Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2020-2022 döneminde doğuştan beklenen yaşam süresinin 77,5 yıla düştüğünü açıkladı. Bu, 2019-2021 dönemindeki 77,7 yılın ardından bir azalmadır.
TÜİK’in açıkladığı verilere göre, Türkiye’de doğuştan beklenen yaşam süresi kadınlarda 80,3 yıl, erkeklerde ise 74,8 yıl olarak gerçekleşti. Bu, kadınların erkeklerden yaklaşık 5,5 yıl daha uzun yaşadığı anlamına geliyor.
Beklenen yaşam süresi, bir kişinin mevcut ölüm risklerine maruz kalması durumunda yaşaması beklenen ortalama yıl sayısı olarak tanımlanıyor.
COVID-19 ve Kronik Hastalıklar Etkiledi
Doğuştan beklenen yaşam süresindeki düşüşün COVID-19 pandemisi ve kronik hastalıkların artmasından kaynaklanabileceği düşünülüyor.
COVID-19 pandemisi, Türkiye’de 2020 ve 2021 yıllarında önemli sayıda ölüme neden oldu. Bu ölümler, doğuştan beklenen yaşam süresini düşürmüş olabilir.
Kronik hastalıklar, kalp hastalığı, kanser ve diyabet gibi hastalıklar, yaşam süresini kısaltabilecek önemli risk faktörleridir. Türkiye’de sigara kullanımı, alkol tüketimi ve obezite gibi kronik hastalıkların riskini artıran faktörlerin yaygınlığı artıyor. Bu faktörlerin de doğuştan beklenen yaşam süresini düşürmüş olabileceği düşünülüyor.
Sağlık Hizmetlerine Erişimi İyileştirmek Gerekir
Doğuştan beklenen yaşam süresini artırmak için, sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmek, kronik hastalıkların önlenmesini sağlamak ve sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmek gerekiyor.
Sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmek için, sağlık hizmetlerinin daha uygun fiyatlı ve erişilebilir olmasını sağlamak gerekiyor.
Kronik hastalıkların önlenmesi için, sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek, sigara içilmesini ve alkol tüketimini azaltmak ve düzenli egzersizi teşvik etmek gerekiyor.
Sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmek için, sağlıklı beslenmeyi, düzenli egzersizi ve yeterli uykuyu teşvik etmek gerekiyor.
Sonuç
TÜİK’in açıkladığı veriler, Türkiye’de yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu çabalar, sağlık hizmetlerine erişimi iyileştirmeyi, kronik hastalıkların önlenmesini ve sağlıklı yaşam tarzlarını teşvik etmeyi içermelidir.
(Haber Merkezi)