Çankırı’da, 9 milyon yıl öncesine ait fosillerin bulunduğu Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nde, oklu kirpi, kirpi, fare ve kunduz gibi mikro memelilere ait diş fosilleri mikroskop altında inceleniyor.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Antropoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayla Sevim Erol’un liderliğinde, Çankırı-Yapraklı kara yolu üzerinde gerçekleştirilen kazı çalışmaları tam 27 yıldır sürdürülüyor. Bu yıl, kazılarda 15 kişilik bir ekip görev alıyor. Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi’nde TÜBİTAK Doktora Sonrası Araştırmacısı olarak çalışan Dr. Kazım Halaçlar, uzun yıllardır bu kazılarda yer alıyor.
Bugüne kadar atların ataları, fil türleri, zürafalar, kılıç dişli kedigiller, su samurları, oklu kirpiler, ayılar ve domuzgiller gibi 43 farklı türe ait yaklaşık 4 bin 200 fosil çıkarıldı. Kazılar sırasında mikro düzeyde kemik parçaları da araştırılıyor.
Dr. Kazım Halaçlar, kazı çalışmaları sonrası elde edilen toprağı önce güneşte kurutuyor, ardından elek içinde yıkayarak mikroskop altında inceliyor. Bu sayede gözle görülemeyen fosil parçalarını tespit etmeye çalışıyor.
Dr. Halaçlar, “Yaklaşık 10 yıldır Çorakyerler Omurgalı Fosil Lokalitesi’nde çalışma yapıyorum. Burada gözle görülemeyecek mikro memelilere ait fosilleri yakalamaya çalışıyorum.” dedi. “Yani makro memeliler, filler, zürafalar, geyikler gibi sayılabilirken, mikro memelilerde de birçok grup var. Oklu kirpiler, normal kirpiler, fareler ve çayır fareleri gibi türler mevcut. Bu çalışmaları yürütmek için büyük bir ekip gerekiyor. Bunu düzenleyip çalışmaya hazır hale getirmek benim görevim.” diye ekledi.
Bu çalışmalar kapsamında daha önce keşfedilen oklu kirpi benzeri bir tür olan Hystrix kayae türüne de değinen Halaçlar, “Kayae ismi, Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi’nin eski müdürü Prof. Dr. Tümel Tanju Kaya’nın adına atfen verildi.” dedi. Ayrıca, “Bu tür, Anadolu’daki benzer faunalardan farklı, kendine has türleri olan eşsiz bir lokalitedir.” şeklinde konuştu.
Mikro memeli çalışmalarının uzun ve dikkat gerektiren bir süreç olduğunu belirten Halaçlar, “10 çuval yıkıyorsanız, yarım çuval malzemeniz kalıyor. Ondan sonraki işlem, en çok odak gerektiren aşama. Mikroskobun altında saatlerce tek tek mikroskop düzeyindeki çakıl taşlarını parmağımla ite ite altındaki fare ve kirpi dişlerini bulmaya çalışıyorum. Bunun için 24 saatimi harcayabiliyorum.” ifadelerini kullandı. Son 10 yılda 500’den fazla tanımlanabilir mikro düzeyde diş tespit edildiğini ve ilerleyen sezonlarda bu çalışmaların yayınlanacağını belirtti.
(Haber Merkezi)