İSTANBUL (AA) – MEHMET KADİR KILINÇ – Koç Üniversitesi Kurumsal İlişkiler ve Geliştirme Direktörü Zeynep Başak Çivi, Anadolu Bursiyerleri Programı'na 2011'de 14 öğrenciyle başladıklarını, bugün ise bu sayının 1243'e ulaştığını belirterek, “Gelecekte programımızın bu şekilde her geçen yıl daha çok öğrenciye erişerek, daha çok öğrencinin hayal ettiği, hak ettiği eğitim imkanlarına kavuşmasını sağlayarak gelişmesini arzu ediyoruz.” dedi.
Çivi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Anadolu Bursiyerleri Programı'nın Türkiye'de hem başarılı olup hem de maddi imkansızlıklarla mücadele eden üniversite öğrencisi adaylarına fırsat eşitliği sunmak amacıyla ortaya çıktığını söyledi.
2011'de fırsat eşitsizliğini gözlemleyerek bu programı oluşturduklarını belirten Çivi, “Taşradaki ortaöğretimini tamamlayan bir öğrenciyle büyük şehirde çok daha donanımlı bir ortaöğrenim kurumunda liseyi bitiren bir öğrenci eşit şartlarda olmuyor. Biz de bu öğrencilerin her birinin geldiği koşulları göz önünde bulundurarak bir burs programı kurgulamak istedik. Böylece bir öğrenciyi sadece sınavdaki başarısıyla değil, aynı zamanda hem geleceğe dair planları hem heves, heyecan duyduğu konuları, ailesinin ortamı, maddi durumu, sosyoekonomik koşulları gibi unsurların hepsini değerlendirerek bu programı kurgulamaya karar verdik.” ifadelerini kullandı.
Zeynep Başak Çivi, programın 2011'de 14 öğrenciyle başladığını, bugün ise rakamın 1243'e ulaştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Programımızın her geçen yıl daha çok öğrenciye erişerek, daha çok öğrencinin hayal ettiği, hak ettiği eğitim imkanlarına kavuşmasını sağlayarak gelişmesini arzu ediyoruz. Programımızın başka eğitim kurumlarına da örnek, ilham olmasını istiyoruz. Bizim programımıza her yıl binlerce başvuru geliyor. Ortalama 6 bin diyebiliriz. Bunların sadece bir kısmını programımıza dahil edebiliyoruz ama dahil edemediğimiz öğrencilerin de hayatlarına olumlu etki yaratabildiğimizi görüyoruz. Çünkü onlar da daha güçlü bir çalışma motivasyonu elde ediyorlar, bu program onlara da bir heyecan, motivasyon getiriyor. Onların da bu kadar hayırseverlik, fırsat eşitliği gibi Türkiye'de önemli değerler üzerine kurulu olan bir programda güzel dersler çıkarmasını, ileride öğrencilerin de bunlardan ilham almasını istiyoruz.”
– “Başvurularımızda deprem bölgesinden artış olacağını düşünüyoruz”
Türkiye'nin hem doğusunda hem de batısında finansal eşitsizlik ile mücadele eden pek çok öğrenci olduğunu dile getiren Çivi, bölgesel bir sınırlama getirmediklerini ama bugüne kadar Ankara'nın doğusundan ağırlıklı olarak öğrencilerinin olduğunu anlattı.
Çivi, bu sene de yaşanan deprem felaketi dolayısıyla programın aradığı aday profiline uygun pek çok öğrencinin deprem bölgesinde de olduğunu bildirerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Biz zaten pek çok öğrenciyi bu bölgeden alıyorduk ama bu sene itibarıyla o bölgedekiler çok daha büyük sıkıntılar yaşadıkları için programımızın profiline çok daha uygun öğrenciler haline geldiler. Deprem felaketini yaşadığımız sırada da zaten yaklaşık 700 Koç Üniversitesi öğrencisi oradaydı. Bursiyerlerimizden de 200 öğrenci bölgedeydi. Önemli olan oradaki öğrenciler programımızdan haberdar olsunlar ve başvursunlar. Bunun için de özellikle deprem bölgesindeki öğrencilere ulaşabilmek amacıyla ziyaretlerde bulunduk. Her sene pek çok ile gidiyoruz ama bu sene özellikle çadır kentleri, konteyner kentleri ziyaret ettik. Başvurularımızda deprem bölgesinden artış olacağını düşünüyoruz. Programa başvuru 23 Haziran'da sona erecek.”
