İSTANBUL (AA) – Sompo Sigorta Üst Yöneticisi (CEO) Fahri Uğur, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (SEDDK) Trafik Operasyon Merkezi uygulamasını olumlu bulduklarını belirterek, “SEDDK’nın yapısal dönüşüm önerisini olumlu karşılıyoruz.” ifadesini kullandı.
Sompo Sigorta'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Uğur, zorunlu trafik poliçesinde arza erişim zorluğunu çözmek üzere SEDDK’nın başlatacağını duyurduğu Trafik Operasyon Merkezi uygulamasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Trafik Operasyon Merkezi önerisini olumlu bulduklarını ve tüm paydaşların fayda sağlayacağı bir sistemin önünün açıldığını ifade eden Uğur, düzenlemenin dikkatle ve karalılıkla uygulanması gerektiğini belirtti.
Bu önerinin trafik sigortasının üretim ayağındaki tıkanmanın aşılmasına yardımcı olacağını aktaran Uğur, “Düzenleyici otoritenin bütüncül ve kalıcı çözüm arayışını ve yapısal dönüşüm önerisini takdirle karşılıyoruz. Bu öneriyi hayata geçirmek için tüm sektör paydaşlarının üzerlerine düşen rolü en hızlı şekilde gerçekleştirme çabası içinde olmaları önem taşımaktadır. Bu sistem, geçmişte havuza devredilenler de dahil tüm araç grubu ve basamaklara yaygınlaştırılmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Uğur, sistemin acentelerin sadece kendi şirketlerinden değil tüm şirketlerden teklif alabilmesine dayandığı, bu kapsamda ilk etapta acentenin çalıştığı şirketler üzerinden teklif isteyeceği, hiçbir şirketin teklif vermemesi durumunda Trafik Operasyon Merkezi'ne üye şirketlerden teklif alma süreçlerinin işletileceğinin anlaşıldığına işaret ederek, Trafik Operasyon Merkezi'ne trafik ruhsatı olan tüm şirketler üye olmak zorunda olacağından, bu aşamada tüm şirketlerden teklif alma imkanı olacağını ancak hiç teklif veren olmaması durumunda, poliçenin bir önceki yıl yapıldığı şirket üzerinden “Havuza” devredileceğini bildirdi.
Yeni işlerde de bu süreçler işletildikten sonra hiçbir şirket tarafından poliçe kesilmemesi durumunda Türkiye Motorlu Taşıtlar Bürosu üzerinden havuza devredileceğinin anlaşıldığını belirten Fahri Uğur, şunları kaydetti:
“Bu sistemin geçmişte havuza devredilenler de dahil tüm araç grubu ve basamaklara yaygınlaştırılması ve makul bir tavan fiyat uygulaması ile birlikte serbest rekabet ortamında havuzun toplam içindeki payının uzun vadede yüzde 3'ler seviyesi hedeflenerek sektördeki tüm paydaşların kazanacağı bir ortamın oluşturulabileceğine inanıyoruz. Tavan fiyatların gerçekçi belirlenmesi gerekir. Havuza devredilecek poliçe sayısının yüzde 3'ü geçmesi durumunda maliyet topluma yıkılır. Bu uygulamada tavan fiyatın, havuza giden dosyaları belli bir eşik oranın üstüne çıkmayacak düzeyde tespiti önemlidir. Sadece en riskli grupta yer alan ve hiçbir şirketin teklif vermek istemediği yüksek riskli grubun havuza devredilmesi gerekir.
Bu poliçelerin, örneğin toplam poliçe adedinin yüzde 3'ü gibi bir maksimum oranı aşmaması, sistemden beklenen toplumsal faydanın maksimize edilmesi için kritik öneme sahiptir. Tavan fiyatın piyasa koşullarıyla uyumlu gerçekçi bir düzeyde belirlenmemesi durumunda şirketler yeterli oranda teklif vermeyeceği için havuza giden poliçe oranı çok yüksek düzeylere çıkacaktır. Bu ise trafik sigortasının maliyetini topluma yıkmak anlamına gelecek ve doğru bir çözüm olmayacaktır.”
– “Sistem hızlı ve kararlı adımlarla hayata geçirilmelidir”
Uğur, söz konusu modelde tüm acentelerin en kısa sürede poliçe kesebildiği için arza erişim ve erişimde boşa harcanan zaman, emek gibi sorunlar yaşanmayacağına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Her acente kendi müşterisine poliçe kesebilecektir. Acenteler her şirketten teklif alabileceği gibi şirketler de tüm isteklilere teklif sunabilecektir. Şirketler kendi hesaplamalarına ve tarifelerine göre en uygun kişilere poliçe keseceğinden sistem içi rekabet ve etkinlik sağlanabilecektir. En riskli grup için hem tavan fiyattan poliçeye erişim sağlanacak hem de geçmişte kötü örneklerini gördüğümüz ve sektör aleyhine kullanılan anormal fiyat tekliflerinin önüne geçilerek havuz payının sürdürülebilir seviyelere düşürülmesi sağlanacaktır. Sistem hızlı ve kararlı adımlarla hayata geçirilmelidir.
Sistem için gerekli teknik ve hukuki altyapının oluşturulması, ön şart. Bu da belli bir kaynağa ve zamana gereksinim gösterecek. Bunun yapısal bir dönüşüm olduğunu ve sürecin müşterilerin, acentelerin ve sigorta şirketlerinin lehine olacağını görmek gerekir. Bu önemde bir uygulama için ihtiyaç duyulan kaynak, ilgili tüm sektör paydaşları tarafından ayrılmalıdır. Hukuki altyapı, acentelerin halihazırda acentesi olmadıkları şirketlerle aracılık sözleşmesi imzalamaları gibi konuların vakit alabileceği de ortadadır. Bu sistemi hayata geçirmekte acele etmemek ama hızlı ve kararlı olmak gerekmektedir.”