Türkiye’de yatırım aracı olarak da kullanılan dolar kurunda hareketlilik devam ediyor.
Seçimlerin ardından önce 23 lirayı ve ardından ise 26 lirayı geride bırakan dolar kuru yakından takip edilirken, kura ilişkin son tahmin bu kez yurt dışından geldi.
Türk lirasının ABD doları karşısında haziran ayında yüzde 20’nin biraz üzerinde bir değer kaybı yaşadığına dikkat çeken MUFG Bank analistleri, dolar/TL’nin 2023’ün üçüncü çeyreğinde 28, dördüncü çeyreğinde ise 29 seviyesinde olmasını beklediğini duyurdu.
Dolar/TL’nin 2024 ilk çeyrekte ve ikinci çeyrekte 30 olacağını öngören MUFG Bank, haziran ayında faizi 650 baz puan artıran TCMB’nin, temmuz ve ağustos aylarında da artırarak, enflasyon seviyesine yaklaştırmasını beklediklerini de ifade etti.
Dolar Türk Lirası karşısında zirve seyrini sürdürüyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, 22 Haziran Perşembe günü 27 ay sonra sonra ilk kez faiz artışı kararı vererek, politika faizini yüzde 8,5’den yüzde 15’e çıkarmasıyla
döviz kuru tarihi yükselişe geçti.
Dolar ve eurodan art arda rekorlar geldi. Kurban Bayramı tatilinin sona ermesinin ardından kurda rekor serisi son bulsa da yükseliş eğilimi sürüyor. TCMB politika faizini yüzde 8.5’ten yüzde 15’e yükselttiği 22 Haziran tarihli Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin yayımladığı mesajlar da PPK özetleri metnini neredeyse
baştan sona değiştirmiş oldu. Ancak TCMB’nin bu kararı piyasaya bekleneni vermedi ve son bir ayda TL’deki değer kaybının hızlanmasıyla Türk Lirası, bu yılın başından beri
dolara karşı yüzde 30’a yakın değer kaybetti. Seçimlerin ilk turunun olduğu 14 Mayıs’ta 19,60 seviyesinde seyreden Dolar 26,25 TL’yi, Euro/TL de 28,40 TL’yi, Gram altın da 1.623
TL’yi görerek Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırmıştı.
Ekonomistlere göre dolar/TL kurunun bundan sonra göreceği seviyeyi, yine Merkez Bankası’nın izleyeceği faiz politikası ve sıkılaşmanın hangi hızda kaydedileceği etkileyecek.
Öte yandan küresel piyasalar, dünya genelinde açıklanan makroekonomik verilerin resesyon tehlikesini işaret etmesiyle karışık bir seyir izliyor.
ABD’de enflasyon endişesinin kısmen azalmasıyla rahatlayan piyasalar, resesyon fiyatlamalarının güçlenmesiyle yeniden yön arayışına girdi. Ayrıca ABD ekonomisinin resesyona girebileceği ihtimali de öne çıkmaya devam ediyor. Ülkede terse dönen getiri eğrisi son yıllardaki en keskin resesyon fiyatlamasına işaret ederken, ABD’nin 2 yıllık tahvil faizi ile 10 yıllık tahvil faizi
arasındaki fark yaklaşık 108 baz puanla 1980’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.