Cumhuriyet Halk Partisi 2. Sıra milletvekili adayı Burak Cop, CHP’nin terör örgütleriyle görüştüğü iddialarına yönelik olarak, “Gaffar Okan’ı şehit eden, yüzlerce insanı işkenceyle katledenlerin legal uzantısına kendi listelerinde yer verenler bizi terörle işbirliğiyle suçluyor. Terörle flört eden biz değiliz. Biz Türkiye’nin üniter yapısına sonuna kadar bağlıyız” dedi.
“HER ŞEYİ OLDUĞU GİBİ ORTAYA SAÇIYORUZ”
Bu HDP meselesini dile getiren vatandaşları iki kümeye ayırabiliriz. Bunların bir kısmı bize zaten oy vermeyecek olanlar, bize zaten oy vermeyecek olanların cephaneliği yani düşünce cephaneliğini argümanlarını, savlarını zenginleştiren bir unsur oldu bu. Ama zaten bize yönelme eğilimleri yok bu vatandaşlarımızın. Türkiye nüfusunun kabaca yüzde 25-30’u. Bolu’da belki biraz daha yüksek olabilir bu oran. Bir de ikinci bir grup var. Gerçekten bize gelmek istiyorlar. Yani iktidarın değişmesi gerektiğinin farkında. 21 yıllık yozlaşmış, çürümüş, yorulmuş, tükenmiş bir yönetim var. Bir değişiklik gerektiğinin farkında ama bize yönelmelerini engellemek için önlerine bir set koyuyorlar. Bakın bunlar HDP’yle beraber diyorlar. O vatandaşlar şüpheye düşüyor. “Ben size gelmek istiyorum ama bir de şöyle bir şey de çok duyuyorum. Hani inanmak da istemiyorum ama inanasım da geliyor. Ne yapacağımı bilemiyorum” makamından konuşan vatandaşlar da var. Onları ikna etmek için çok dil döküyoruz. Her şeyi olduğu gibi ortaya saçıyoruz.
“VALLAHİ ŞİMDİ HER YOLA TEVESSÜL EDERLER”
Dünyada teknolojinin bilişim teknolojisinin ilerlemesinin olumsuz yönleri var. Sosyal medyada kimi algoritmalarla vatandaşın kanaatinin oluşumuna müdahale eden ve seçim sonuçlarını etkileyen örnekler yaşandı. Amerika’da yaşandı. İngiltere’de yaşandı. Belki Türkiye’de de oldu bu. Henüz daha tam ipin ucunu tutamamış olabiliriz. Bazı teknolojiler var mesela. İngilizcede deepfake denen, derin sahtekarlık. Yani teknolojinin çok ilerlemesi sonucu mesela sizi alıyorlar oturtuyorlar bir yere baktığın zaman tam bu görüntü, sizin ses tonunuz, sizin mimikleriniz mesela saçma sapan bir şey söylüyorsunuz. Aslında öyle bir şey söylemediniz. Ama teknoloji böylesine bir manipülasyonu yapmayı mümkün kılıyor artık. Bu tabii tehlike. Demokrasileri yozlaştıran da bir şey bu. Böyle bir yola tevessül ederler mi? Vallahi şimdi her yola tevessül ederler. Bir süredir gelen açıklamalar iyice akla ziyan olmaya başladı.
“SEÇİME DARBE DİYORLAR”
Seçmeni tehdit ediyorlar. Seçime darbe ediyorlar. Böyle darbe olur mu yani? Seçimden AK Parti çıkınca demokrasi, rakipleri çıkınca darbe. Yani seçmene darbeci demek çok garip bir eşik yani. Eleştirmesi bile tuhaf geliyor bana bunu. Ya da milletimiz falancanın desteğini alana Cumhurbaşkanlığını teslim etmez. Şimdi cumhurbaşkanı nasıl seçiliyorsunuz? Milletin oyuyla. Şimdi millet oy verecek Cumhurbaşkanı seçecek. Ama sonra da onu teslim etmeyecek. Türkiye’de kaç tane millet var? Yani bir Türk milleti var. Bir de Ak millet mi var? Türk milleti Kılıçdaroğlu’na yüzde 55’le cumhurbaşkanlığını verecek, ama birileri çıkacak bu sandıktan çıkan neticeyi tanımayacak. Yani Cumhurbaşkanlığını veren milletle onu Sayın Erdoğan’ın ifadesiyle teslim etmeyecek olan millet, aynı millet olamaz.
Bu çünkü şizofrenik bir durum. İki ayrı millet mi var Türkiye’de? Şimdi çok garip, garip açıklamalar gelmeye başladı. Böyle seçmene de, muhalefete de, aba altından sopa gösteren bunlar çaresizlik hamleleri. Çünkü kaybettiklerini görüyorlar.
“KUMPAS ENGELLENDİ”
Bunların istihbarat bilgisi artık muhalefete geliyor. Çünkü bürokrasi gitmekte olan bir iktidarı hisseder. Su alan gemiye binmek istemez. Yapacağı kanun dışı işlerin seçimden sora hesabını sorulacağını bilir. Artık üst düzey bürokratlar kanunsuz talimatları uygulamamaya başlar ve sızdırırlar. Sayın Kılıçdaroğlu aldığı istihbaratı paylaştı. Sakın internetin karanlık yüzüne yönelmeyin diye uyardı. Bir kumpası engellemiş oldu.
“TERÖRLE FLÖRT EDEN BİZ DEĞİLİZ”
Sayın Akşener’e gelen bilgiye göre, Öcalan’dan destek almak için İmralı’ya birini gönderiyorlar. Öcalan’ın desteğine muhtaçlar. Giden kişinin adını açıklamadı ama bir yargı mensubu dedi. Akşener’e bu bilgi gelmiş. Sanırım Mart ayının sonlarına doğru yaşanmış. Bizleri terörle işbirliği yapmakla suçlayan, terörün elebaşını ev hapsine çıkaracağımızı iddia edenler 4 yıl önce Ekrem İmamoğlu kaybetsin diye yine İmralı’ya temsilci göndermişlerdi. Abdullah Öcalan’da HDP seçmenine tarafsız kalın çağrısı yapmıştı. Kardeşini TRT’ye çıkardılar. 2019’da bunu yaptılar ve ters tepti. Ben AK Parti’nin bu hatasından ders aldığını düşünüyordum ama destek almak için Öcalan’a adam göndermişler. Öcalan yazılı mutabakata dökelim demiş. Onlar da vazgeçmişler. Böyle ilişkilere girenler Gaffar Okan’ı şehit eden, yüzlerce insanı işkenceyle katledenlerin legal uzantısına kendi listelerinde yer verenler bizi terörle işbirliğiyle suçluyor. Terörle flört eden biz değiliz. Biz Türkiye’nin üniter yapısına sonuna kadar bağlıyız.
(Haber: Damla Çöteli)