İSTANBUL (AA) – YETER ADA ŞEKO – Podcast yayıncıları Utku Güven ve Derin Altan, 'Esmiyor' adını verdikleri ve 100 bölümü geçen programlarıyla iklim değişikliğine dair farkındalık oluşturmayı amaçlıyor.
“Esmiyor” adlı podcast serisi, iklim krizini farklı açılardan ele almaya, konuyla ilgili farkındalık oluşturmaya ve insanları harekete geçirmek amacıyla 2020 yılının Aralık ayında yayın hayatına başladı.
Her hafta bir uzmanın konuk olduğu programda 30 dakika boyunca iklim krizinin hayatın farklı alanlarında yarattığı sorunlar ve çözüm önerileri konuşuluyor.
Geçen günlerde 100'üncü programı dinleyiciyle buluşturan podcast serisinin yayıncıları Utku Güven ve Derin Altan, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde hukuk ve ekonomi eğitimi aldığını ve uzun yıllardır uluslararası kuruluşlarda insan hakları alanında faaliyetler yürüttüğünü belirten Güven, podcast fikrinin doğmasında, doğa sporlarına olan tutkusunun etkili olduğunu ifade etti.
Güven, “Alp Dağları'ndaki buzulların yıllar içerisindeki değişimini birebir gözlemlemem, beni bu konuda bir şeyler yapmaya yönlendirdi. Arkadaşım Derin'in hikayesi ise İngiltere'ye gerçekleştirdiği bir seyahati sırasında katıldığı bir programda dinlediği bir konuşmadan etkilenmesiyle başlamıştı.” dedi.
İki farklı şekilde başlayan hikayelerinin, iklim kriziyle ilgili bir şeyler yapmak üzere tek bir noktada birleştiğini anlatan Güven, şöyle devam etti:
“Kovid-19 salgınından sonra iklim krizi hakkında kendi aramızda konuşmaya başladık. Biz iklim bilimci değiliz, gazeteci ya da yayıncı değiliz. Hukuk geçmişimiz vardı. Ama bu meselenin belki de çok önemli olabileceğini, önümüzdeki 10-20 yılı etkileyebileceğini düşünüyorduk. İklim kriziyle bağlantılı olarak geleceğe dair bir endişe ve tabii soru sorma isteğiyle, 'Esmiyor' ortaya çıktı. İlk olarak bir sivil toplum kuruluşu oluşturabileceğimizi düşündük. Ancak sonrasında geleneksel yöntemler yerine insanlara daha hızlı ulaşabileceğimiz podcast yayıncılığı yapma konusunda anlaştık.”
“Esmiyor Podcast” sonrasında hayatında çok şeyin değiştiğini sera gazı artışına neden olduğu gerekçesiyle bir dönem et yemeyi dahi bırakmayı denediğini aktaran Güven, “Bir şey için ödediğim bedelin sadece para olmadığını, başka bedellerin de olduğunu, tercihlerimin doğaya, okyanusa, iklime zarar verebildiğini anladım. Umarım 100 bölümdür bizi dinleyen insanlarda da bu tarz değişimlere yol açabilmişizdir.” diye konuştu.
– “Sistemsel bir değişikliğin peşinde koşamaya başladık”
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Boğaziçi Üniversitesi'nde ekonomi ve finans üzerine yüksek lisans yaptığını bildiren Derin Altan ise çok ciddi ve karamsar bir meseleyi, insanları korkutmadan anlatmak istedikleri için 'Esmiyor' ismini seçtiklerini vurguladı.
Altan, “Biliyorsunuz, 'Esmiyor' aslında bir karikatürde geçen bir ifade. Adana'da 2018'de aşırı sıcaklar yaşanınca bayılmış bir türkücünün resminin altına yazmışlardı. Oradan geliyor, yani biraz da komik olsun diye bu ismi seçtik. 'İklim değil sistem değişsin, tek başıma ne yapabilirim diyenler tek kalmasın' şeklindeki sloganımız ise süreç içinde oluştu. Çünkü çok küçük bir şeyi değiştirerek bunun üstesinden gelemeyeceğimizi anladık ve sistemsel bir değişikliğin peşinde koşamaya başladık.” sözlerini sarf etti.
Konuları ve konukları seçerken bilimselliği, ilgi çekiciliği ve merak uyandırmayı esas aldıklarını kaydeden Güven, içeriklerini oluştururken iklim krizi çerçevesinde yayınlanan birçok bilimsel yazı, rapor ve makale okuduklarına, bu noktada hukuk eğitimi almış olmalarının işlerini kolaylaştırdığına değindi.
Altan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hem hazırlık süreçlerindeki araştırmalarımızdan hem de yüzlerce bölümdür davet ettiğimiz uzman isimlerden sonra iklim krizine dair öğrendiklerim kapsamında, konuya dair gözden kaçırılmaması gereken en önemli nokta bence şu: İklim değişikliği çok sistemsel bir mesele. Yediğiniz yemekten, A noktasından B noktasına nasıl gittiğinize; kıyafetinizden, kayıt yaparken kullandığımız makinenin Çin'den buraya yolculuğuna kadar hepsi aslında birbiriyle iç içe geçmiş durumda. İnsanlar bize 'Neyi değiştirsek bu sorun çözülür?' diye soruyor. Maalesef tek bir şeyi değiştirerek, aç kapa yaparak bunu değiştirmek çok mümkün değil.”
– “Dinleyici ve takipçilerdeki pozitif etkiyi görüyoruz”
Sosyal medya ve podcast yayıncılığı ile oluşturdukları etki hakkındaki gözlemlerini de paylaşan Altan, “Biz başladığımda toplumun yüzde 99,9'u ile aynı noktadaydık. Sadece biraz merakla bunu sorguluyorduk, 'Gerçekten iklim krizi var mı, bunun etkileri bu kadar önemli mi?' diye. Kendi öğrendiklerimizi de herkesle paylaşıyorduk. Geldiğimiz noktada bunun insanlarda, dinleyicilerde ve takipçilerde çok pozitif bir etkisi olduğunu görüyoruz.” dedi.
İklim değişikliği üzerine yayın yapmaya başladıktan sonra tüketim tercihlerinde sürdürülebilirliği bir kriter olarak ön planda tuttuklarına, karbon ayak izlerini düşürmek adına yerelde üretilmiş ürünlere daha çok yöneldiklerine dikkati çeken Altan, sözlerini, “Bu noktada bir dengenin tutturulması gerekiyor. Bu hiçbir zaman 'Uçağa binmiyorum.' demek değil, bazen onu da yapmak gerekiyor. Orada bir denge var. O dengeyi hem kendi hayatımda yakalamak hem de dostlarımın, ailemin hayatlarında yakalamaları için elimden geleni yapıyorum.” diyerek tamamladı.