Öğleden sonra saat 4 sularında gazetemiz bürosunda oturmuş rutin işleri hallederken kapıdan giren davetsiz misafir kendisini belli etti. Selam verircesine nidalarla, ağır ağır salınarak içeri giren misafir, kendisinden emin bakışlarla etrafı süzdü.
Yanına yaklaşıp incelemeye karar vermiştik ki aniden hızlanarak büronun içinde koşturmaya başladı. Masadan masaya, köşe bucak koşturan misafirimiz sonunda bizleri yorduğundan emin olurcasına sakinledi. Meraklı bakışlarımıza karşılık veren bu mübarek hayvan, bizlerle iyi geçinme yolunu seçerek kendisini sevdirmeye başladı.
Bilgisayar klavyesinin üzerinde gezerek günlük haberleri kontrol etti. Fare görünce dayanamıyor olsa gerek, kablosuz fareyle tık tık oynayarak pilini bitiriverdi. Mırıl mırıl seslerle bize anlatmaya çalıştığı şey, karnının acıktığı veya susadığı değildi. Biz onu sevdik o bize ısındı. Ardından esnaf incelemeye gelmiş zabıta edasıyla görevini yapmanın huzuruyla geldiği gibi büroyu terk etti. Kısa sürede gözden kaybolarak yeni maceralara yelken açtı.
(Haber Merkezi)