“Popüler Kültür ve Gençlik” konulu konferansı vermek üzere Gerede’ye gelen A.İ.B.Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cağfer Karadaş, konferansta verdiği önemli anekdotlarda popüler kültürün neleri alıp götürdüğünü anlattı. Popüler kültür nedeniyle gençlerin maçlardan sonra birbirini öldürecek kadar kötü noktaya geldiğinin belirtildiği konferansta, Karadaş, “ne yazık ki dedelerimizden, babalarımızdan bizlere aktarılanlar yok oluyor, bunun adı da popüler kültür.”dedi.
Gerede Müftülüğü, Gerede Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü işbirliği ile gerçekleştirilen “Popüler Kültür ve Gençlik” isimli konferansta günümüzde yaşanan ve yanlış olan önemli konulara değinildi.
Konferansı vermek üzere Gerede’ye gelen A.İ.B.Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cağfer Karadaş, adeta acı bir gerçeği gözler önüne serdi.
Gençliğin nereye gittiğini ele alan Cağfer Karadaş, zaman zaman yaşamından, zaman zamansa yaşanmış olan acı gerçeklerden konferansta bahsederek, gençlerin dedelerimiz ve babalarımızın bize aktardıklarını yok etmeye başladıklarını, bunun adının da popüler kültür olduğunu söyledi.
Konferansta çoğu zaman gençlere seslenen Karadaş, “Gençliği kaybetmeden kıymetini bilin. Popüler kültüre gençliğinizi emanet etmeyin. Her şeyin fazlası zarardır. Bu nedenle popüler kültürü oluşturan önemli mekanizmalar olan TV ve internetin fazlası zarardır. Doğru kullanıldığında popüler kültür iyi bir şeydir. Anzer balı örneğini burada verecek olursak Anzer Balı, çok faydalıdır. Ama bu kıymetli balı fazla yediğimizde zehirler ve öldürür. İşte TV ve internet böyledir. Herkes popülerlikten etkilenmektedir. Popüler kültürün ana nedenini gençler oluşturuyor. Gençler istekli olmaları hasebiyle popülerize etkisi altında kalıyor.”dedi.
Bir yanımız sabit olmalı
Hayatta insanların bir sabitliğinin olması gerektiği tanısında bulunan Prof.Dr. Cağfer Karadaş, “Tıpkı bir pergel gibi bir yanımız sabit olmalı. Bu sabitlik anne baba olabilir, dede olabilir, örnekleri çoğaltabiliriz. Onların size verdiği iyi şeyler, yapmanızı istedikleri, yapmamanızı istedikleri şeyler bu sabitliğin odak noktasını oluşturur. Aksi taktirde bu yaşam pergeli ile hayatımızda bir çizim yapmamız mümkün değildir.”dedi.
Aşk meyve mi ki?
Aşırı özgürlüğün, aşırı değişimin insanı çok kötü noktalara getirdiğini ifade eden Karadaş, “Daha önceki yıllarda bizim kültürümüzde çöpçatan vardı. Çöpçatan aslında çok güzel bir kavramdır ve yuva kurmak anlamına gelir. Şimdilerde bu kavram kötüleşmeye başladı. Bizler bu dönemde görücü usulü ile evlenme olayını sildik. “Aşk” diyoruz. Aşk biten bir şey mi ki yada pazardan alınan meyve midir, 6 ay sonra insanlar boşanıyor, boşanmalar arttı. İşte şimdi kötü anlamda bakılan çöpçatanlar eski dönemde kime hangi kızın uygun olabileceğini görüyor, ona kimin ömür boyu eşlik edebileceğine kanaat getirip iki kişiyi evlendiriyorlardı ve boşanma kavramı geçmişte yok denecek kadar da azdı. Ama şimdi dosyalar adliye arşivlerine sığmıyor. Tabi ki görmeden, sevmeden evlenme olmaz, ama anne ve babanın da bu hususta fikirleri alınması gerekmez mi?”dedi.
Ayakta alkışlandı
Avrupa’da çok yaygın bir kültür olan Psikiyatri Doktoruna yönelişin Türkiye’de de başladığını belirten Karadaş, “Popüler Kültürün yaptığı en kötü şey toplumda güveni yıkması. O kadar olaylar yaşanıyor ki artık yoldan geçen insanı arabamıza alamıyoruz. Neden? İşte popülerizmin bizi getirdiği nokta! Günümüzde yaşanan değişimleri insanların kaldırabilmesi mümkün değil. Bu da bunalımlara neden oluyor. Böylece psikiyatri sektörü şimdilerde çok gelişiyor. Batıdaki insanlar sürekli psikiyatrilere gidiyor. Bizlerse gitmiyoruz ve onlar bize gelişmemiş diyorlar. Tam aksi biz hasta değiliz, onlar artık hastalığın pençesindeler.”ifadelerine yer verdi.
Prof.Dr. Cağfer Karadaş, konferans bitiminde anlattıklarıyla ve gençlere kazandırdıklarıyla ayakta alkışlandı.