Bolu ve Eskişehir Sınırındaki Tarihi Kalsedon Yatakları
Bolu ile Eskişehir arasındaki sınırda bulunan zengin kalsedon yatakları, binlerce yıl öncesine dayanıyor. Türkiye’nin bu iç kesimleri, tarih boyunca doğal hazine olarak kabul edilen bu değerli taşı barındırıyor. Kalsedon, Eskişehir’in doğal mirasının bir parçası olarak bilinirken, estetik ve sağlık değerleriyle de ön plana çıkıyor.
Medeniyetler Arasında Değerli Bir Yer
Kalsedon taşı, çarpıcı mavi tonlarıyla bilinir. Hitit, Urartu gibi eski medeniyetlerden Roma İmparatorluğu’na kadar birçok dönemde, bu taş büyük bir değerle kullanılmıştır. Özellikle Roma döneminde, Bolu ve Eskişehir sınırından elde edilen kalsedon, geniş çaplı ihracata tabi olmuş ve Chalkedon adlı Antik Yunan kasabasının adını taşıyan Kadıköy limanından sevkedilmiştir.
Süs Taşı Olarak Popülerliği
Bolu ve Eskişehir sınırı, kalsedon rezervi bakımından günümüzde de zenginliğini korumaktadır. Bölgede, özellikle Bolu’ya bağlı Sarıcakaya ilçesinde, mavi kalsedonun yanı sıra diğer kalsedon türleri de aktif bir şekilde çıkarılmaktadır.
Dünya Pazarına Açılıyor
Eskişehir’deki Mayıslar köyü civarında çıkarılan kalsedon taşları, bölgedeki işçiler tarafından toplanır. Bu değerli taşlar, kalitelerine göre ayrılarak daha sonrasında Uzak Doğu ülkelerine işlenmek üzere ihraç edilir.
Kalsedon’un sağlık üzerindeki olumlu etkileri de oldukça dikkat çekicidir. Bu eşsiz taş, tansiyonu dengede tutma ve uyku problemlerine karşı etkili olma gibi özelliklere sahiptir. Kalsedon’un farklı türleri, farklı sağlık faydaları sunarak tercih edilmektedir.
Kalsedon, tarih boyunca sadece süs taşı olarak değil, sağlık alanında da aktif olarak kullanılmıştır. Özellikle Eskişehir’de, bu değerli taşın zengin yatakları, bölgenin doğal kaynaklarının başında gelirken, günümüzde de popülerliğini sürdürmektedir.
Hitit ve Urartu Dönemlerinde Kalsedon Kullanımı
Eskişehir, Türkiye’nin doğal zenginlikler bakımından dikkat çeken bölgelerinden biridir. Özellikle kalsedon yataklarının varlığı ile tanınan bu bölgede, binlerce yıldır bu değerli taş çıkarılmaktadır. Hitit ve Urartu dönemlerinde, kalsedon taşının çıkarılıp kullanıldığı bilinmektedir. Bu, bize kalsedonun tarihin derinliklerine kadar olan kıymetini göstermektedir.
Roma İmparatorluğu Döneminde Kalsedon İhracatının Artışı
Romalılar dönemi, kalsedon taşının ihracatının zirve yaptığı bir dönem olarak kaydedilmiştir. O zamanlarda Kadıköy, Antik Yunan kasabası olan Chalkedon ismiyle anılmaktaydı. Kalsedon taşı, adını bu tarihi liman kasabasından almıştır. Bu dönemde Kadıköy’den taşın ihracatı yapılmaya başlanması, bize kalsedonun Roma İmparatorluğu için de ne kadar değerli olduğunu göstermektedir.
Eskişehir ve Kalsedon Madeninin Zenginliği
Kalsedon, Eskişehir’de “mavi altın” ve “süs taşı” olarak anılmaktadır. Özellikle Sakarya Nehri’nin oluşturduğu Sakarya Vadisi ve çevresinde çeşitli süs taşlarına rastlamak mümkündür. Bu taşlar arasında kalsedonun yanı sıra süt opal, dentiritli opal, krisopras, japer, yeşil opal ve agat gibi değerli taşlar da bulunmaktadır. Eskişehir’deki kalsedon yataklarından en bilineni, Mayıslar Dağı’ndan çıkarılanlardır. Burada dozerlerle yapılan kazılarla gün yüzüne çıkarılan kalsedon taşları, işçiler tarafından kalitelerine göre ayrılarak Uzak Doğu’ya işlenmek üzere gönderilmektedir.
Kalsedon Taşının Fiziksel ve Metafiziksel Özellikleri
Kalsedon, huzurlu ve sakinleştirici mavi tonlarıyla tanınır. Ancak renginin dışında, tansiyon düzenleyici etkisiyle de ün kazanmıştır. Eski kültürlerde kalsedon taşının ruhsal ve fiziksel sağlığı olumlu yönde etkilediğine inanılırdı. Özellikle uyku sorunlarına karşı tedavi edici özellikleri olduğuna dair inanışlar bulunmaktadır. Her bir kalsedon türüne, farklı şifalı özellikler atfedilmiştir.
Kalsedon Taşı Fiyatı
Peki, bu değerli taşın fiyatı ne kadardır? Güncel olarak, kalsedon taşının 100 gramının fiyatı 29 TL olarak belirlenmiştir. Bu, taşın hem estetik hem de şifalı özelliklerini düşündüğümüzde oldukça makul bir fiyat olarak değerlendirilebilir. (Haber Merkezi)