Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) akademisyenlerinden Doç. Dr. İlhan Sağsen, iklim değişikliği ve su stresi nedeniyle artan çatışma risklerine dikkat çekti ve diplomasi yoluyla çözüm çağrısında bulundu.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) akademisyenlerinden Doç. Dr. İlhan Sağsen, iklim kriziyle birlikte artması beklenen su stresi nedeniyle ülkeler arasında çatışma risklerinin yükseldiğine dikkat çekerek, bu sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini vurguladı.
“İnsanların yaşamını, gıda güvenliğini ve enerji ihtiyacını doğrudan etkiliyor”
İklim değişikliği sonucu dünyanın birçok bölgesinde yaşanan kuraklık, su kaynaklarının azalmasına neden oluyor. Özellikle birden fazla ülkenin paylaştığı su kaynaklarında meydana gelen değişimler, bölgesel gerginliklerin artmasına yol açıyor. Dünya Kaynakları Enstitüsünün verilerine göre, dünya üzerindeki 25 ülke tüm yıl boyunca aşırı derecede yüksek su stresiyle mücadele ediyor. Bu durum, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan bu ülkelerdeki insanların yaşamını, gıda güvenliğini ve enerji ihtiyacını doğrudan etkiliyor.
Su stresi en çok Bahreyn, Kıbrıs, Lübnan, Umman ve Katar gibi ülkelerde yoğun olarak yaşanıyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Güney Asya bölgeleri, su stresinin en yoğun hissedildiği yerler arasında. 2050 yılına kadar su talebinde büyük artışlar yaşanması beklenirken, bu artışın en fazla Sahra Altı Afrika ve Latin Amerika’da gerçekleşeceği öngörülüyor.
Su kaynaklarının azalmasıyla birlikte sınır aşan nehirler, göller ve akiferler gibi su kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar artıyor. Son yıllarda dünya genelinde su kaynaklı 400’den fazla anlaşmazlık kaydedildi. Bu anlaşmazlıkların bazıları çatışmalara dönüşerek can kayıplarına ve yaralanmalara yol açtı.
“Diplomasi Yoluyla Çözülmeli”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. İlhan Sağsen, basına yaptığı açıklamada, nüfus artışı, iklim değişikliği ve yanlış sulama gibi faktörlerin su kaynaklarının miktarını ve kalitesini olumsuz etkilediğini belirtti. Sağsen, su kaynaklarının paylaşılması ve kullanımı konusunun kritik bir noktaya geldiğini ifade ederek, gelecekte su savaşlarının yaşanma ihtimalinin düşük olduğunu, bu tür sorunların diplomasi ve işbirliği yoluyla çözülmesi gerektiğini savundu.
“İklim değişikliği ve su krizine karşı önlemler almazsak, doğa bizi bu önlemleri almaya zorlayacak. Bu nedenle suyla ilgili meselelerin masada, diplomasi ve işbirliği yoluyla çözülmesi gerektiğini düşünüyorum,” dedi.
(Murat Kalaycı)