ANKARA (AA) – James Webb Uzay Teleskobu, Dünya'ya 25 ışık yılı uzaklıkta, Güneş'ten 15 kat daha parlak “Fomalhaut” adı verilen bir yıldızın çevresindeki toz kuşaklarının şimdiye kadar hiç çekilmemiş ayrıntıdaki fotoğraflarını çekti.
Dailymail'in haberine göre, yapılan bir araştırmada, Fomalhaut'un çevresindeki kuşakların, burada bir zamanlar gezegenler olabileceğinin kanıtı olduğu, muhtemelen bu kuşaklardaki tozun bir çarpışma sonucu yok olduğu düşünülen gezegenlerin kalıntıları olabileceği belirtildi.
Arizona Üniversitesi Öğretim Üyesi Andras Gaspar liderliğindeki grup, Güney Balığı (Piscis Austrinus) takım yıldızındaki en parlak yıldız olan Fomalhaut'a ait görselleri inceledi.
Yıldızın, 440 milyon yaşında ve kütlesinin Güneş'in 1,92 katı olduğu bilgisi paylaşıldı.
Fomalhaut'un içeriğindeki hidrojeni çok yüksek hızda yakması nedeniyle Güneş'ten 15 kat parlak ışık verdiği ancak bu şekilde yanmaya devam ettiği sürece 1 milyar yıl içinde tükeneceği belirtildi.
– Yıldızın çevresinde 2 yeni iç kuşak daha tespit edildi
Fomalhaut'un yörüngesinde bulunan ve tozdan oluştuğu düşünülen kuşakların, yaklaşık 23 milyar kilometre genişliğe yayıldığı kaydedildi.
Yıldız sistemiyle ilgili araştırmayı yürüten bilim insanları, yıldızın çevresindeki 2 iç kuşak haricinde daha önce bilinen dış kuşakta bulunan ve çarpışmadan kaynaklandığı düşünülen bir “büyük toz bulutu” da tespit etti.
Önceki araştırmalara göre, Fomalhaut'un çevresinde tek bir toz kuşağı olduğu düşünülüyordu ancak James Webb Teleskobu'nun detaylı çekimleriyle orta bölümünde yeni bir toz kuşağı ve bir iç kuşak olduğu belirlendi.
Araştırmacılar, “Fomalhaut, karmaşık ve muhtemelen dinamik, aktif bir gezegen sisteminin merkezi gibi görünüyor.” açıklamasında bulundu.
– Fomalhaut'un halkaları, Güneş Sistemi'ndeki Kuiper Kuşağı'nın benzeri
Webb teleskobunun orta kızılötesi aygıtından gelen Fomalhaut'a ait görüntüleri inceleyen araştırmacılar, her 3 kuşağın da kozmik toz, çakıl taşları ve geçmişteki çarpışmalardan kalan kaya gibi diğer kalıntılardan oluşan birer “enkaz diski” olduğunu belirledi.
Tespit edilen dış halkanın detaylı görüntüleri, Neptün'ün yörüngesinin hemen dışında bulunan ve Güneş Sistemi'nin ilk dönemlerinden kalan kalıntılardan oluştuğu düşünülen “Kuiper Kuşağı'na” benzediğini ortaya koydu.
Teleskobun kızılötesi aygıtı tarafından belirlenen 2 yeni iç halkanın, bu yıldız sisteminin Güneş Sistemi'ne benzediğini aktaran araştırmacılar, bulguların bu bölgelerde gezegenler olabileceğine işaret ettiğini belirtti.
Webb'in orta kızılötesi aygıtı baş sorumlusu George Rieke, “Fomalhaut'un etrafındaki kuşaklar, bir tür gizem içeriyor. Acaba gezegenler nerede? Bence yıldızın etrafında gerçekten ilginç bir gezegen sistemi bulunduğunu söylemek çok iddialı olmayacaktır.” diye konuştu.
Araştırmacılar, ortadaki dar kuşağın, görünmeyen gezegenlerin yerçekimi etkisiyle yönlendirildiğini ve kuşaklar arasındaki boşlukta da bir dünyanın olabileceğini düşünüyor.
Yeni keşfedilen ara kuşağın, dış kuşakla karşılaştırıldığında bunun kozmik bir çarpışma sonucu oluşan bir toz bulutunun kaynağı olabileceğine işaret edildi.
– Fomalhaut'un yörüngesinde gezegenler de olabilir
Dış halkaya ait görüntülerde, araştırmacıların “büyük toz bulutu” olarak adlandırdığı bir oluşum da tespit edildi.
Bu büyük toz bulutunun, yıldızın yörüngesinde bir gezegene dönüşme ihtimali taşıyan büyük madde kütleleri olan 2 “ön gezegen” arasındaki dış halkada meydana gelen bir çarpışmanın kanıtı olabileceği değerlendiriliyor.
Bu da “Fomalhaut'un yörüngesinde gezegen oluşumunun devam ettiğini ya da zaten milyonlarca yıldır mevcut gezegenler olabileceğini” gösteriyor.
Araştırmanın yöneticisi Andras Gaspar, “Fomalhaut'u galaksimizin başka yerlerinde bulunan enkaz disklerinin ilk örneği olarak tanımlayabilirim çünkü bu yıldız, gezegen sistemimizde bulunanlara benzer bileşenlere sahip. Bu halkalardaki örüntülere bakarak aslında bir gezegen sisteminin nasıl görünmesi gerektiğine dair bir taslak çizmeye başlayabiliriz.” ifadelerini kullandı.
Webb Teleskobu'nun yakın kızılötesi kamerasıyla Fomalhaut'un etrafındaki gezegenleri de tespit etme imkanına sahip olduğunu aktaran Gaspar, yakın zamanda bu konuyla ilgili yayınlar yapılacağını söyledi.
Araştırma, Nature Astronomy dergisinde yayımlandı.