Büyükşehir Kanunu’yla mahalle statüsü kazanan Ankara’nın Polatlı ilçesindeki köylerde, yerleşim yerine dışarıdan gelen vatandaşların kötü kokular nedeniyle şikayetçi olmasından dolayı hayvan sayısında azalma görüldü.
6360 Sayılı Büyükşehir Kanunu sonrası büyükşehir sayısı 16’dan 30’a yükseldi. Büyükşehir belediyeleri yetki ve planlama sınırları il mülki sınırı olurken, büyükşehir belediyeleri sınırları içerisindeki köylerin tüzel kişiliği kaldırılarak, mahalle statüsüne dönüştürüldü.
Böylece TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 22.7’si köylerde yaşarken, yasa sonrası yüzde 8.7’si köylerde yaşar duruma geldi. Bu düzenlemeyle köylerde tarım ve hayvancılıkla uğraşan vatandaşlar, yeni sorunlarla karşılaşmaya başladı.
Ankara’nın Polatlı ilçesi Yassıhöyük köyüne taşınan vatandaşlar, köylüyle kötü kokular nedeniyle karşı karşıya geldi. Mahalleye dönüşen köyde kötü koku istemeyen vatandaşlar, yaptığı şikayetlerle sürü sayısının azalmasına neden oldu.
Yassıhöyük köyünde yaşayan Arif Önder Kayran, yaptığı açıklamada, “Polatlı’daki bir mahallede hayvan beslemek yasak. Hayvancılık köylerde yapılır. Bu köyleri de tatil köyleri ile karıştırmamak gerekir. Tatil köyleri sahillerde olur. Burası tarımsal işletme köyleridir. Köyde 100 kişi, 18 bin ve 20 bin dönümlük bir yerde çiftçilik yapıyoruz” dedi.
Mahalle statüsüne geçilmeyi kendi köyleri adına doğru bulmadığını belirten Kayran, “Mahalle statüsüne dönüştürülünce köy tüzel kişiliğini kaybettiği için köye dışarıdan girişler serbest hale geldi. Arsa ve ev alımı bu kadar kolay değildi. Dışarıdan gelenler yüksek bedeller ile aldıkları için arsaları, bahçeleri ve kır evlerini köydeki emsal değerler bozuldu” ifadesini kullandı.
Köylünün eskiden birbirini tanıdığını ve kendini güvende hissettiğini belirten Kayran, şunları kaydetti: “Dışarıdan gelenler o köydeki hayvanlardan rahatsız olduklarını belirterek kaymakama dilekçe verip, o hayvanların oradan çıkarılmasını isteyebilir ve ahırlar o gün mühürlenir. Gölbaşı gözümüzün önünde bir örnek. Gölbaşı hayvancılıkta çok iyiydi. Gölbaşı’nda hem tarla tarımı hem hayvancılık buralara örnek olacak şekildeydi. Gölbaşı’nın civarına kır evleri ve villalar yerleşince oraya yerleşenler, ‘Burası mahalle ve biz bu hayvanların kokusundan rahatsız oluyoruz’ dediklerinde şu an Gölbaşı’nda hayvancılık bitti.”
Polatlı’da mahalle statüsü kazandırılan Kargalı köyünü örnek veren Kayran, “Kargalı köyünde 22 tane büyük sürü vardı. Kargalı köyünün etrafına o kır evleri ve villalar yerleştikçe sürü sahiplerinin hayvanlarını köyden çıkarması imkansız hale geldiği gibi oraya yerleşenler hayvanlardan rahatsızlıklarını belirterek şikayet ettiler. Şu an o köyde sürü kalmadı” şeklinde konuştu.
Mahalle statüsünün kazandırılmasıyla Polatlı’nın birçok köyünde hayvancılığın sekteye uğradığını aktaran Kayran, şöyle konuştu:
“Köy mahalle olunca hiçbir şey kazanmadı. 15 günde çöp kamyonunun köye gelmesiyle köye bir şey kazandırılmıyor. Köyde çöp üremez zaten. Köylüler çöplerini tarlalarında gübre olarak yakar. Belediyelere de masraf olduk biz. Köyler kendi kendilerine yeten birimlerdi. Her köyün kendi tüzel kişiliğine ait bir tarlası, o tarladan kalkan verim ile kendi ihtiyaçlarını karşılama söz konusuydu. Belediyelerin mahallesi olduktan sonra 10 yıldır Polatlı Belediyesi bütün köylerin tarlalarını sattı belediyenin masrafları için.”
(Haber Merkezi)