yeri olan ayakkabıcılar arastasında, bir topçu, bir iki mestçi, ayakkabı imalatçısı ve bir iki tamirci kalmış, bir iki imalatçı da imalat yanında, kavaflara dönüşmüştü. Demirciler, saraçlar çağın motorizeliğinden olumsuz nasiplerini almışlar, bakırcılarla birlikte birkaç dükkân kalarak küçülmüşlerdi.
Yemekler genelde evlerde yenildiği için bir iki esnaf lokantasından başka modern görünümlü lokantalar yok denecek kadar azdı. Arastada Aşçı Ahmet ve Aşçı Salih’in esnaf lokantalarında ve bir iki köftecide, esnafın yanında öğrenciler, bazı memurlar yemek yerlerdi. Çok hareketli olan E5 yolu üzerindeki petrol ofisleri ve lokantaları da rağbet gören yemek durakları idi. Lakin yeni geçiş güzergâhında oluşan otoyol, yolcu turizmini bu yerlerden uzaklaştıracak ve bazıları da faaliyetini durdurmak zorunda kalacaktı.
Gerede’de yüzyıllardır kurulan panayırlar da ilerleyen yıllarda Gerede esnafının mallarını sergileyip sattığı etkinlik olmaktan çıkmaya başlayacak, çağa uygun modernize olamayacak, dışarıdan gelenlerin pazarı haline dönüşecek, ama geleneksel cazibesi artarak devam edecekti.
Devam edecek…
Gönlünüze ve kaleminize sağlık,üstadım,her yazımınız bana çok etkili ve faydalı olduğuna inanarak heves ve merakla okuyorum.Teşekkür eder saygılarımla.Salam herkese.