Gerede Anadolu Gençlik Derneği tarafından Mekke’nin fethinin yıldönümü nedeniyle düzenlenen programda, İslam fethinin insanları kurtarmanın adı olduğu belirtildi. Programa Gerede Belediye Başkanı Ömer Baygın’da katıldı ve Başkan da yılbaşını bu anlamlı günde geçirdi.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Gerede şubesi tarafından 31 Aralık 2012 gecesi “Mekke’nin Fethi” adlı bir program düzenlendi. Terminal Düğün Salonu’nda gerçekleştirilen ve Kuran’ı Kerim tilaveti ile başlayan program, şiir dinletisi ve Mekke’nin Fethini anlatan sinevizyon gösteri ile devam etti.
Programa konuşmacı olarak katılan İlahiyatçı Yazar Mevlüt Özcan, Peygamber Efendimizin (s.a.v) hayatından kesitler sunarak Mekke’nin fethini anlattı.
Özcan, Mekke’nin Fethi ile ilgili gerçekleştirilen bu tür etkinliklerin İslam’da yeri olmayan yılbaşı kutlamalarının bir alternatifi olduğunu belitti.
Fethinin iki yönlü olduğu belirten Özcan, “Bunlardan ilki maddi fetihlerdir ki, Resulullah’tan (sav) günümüze değin gerçekleştirilen fetihlerdir. Diğeri ise manevi fetihlerdir. Bu manevi fetihlerle insanların kalplerini İslam’a ısındırarak fethedersiniz”dedi.
Batılı devletlerin İslam dünyası üzerinde gerçekleştirdiği zulümlere de değinen Özcan, “Fetih işgal değildir. İnsanları çukurdan ve cehennemden kurtarmaktır. Allah Resulü’nün 23 yıllık hayatı bunun en bariz özelliğidir. Allah Resulü’nün bu 23 yıllık hayatında gerçekleştirilen bütün savaşlarda şehit olan Müslümanların sayısı 139 iken kafirlerden ölenlerin sayısı ise 112’dir.”dedi.
Mevlüt Özcan, konuşmasına şöyle devam etti; “Amerika’nın Afganistan, Irak, Bosna Hersek ve diğer İslam beldelerinde gerçekleştirdiği savaşları göz önüne alırsak, Allah Resulü’nün bütün hayatı boyunca gerçekleştirdiği savaşlarda ölenlerin sayısını bir günde bir hava saldırısında gerçekleştirmiştir.”
Özcan, insanlık fethinin, Allah Resulü tarafından gerçekleştirildiğini dile getirerek fethin insanları kurtarmanın adı olduğunu söyledi.
Maalesef Müslümanlardan birçoğu Mekke’nin fethedilmesinden çok yılbaşı kutlamaları olarak hatırlamaktadırlar diyen Araştırmacı Yazar Mevlüt Özcan, programda özetle şunları söyledi: “Bizler Mekke’nin fethi esnasında, öncesinde ve sonrasında ders çıkarmamız gereken hadiseleri gözden geçireceğiz.
Mekke’nin fethedilmesinden önce meydana gelen hadiselerden en önemlisi Hudeybiye’de Peygamber (s.a.v.) Efendimizin Müslümanlardan aldığı “Rıdvan Beyanatı” olarak bilinen ve Mekke’nin fethini müjdeleyen olaydır.
Hicretin 6’ncı senesinde Resulûllah (s.a.v.) 1400 kadar sahabesiyle Mekke’ye umre yapmak için yola çıktıklarında Mekkeli müşrikler tarafından Hudeybiye mevkiinde durduruldu. Müslümanları Mekke’ye sokmak istemediler. Bunun üzerine Hz. Osman (r.a.) Mekke’ye görüşmelerde bulunmak üzere elçi olarak gönderilmişti. Bir süre sonra Hz. Osman’ın şehit olduğu haberi yayıldı. Bu haber üzerine Peygamberimiz orada bulunan ashabının tamamından ölüm beyatı alacağını duyurdu. Sahabe birbirleriyle yarışırcasına Resulûllah (s.a.v.)’a her hâlükârda: O’nunla olacaklarına; Kanlarının son damlasına kadar Allah ve Resulü için çarpışacaklarına dair söz verdiler.
Bu hadise Allah-u Tealâ tarafından beyata katılanların hepsinden razı olunduğu ayetlerle bildirilmiştir. Ayrıca bu hadise beyatın önemini vurgulama açısından önemli bir yere sahiptir.
O gün yapılan beyat Mekke’nin putlardan temizlenerek Alah’ın Beyti’nin O’nun istediği şekle getirilmesi sonucunu ortaya çıkarmıştır.
Bugünde yapılacak beyattaki sadakat kalplerimizin putlardan temizlenmesi ile oluşacak fetihle sonuçlanacaktır. Mü’minler günahlardan hicret ederse ve günahları terk ederlerse onlar için de manevi fetihler müyesser olur.
Şunu kesinlikle bilelim ki, dünyaya göre Kâbe ne ise, insana nispetle kalp de odur. Kâbe’yi putlardan temizlemek ne kadar güzel bir şey ise, kalbi kötü duygulardan temizlemek de o kadar güzeldir.
Bizler bu yıl Mekke’nin fethinin 1383’üncü yılını kutluyoruz. 1383 yıl önce bugünlerde Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke’yi fethetmiştir. Fetih kelimesi İslam’da 2 yerde kullanılmıştır: Birincisi, İslâm’ın kalbi ve merkezi olan Mekke’nin fethi için Kur’an-ı Kerim’de kullanılır. Konu ile ilgili sure, Fetih Suresi’dir.
İkincisi ise, Resulûllah’ın kelâmında ifade edilir. Bu da İstanbul’un fethini müjdeler. Fethe giden yolda Peygamberimizi, onun metodunu bilmeye ve emirlerini dinlemeye çok ihtiyacımız var. Eğer bunu yapamazsak işte o zaman bizler ancak mezar taşlarıyla avunuruz. O da bizi rüsva duruma düşürür. Bugünkü toplumumuzun rüsvalığı da bundandır.
Bugün Müslümanlar için fetih günü, gâfil ve kâfirler için isyan içinde sabahlayacakları bir gündür. Bizler gâfil ve kâfirlerle birlikte olmayalım. Bize düşen Peygamberimiz (s.a.v.)’in peşinden ayrılmamaktır. Kur’an-ı Kerim’den Fetih Suresi’ni okuyalım. Mütalaa edelim. Surenin 28’inci ayetini tahlil edelim. Verilen müjdelerle sevinelim…”
Ebu Leheb rüyada görülüp, ne halde olduğu sorulduğunda, çok azap çekiyorum. Ancak, her yıl, Rebiülevvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor. Resulullah dünyaya gelince, müjde veren cariyemi sevincimden azat etmiştim. Bunun için, bu gecelerde azabım hafifliyor.” dedi.
Ebu Leheb gibi azgın bir kafirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin (asm) ümmetinden olan bir mümin, O’nun (asm) doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Peygamberi’ne (asm) olan sevgisini gösterirse, Allah-ü Teala onu cennetine sokar. (M. Nasihat) işte bunları da göz önünde bulunduran ülkü oakları da 3 yıldır olduğu gibi bu yılda kutsal şehir Mekkenin fethine ithafen mevlit okutmuştur ama ne hikmetse üzülerek söylemeliyimki yerel basında hiç yer verilmemiştir şayet benim gözümden kaçmışsa da özür dilerim tabiki