Liderliği Kaybettik
UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup’ta mücadele eden Türkiye, son maçında deplasmanda Karadağ’a 3-1 mağlup olarak grup liderliğini Galler’e kaptırdı. Bu sonuçla ay-yıldızlı ekip, grubu ikinci sırada tamamlayarak A Ligi’ne yükselme şansını play-off maçlarına bıraktı.
Ay-yıldızlı ekip, grupta oynadığı altı maçta 3 galibiyet, 2 beraberlik ve 1 yenilgiyle 11 puan topladı. Galler ise son maçında İzlanda’yı 4-1 yenerek 12 puanla grup lideri oldu ve doğrudan A Ligi’ne yükseldi.
A Ligi İçin Play-Off Oynanacak
Türkiye’nin A Ligi’ne yükselmek için oynayacağı play-off maçlarındaki rakibi, 22 Kasım’da yapılacak kura çekiminde belli olacak. Ay-yıldızlılar, A Ligi’nde grubunu üçüncü sırada tamamlayan İskoçya, Belçika, Macaristan veya Sırbistan’dan biriyle eşleşecek. Çift maç eleme usulüne göre oynanacak play-off karşılaşmaları mart ayında yapılacak. Play-off’tan başarıyla çıkan takım, önümüzdeki dönemde A Ligi’nde mücadele edecek.
Zemin Eleştiri Topladı
Karadağ-Türkiye maçının oynandığı Niksic Şehir Stadı’nın kötü zemini futbolcuları zorladı. Zeminin yağış nedeniyle daha da ağırlaşması, maçın kalitesini olumsuz etkiledi. Futbolcular, bozulan sahada topu kontrol etmekte güçlük çekti.
Maçın ilk olarak Podgorica Şehir Stadı’nda oynanması planlanmış ancak bu stadın zemininin uygun olmadığı gerekçesiyle karşılaşma Niksic Şehir Stadı’na alınmıştı.
“Her Kötülüğün Tek Sorumlusu(!)”
Medyatakip Gazetesi Spor Yazarı Hüseyin Calp, maçın ardından yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kaydetti:
“Her şeyden önce Milli Takım’ı bu bataklıkta oynamaya mecbur bırakan UEFA’yı kınıyorum. Zemine ilişkin önleyici tedbir adına TFF’nin bir girişim yapıp yapmadığını merak ediyorum.
Bu bataklık ortamından cesaretini alan Karadağ, maç boyunca Milli Takım’a göre daha motive ve ne yaptığını bilen taraftı.
İlk yarıda Emirhan-Eren-Kenan tarafında buldukları değerli madeni kazdılar da kazdılar ve kazançlı çıktılar.
Bugüne dek çıkardığı başarılı maçlarla Milli Takım’ı defalarca ipten alan Mert Günok’un ‘talihsiz’ gününde olması bataklığı daha da derinleştirdi.
Montella döneminde verkaçlar ile üçgenler yaparak, merkezden veya çizgilere inerek, set olarak hücum etmek üzerine planlanan Türk tarafının oyunu; bataklığa, yağmura ve 9’lu Karadağ savunmasına takıldı.
Buna rağmen Orkun Kökçü’nün ‘plana uygun’ girişimiyle, yine doğru yerde konumlanan ve topu önünde bulan Kenan Yıldız, neden Juventus’un 10 numarası olduğunu yaptığı birinci sınıf gol vuruşuyla kanıtladı.
Öte yandan belli ki Türk Milli Takımı’nın ‘en iyi’ futbolcusu Hakan Çalhanoğlu’nun eksikliği, hem ofansta hemde defansta ziyadesiyle hissediliyordu.
İkinci devrede sol taraf madeninin artık kazılmasını istemeyen Montella, Emirhan-Eren ikilisini alarak, Samet-Mert ikilisini oyuna soktu. Değişiklikler yaraya merhem oldu.
Lakin bataklığın daha da ağırlaşmasından ve Türk tarafının oyununu oynayamamasından iyice cesaretlenen Karadağ, ‘garip’ bir gol daha sıkıştırarak farkı ikiye çıkardı.
Montella, 82’de santrfor menşeili Semih’i oyuna alarak bir umut bekledi. Ancak kayda değer bir pozisyon üretilemedi.
Kalan dakikalarda başka gol olmayınca umut Play-Off’lara kaldı.
Galler maçlarında en az 4 puan alabilme şansı varken 2 puan alınabilmesi, Milli Takım’ı bu bataklıkta rezillikler yaşamaya mecbur etti.
Muhtemelen önümüzdeki süreçte Türk milleti, adamakıllı son başarısını 2008’de yaşamamış gibi Vincenzo Montella’yı yine “her kötülüğün tek sorumlusu” yapacaktır. Halbuki yakın geçmişe bakıldığında Lucescu ile küme düşen, Şenol Güneş ile Uluslar Liginde kategori düşen takım yine bu takımdı.”
(Haber Merkezi)