Bolu genelinde de sıkça görülen osteoporoz (kemik erimesi), kemik dokusundaki mineral yoğunluğunun azalması sonucu kemiklerin zayıflaması ve kırık riskinin artmasıyla karakterize edilen yaygın bir metabolik hastalıktır.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuba Erdem Sultanoğlu, osteoporozun dünya genelinde her yıl 8,9 milyon kırığa neden olduğunu belirterek, “50 yaş üzerindeki kadınların üçte birinde, erkeklerin ise beşte birinde yaşamları boyunca osteoporoza bağlı kırık gelişmektedir. Bu durum, kişinin sağlık durumunu olumsuz yönde etkiler,” dedi.
Osteoporoz, genellikle sessiz ilerlediği için erken dönemde herhangi bir belirti göstermediğini ifade eden Sultanoğlu, “Kemik yoğunluğu azalmış olsa da, kemikte kırılma ya da çatlama olmadan hastalığın tespit edilmesi güçtür,” şeklinde konuştu. Zayıflayan kemiklerin daha kırılgan olduğunu ve en küçük bir kazaya bağlı olarak kolayca kırılabileceğini vurguladı.
Osteoporozun en yaygın belirtisi, bel ve sırt bölgesinde ağrıya yol açan mikro kırıklardır. Sultanoğlu, “Fark edilmemiş omurga kırıklarına bağlı olarak boy kısalması, kamburlaşma ve duruş bozuklukları gibi belirtiler de sık görülmektedir,” dedi. Ayrıca, osteoporozun ilerlemesi durumunda, kişilerin sağlık durumunu daha da olumsuz etkileyen ağrı ve sindirim problemleri ortaya çıkabileceğini belirtti.
Doç. Dr. Sultanoğlu, osteoporozun tüm yaş gruplarında görülebileceğini ancak genellikle erişkinlerde daha yaygın olduğunu kaydederek, “İlerleyen yaşla birlikte osteoporoz riski artmaktadır. Özellikle menopoz dönemi kadınlarda kemik yıkımını hızlandırarak riski artırmaktadır,” ifadelerini kullandı. Osteoporozun birçok risk faktörü olduğunu, bunlar arasında yaş, cinsiyet, hormonal değişiklikler ve genetik özellikler bulunduğunu belirtti. Yetersiz kalsiyum, D vitamini alımı ve hareketsiz yaşam tarzının da risk faktörleri arasında yer aldığını vurguladı.
Sultanoğlu, “Osteoporoz, diğer hastalıklarla birlikte de gelişebilir. Tiroid hastalıkları, böbrek hastalıkları ve romatoid artrit gibi durumlar bu hastalığa eşlik edebilir,” diyerek, osteoporozun önlenmesi ve tedavisi konusunda farkındalık oluşturulması gerektiğini dile getirdi.
Kemik dansitometresi ile yapılan taramaların osteoporoz tanısında önemli bir yer tuttuğunu belirten Sultanoğlu, “65 yaş üzerindeki tüm kadınlar ve 70 yaş üzerindeki erkekler osteoporoz açısından taranmalıdır. Ayrıca, menopoz sürecinde olan kadınlar da hekim tarafından değerlendirilmeli,” dedi. Osteoporozun tedavisinde, kişiye özel planlamanın önemine vurgu yaparak, “Etkinliği kanıtlanmış ilaçlar ve düzenli fiziksel aktiviteler tedavi başarısını artırır,” şeklinde ekledi.
Doç. Dr. Tuba Erdem Sultanoğlu, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü ile birlikte, osteoporoz hakkında farkındalığın artırılmasını ve bu hastalığın erken tanı ile tedavi edilmesinin önemini vurguladı. “Menopoz sonrası kadınlar ve 50 yaş üzerindeki erkekler mutlaka incelenmelidir,” diyerek, bireylerin osteoporoz açısından taramalarını yaptırmalarını önerdi.
(Haber: Kemal Akın)
