Geçmiş Zaman Olur Ki…
İÇİMİZDEN BİRİ
“Ümit köydenim. 77 yaşındayım. 13 yaşında güneş saatinin karşısındaki (Güneş Saati Veziroğlu konağı önünde, şimdi Gerkav Esentepeyi Koruma Projesi için düzenlenen Gerede Evinin önünde bulunurdu) Yıldız lokantasında Aşçı Mehmet’in yanına çırak olarak girdim. Aşçı Mehmet bana 20 sene kendi oğlu gibi baktı, yetiştirdi. Geceleri dükkânın üst tarafındaki bir odada yatardım. Mehmet usta her Ramazan ayında dükkânın anahtarını bana verir” kendine çalış” derdi. Sonra askere gittim. 24 aylık askerliğimde de tabldotta aşçı idim. Asker dönüşü Kazanlar köyünde İstanbul Ankara yolu üzerinde bir konaklama yeri olan Deli Muhtarın lokantasında çalışmaya başladım. Kürt Mehmet’te orda kahveci idi. Kazanlardan sonra Hayrettin Demiralp’in daha sonraları bir ara Yüksek Kahve diye bilinen lokantasında, daha sonra da bu lokantanın yanında bulunan İbrahim Çakırın lokantasında çalıştım.
Bir süre sonra da ayakkabıcılar arastasında, Dede Durmuş’un dükkânı arkasında Çonkarların dükkanını devir aldım. Bir iki yıl burayı çalıştırdıktan sonra işlerim iyi gitmedi, gençlik ve alkol ahbapları ilişkilerim nedeniyle işi iyi takip edemedim. Dükkânı kapattım eşyaları kayınpederin evine bırakıp İstanbul’da bulunan bir tanıdıktan para almayı düşünerek yola çıktım. Konaklayarak yaptığım yolculuğumda Adapazarı’nda bir camiye girdim, çıkarken bir adam boynuma sarıldı. Asker arkadaşım Mehmet Çakır’mış. Onu tanımadığımı söyledim. Zorlayarak beni yemeğe çağırdı. O da orada lokantacı imiş. İş durumumu söyledim. Bana kendisiyle kalıp çalışmam için ısrar etti ama, orda bir hafta kaldım. Ayrılma isteğim üzerine bir otobüs bileti bir kutu şeker alıverdi. Gerede’ye döndüm. Gece Halit Çonkar’ın evine geldim. O bana “Oğlum altın yere düşmekle pas tutmaz” diyerek moral verdi teselli etti, para vermek istedi. Almadım. Daha sonra önceden ondan aldığım borçlarımı da 5 lira 5 lira ödemek nasip oldu.
Sonra Hüseyin Birbilener beni yeni yoldaki (E5) açtığı lokantaya aldı. Oradan belediye başkanı Abdurrahman Şahin beni Esentepe kayak evine aşçı olarak aldı. Abdurrahman Şahin tüm borçlarımı defterine yazmış ve alacaklıların hepsine benim için konuşup kefil olmuş. Onun sayesinde kendimi toparlama imkânı buldum. O sırada ortaokulda müdür olan Kemal Güçlüol, Abdurrahman Şahin’le birlikte bana şimdiki belediyenin arkasında Fevzi Paşa caddesinde bir lokanta açtılar ve öğrencilere yemek yapmaya başladım. Esentepe festivallerinde de misafirlere yemekleri ben yapardım. Hatta bir ara sanatçı Saniye Can’a yemek hazırlamıştım.
Devam edecek…
Not: Mekanlar ve şahıslar 2006 yılına göredir.