İSTANBUL (AA) – BİRİZ ÖZBAKIR – Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Fitopatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Demir, yetiştirme aşamasında mikorizal mantar kullandıkları fasulyeden daha fazla verim elde ettiklerini ve su tüketimini yarı yarıya düşürdüklerini söyledi.
BM Gıda ve Tarım Örgütünün (FAO) araştırmalarına göre, 2025 itibarıyla dünya genelinde su kıtlığı riski taşıyan bölgelerdeki toplam nüfus yaklaşık 1 milyar 800 milyon olarak tahmin edilirken, dünya nüfusunun 3'te 2'sinin de su stresi yaşayacağı düşünülüyor. Dünyada en çok su tüketen sektör olan tarımda, kaynakların etkili kullanımını sağlayacak araştırmalar suyun sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor.
Bu alanda yürütülen çalışmalardan birine imza atan Demir, Türkiye'de bir ilk olarak nitelendirdiği, kısıtlı sulama koşullarında absisik asit ve mikorizal mantar uygulamalarının fasulyede kömür çürüklüğü hastalığı ile bazı verim unsurlarına etkisine dair araştırmasının detaylarını AA muhabiriyle paylaştı.
Demir, 2017'de başlayıp 2022'nin Ekim ayında tamamladığı araştırma sürecinde, mikorizal mantarla en uyumlu fasulye çeşidinde 3 farklı sulama aralığı uyguladıklarını belirterek, “Normalde kullanılan suyun yüzde 75'ini, yüzde 50'sini ve yüzde 25'ini verdik. Tabii yüzde 25, bizim sonuç beklemediğimiz bir aralıktı. Bu neredeyse hiç su vermemişsiniz gibi ama yüzde 50, kullandığınız suyun yarısı demektir. En iyi sonucu da orada gördük. Fasulye yetiştirirken kullandığınız suyun yarısını bu mantarla beraber verdiğiniz zaman fasulyenin gelişimi ve verimi, normal su vermişsiniz gibi etkilendi. Hatta normalden daha yüksek verim elde ettik.” diye konuştu.
Mikorizal mantarın su yönetiminde önemli bir aktör olduğunu vurgulayan Demir, tarla koşullarında, fasulyede bitki başına verilen su miktarı 350-400 mililitreyken mikorizal mantar kullanıldığında bu miktarın 150 ya da 200 mililitreye düştüğü bilgisini paylaştı.
– “Mantar, toprağın derinliklerindeki suyu alıp bitkiye ulaştırıyor”
Demir, daha az su kullanarak maksimum faydanın nasıl sağlandığını şu sözlerle anlattı:
“Bitkinin alabileceği su, köklerin geliştiği yer kadardır. Kökünün alabileceği noktaya kadar suyu alır ama mantar bitkiyle ortak yaşama girdiği zaman o iplikçikleriyle toprağın daha derinlerine gidiyor. Toprağın daha derinliklerindeki suyu alıp bitkiye getiriyor. Yani toprakta var olan ama bitkinin alamayacağı suyu alıp bitkiye veriyor. Aslında mantar bitkiye; 'Suyu daha verimli ve etkili kullanmanı sağlayacağım çünkü artık su herkese yetmeyecek.' diyor. Dünyada su kaynakları maalesef fazla değil. Yetersiz ve azalıyor. Bizim amacımız eğer ekstra su kaynağı da bulamıyorsak var olan suyu etkili kullanmak ve bizim şu anda tek dayanağımız toprak.”
Mikorizal mantar gibi mikroorganizmaların, aşırı kimyasal kullanımının bitkide neden olduğu stresi de engelleyebildiğini, en önemli etkilerinden birinin ise bitkiyi kök hastalıklara karşı koruması olduğunu kaydeden Demir, mantarın, bitkinin topraktan alamayacağı formdaki besin elementlerini bitkiye ulaştırdığına dikkati çekti.
Demir, şöyle devam etti:
“Örneğin fosfor. Fosfor topraklarımızda yeterince var ancak bitkinin alamayacağı formda bulunuyor. Mikorizal mantar salgıladığı bazı enzimlerle fosforu çözüp bitkiye veriyor. Bu anlamda bizim simbiyotik dediğimiz, tamamen ortak yaşama bağlı çok güzel bir ilişkileri var ve mantar bitkide hastalık meydana getirmiyor.”
– “Su cimrisi olmamız gerekiyor”
Tarımda su kullanımını azaltmak ve kaynakların en etkili şekilde kullanılmasını sağlamak için mikorizal mantar gibi yardımcı aktörlerin kullanımının yaygınlaşmasının önemine değinen Demir, sözlerini “Bizim su cimrisi olmamız gerekiyor. Biz madem su fakiriyiz o zaman suda da cimrilik yapmak zorundayız.” diyerek tamamladı.