ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP ve Zafer Partisi arasındaki protokole ilişkin, “Dünkü yaptıkları yedi maddelik protokol metnine bakın. Tersinden okuyun CHP, Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı açısından yüz kızartıcı bir metin.” dedi.
Oktay, Birlik Vakfı Ankara Şubesi'nde düzenlenen sohbet programına katıldı.
Burada konuşan Oktay, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada ayakta kalabilmesi için güçlü olması gerektiğini belirterek, Türkiye'nin “hakeme rağmen” ilerlemesini sürdürmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin gönül coğrafyasındaki insanların, Türkiye'ye duydukları muhabbeti ve bağlılığı sürdürdüğünü belirten Oktay, “Bizden hiçbir zaman ümidini kesmediklerini, bizimle irtibatlarını hiçbir zaman o gönül bağlarını da koparmadıklarını yakınen gittiğimiz coğrafyalarda tek tek şahit olduk.” diye konuştu.
Oktay, Türkiye'nin tarihinin 100 yıldan ibaret olmadığına dikkati çekerek, bunun arkasında Selçuklu ve Osmanlı'nın yer aldığını, birçok kuruluşunun köklü bir geçmişe sahip olduğunu hatırlattı.
Öz güveni ve kendisine inancı olmayan bir milletin, kendisine, bölgesine ve dünyaya herhangi bir katkı vermesinin mümkün olmadığını ifade eden Oktay, Türkiye'nin tarihiyle barışmasıyla o öz güveni inşa etmeye çalıştıklarını ve bugün o öz güvenin sonuçlarını tüm sektörlerdeki ilerlemede net olarak gördüklerini kaydetti.
Oktay, “Savunma sanayinde yüzde 80'lere gelmiş olmamız bize öz güven vermemiştir. Öz güveni yüklenmiş olmamız, 'Yaparız' diyor olmamız bizi yüzde 20'lerden 80'lere getirmiştir. Bizim kendimizle, tarihimizle barışmamız ve kendi gücümüzün farkında olmamız bize yüzde 20'lerden 80'lere getirmiştir. Şimdi bu özgüvenin devamını enerjide görüyoruz. Sektör sektör yayılıyoruz. Enerjide de bu böyle oldu. Dışarıdan aldığımız kaynaklarla bir şeyi üretmeye çalıştığımızda sonuç alamadık. Karadeniz'deki doğal gazın tüm tarihi budur başka bir şey değildir aslında. Ne zaman ki kendi gemilerimiz, insanımız, yöntemlerimiz, laboratuvarlarımızı yerli ve milli olarak değerlendirmeye aldığımızda sonuç aldık.” dedi.
– “Güçlü liderlik, siyasi irade”
Tüm bu gelişmelerin arkasında güçlü liderliğin ve siyasi iradenin bulunduğunu, geçmişte bu iradenin gösterilemediğini ve engellendiğini dile getiren Oktay, şöyle devam etti.
“Abdülhamit'e yapılanlarla bugün Cumhurbaşkanımıza yapılanları çok farklı şeyler mi görüyorsunuz? Aynı zihniyet. Bakıyorsun Millet İttifakı diye ortaya çıkanların söylemlerine kadar aynı, şu veya bu ad altında. Bugünkü fark milletimiz çok daha bilinçli hamdolsun ve bu bilincini de 15 Temmuz'da zaten son derece net bir şekilde ortaya koydu. Öz güven ifade ettiğimiz şey öyle basit, son derece sıradan bir kavram değil. Yerlilik ve millilik diye ifade ettiğim şey de aslında bizim gençlerimiz hep. İstediğimiz zaman yapamayacağımız bir şey yok. Batı hep kendi içerisinden kendi gözüyle Doğu'ya bakmayı arzu etmiş. Biz şimdi buna meydan okuyoruz bugün. Buna meydan okuyan bir Recep Tayyip Erdoğan ve kadroları ve sizler varsınız hep birlikte. Bu Batı'yı rahatsız ediyor. Yoksa bizim Batı ile bir sorunumuz yok. Türkiye'nin ve milletimizin menfaatlerine, olmayan her bir konuda da son derece net tavrımızı koyarız. Bunun bedeli olursa bedelini de öderiz dediğimiz bir politikadır bugün izlediğimiz.”
– “Neyin gerçek, neyin algı olduğunu milletimiz çok net görüyor”
Oktay, CHP ve Zafer Partisi arasındaki protokole değinerek, şu ifadeleri kullandı:
“Dünkü yaptıkları yedi maddelik protokol metnine bakın. Tersinden okuyun CHP, Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı açısından yüz kızartıcı bir metin. Yoksa Ümit Özdağ açısından tutarlı bir metindir. Ülkenin cumhurbaşkanlığına aday olan birisine söylediği şu; 'Ben sana güvenmiyorum. Terör örgütleriyle sen o kadar kol kola girdin ki, senin terör örgütleriyle mücadele edebileceğine inanmıyorum' diyor. 'FETÖ'süyle, PKK'sıyla yapacağın mücadeleye ve Türkiye’nin milli üniter yapısını koruyabileceğine inanmıyorum' diyor. 'Onun için şu söylediklerimizi yazılı hale getirelim' diyor. 'Sen vatandaşlığın tanımını da değiştireceksin inanmıyorum' diyor. Bizim bir şey yapmamıza gerek yok aslında kendileri kendilerini ele veriyorlar. 14 Mayıs öncesi ve sonrasını yan yana koyduğunuzda neyin gerçek, neyin algı olduğunu milletimiz çok net görüyor.”