Jeoloji Mühendisi Dr. Ramazan Demirtaş, Gerede-Bolu fayı üzerindeki depremlerin tekrarlanma döngüsünü açıkladı ve 1944 benzeri büyük bir depremin önümüzdeki 200 yıl içinde beklenmediğini belirtti. Türkiye’nin deprem yönetim anlayışını eleştirdi.
Jeoloji Mühendisi Dr. Ramazan Demirtaş, Gerede-Bolu fayı üzerinde gerçekleşen depremlerin tekrarlanma döngüsünü inceledi ve önemli açıklamalarda bulundu. 1 Şubat 1944’teki büyük depreme benzer bir sarsıntının önümüzdeki 200 yıl içinde beklenmediğini belirtti. Ancak uzman, Türkiye’nin depremlerden ders almadığını ve afet yönetim anlayışının yetersiz olduğunu vurguladı.
Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun (KAFZ) Gerede-Bolu segmenti hakkında konuşan Dr. Demirtaş, son 2000 yıl içinde bölgede 8 büyük depremin kaydedildiğini belirtti. Araştırmalar, bu segmentteki depremlerin en kısa 200 yıl, en uzun ise 779 yıl arayla tekrarlandığını, ortalama döngünün ise 450 yıl olduğunu ortaya koyuyor. Bu veriler, bölgedeki deprem faaliyetlerinin zaman zaman büyük aralıklarla tekrar ettiğini gösteriyor.
1 Şubat 1944’te Gerede-Bolu bölgesinde meydana gelen M7.5 büyüklüğündeki deprem, 37 saniye süresince büyük yıkıma yol açtı. Bu sarsıntı sonucunda 2.381 kişi hayatını kaybetmiş ve 50.000’den fazla bina ağır hasar görmüştür. Gerede’deki yapıların %78.8’i, Bolu’daki yapıların ise %27.3’ü yıkılmıştır. Ayrıca, 2 Şubat 1944’te sabah saatlerinde meydana gelen ikinci bir sarsıntı, Bolu’da ciddi hasara yol açmış ve bölgedeki yüzey kırığı 180 km boyunca Abant Gölü’ne kadar uzanmıştır.
Dr. Demirtaş, 1944’teki büyük depremin tekrar etme periyodunun 250-300 yıl olduğunu belirtti. Yani, önümüzdeki 200-225 yıl içinde Gerede-Bolu segmentinde benzer büyüklükte bir deprem beklenmiyor. Ancak, yıllık kayma hızı gibi faktörlerin göz ardı edilerek yapılan tahminlerin bilimsel geçerliliği olmadığını vurguladı.
Dr. Demirtaş’ın açıklamalarında dikkat çeken bir diğer önemli nokta ise Türkiye’nin deprem yönetim anlayışıyla ilgili eleştirileriydi. Uzman, afet yönetim sistemimizin genellikle “yara sarmaya yönelik” olduğunu belirterek, asıl odaklanılması gerekenin “yara almamak” olduğunu ifade etti. Deprem riski azaltıcı çözümler üretmek yerine, felaketlerin ardından tedbirler alınmasının büyük bir eksiklik olduğunu belirtti.
(Haber: Meral Bınar)