Zeynep Başak Çivi, Anadolu Bursiyeri olarak üniversiteye yerleşen öğrencilerin eğitim ücretinden muaf olduğunu, aynı zamanda yurt ve kitap masraflarının karşılandığını ve ek olarak cep harçlığı verildiğini ifade etti.
Koç Üniversitesi'nde çok çeşitli sosyal, kültürel, sportif imkanlar olduğunu, öğrencilerin de mümkün olduğunca bu imkanları değerlendirmelerini arzu ettiklerini aktaran Çivi, “12 yıldaki gözlemim bursiyerlerin özellikle bu imkanları değerlendiren öğrenciler olduğu yönünde. Pek çok kulübümüzün yönetiminde bursiyerlerimizi gördük. Çünkü bizim aradığımız adaylar üniversitemizin imkanlarını en iyi şekilde değerlendireceğine inandığımız öğrenciler oluyor ve bu bursu da sonuna kadar değerlendirdiklerini görmek bizi mutlu ediyor. Bursiyerlerimiz uluslararası alanda üniversitemizi ve ülkemizi temsil ediyorlar.” dedi.
– “Bugüne kadar yaklaşık 350 kişi programımızdan mezun oldu”
Anadolu Bursiyeri olmanın öğrencilerin hayatında büyük bir önem taşıdığına işaret eden Çivi, öğrencilerle aralarındaki bağı taze ve sıcak tutmaya çalıştıklarını kaydetti.
Çivi, “Bugüne kadar yaklaşık 350 kişi programımızdan mezun oldu. Bunların arasında doktor, akademisyen, Türkiye ve uluslararası alanda faaliyet gösteren pek çok şirkette çalışan, kendi işini kuran ve yavaş yavaş üniversitemize kendi imkanları çerçevesinde program için bağış yapan bursiyerlerimiz var. Bunlar bizi çok mutlu ediyor. Bu kültürü onlarla beraber gelecek nesillere aktardığımızı hissettiriyor.” diye konuştu.
Burs programının içeriğine ve uygulamasına ilişkin birçok kurumdan bilgi talep edildiğini ifade eden Çivi, sözlerini şöyle tamamladı:
“Biz her türlü detayı paylaşmaktan mutluluk duyduk. Çünkü bu program gerçekten hayat değiştiren bir program ve o değişen hayatın da başka kimselerin de hayatlarını değiştirebileceğine inandığımız bir program. Ne kadar çok kurumda benzer programlar uygulanırsa o kadar topluma yararımız dokunur diye düşünüyorum. Ülkemizde potansiyeli çok yüksek olan pek çok gencimiz var. Onlar geleceklerine umutla bakıyorlar ama burada iş hepimize düşüyor.
Hayırseverlere de seslenmek istiyorum. Onların katkıları sayesinde aslında böyle bir program yürüyor. Hayırseverlerimizin diğer hayırseverlere örnek olması lazım ki bu ve benzeri programlar hayata geçirilebilsin. Aslında biz toplum olarak hayırsever bir toplumuz. Böyle programlara inancım çok yüksek. Bu kültürle yetişmiş öğrencilerin ileride başkalarına da hayırseverlik kültürünü aktaracaklarına inanıyorum. Bir kişiyi dönüştüren ama ileride toplumu dönüştürebilecek, olumlu yönde etkileyecek potansiyeli olan bir program olduğuna ve diğer üniversitelerle hepimizin benzer hassasiyetler göstermemiz gerektiğine inanıyorum.”