GELECEĞE İLK ADIM LGS
Liselere geçiş sınavına erişen gençlerimizin ilk hayati sınavları ile yüzleşmelerini yaşadığı bir dönem içindeyiz. Cenab-ı Allah tüm evlatlarımıza başarılar nasip etsin. Gelecekteki mesleki konum ve kariyerlerine ilk adımı bu sınavla atacaklar.
Gençlerimizi eğitimde düzgün yönlendirme yapabildiysek birey olarak ve nihayetinde ülke olarak gelişebiliriz. Bu ülkenin çok problemi var ama halledilmeyecek sorunu yok. Yeter ki en büyük açmazı olan gerçekleri göz ardı etme hastalığından kurtulalım. Sorunların kabul ettirilemediği bir zeminde, kimsenin çözüm bulması, bulduğunun da işe yaraması mümkün değil. Acaba gençlerimizi kendi yeteneklerine dair şimdiden düzgün yönlendirme yapabildik mi?
Örneğin yenidünya düzeninden bahsediyoruz, biyolojik silahlardan, kıtalar arası füzelerden, bir virüs üretip tüm dünyanın başına musallat edenlerden ve birçok farklı yaklaşımlardan söz ediyoruz. Öte tarafta da nüfusumuzun genç olmasıyla övünüyoruz. Ama kalabalık ile insan kaynağını ayırt eden, insani seviyede yaşama, eşit rekabet koşullarına sahip olma, gelecek umudu, doğru bir eğitim gibi birçok konuyu bilimsel zemine taşıyarak masaya yatıramıyoruz gibime geliyor.
Eğitimde bilgi, yetenek ve beceri noktasında gençlerimizi düzgün yönlendirmeyi başaramadığımız noktada, ya insan kaynağı yerine kalabalıklar oluşturursunuz ya da eldeki kıymetli akıl terinin yurtdışına kaçmasının ve orada bir gelecek kurmasının yolunu aradığına şahit olursunuz.
Eğitimde hayali doğrular yaratan bir iktidar anlayışıyla, çözüm konuşmak yerine eleştiriyi öne alan bir muhalefet yapısının içerisinde sıkışıp kaldığımızı düşünüyorum. Hiçbir parti bundan kendini soyutlamasın. Meclis’in içi ve dışı ne yazık ki umut vermiyor. Bunun en güzel kanıtı da, gençliğin geleceğini dışarıda arama hayali. Başarır ya da başaramaz o ayrı bir mesele, bu vakanın varlığı ayrı bir konu.
2019 yılı nüfus kayıtlarımıza göre 15 – 29 yaş arası 19 milyon 322 bin 983 kişi ve bunun yarısının alarm vermesinden bahsediyorum. Türkiye’nin geleceğinden bahsediyorum. Dünyadaki teknolojiden bahsediyorum. Genç enerjiden bahsediyorum. Şayet bu gençlerin durumuna bugünden neşter vurmazsak, sorun devam edeceği için arkadan gelen 0 – 14 yaş grubu ise 19 milyon 212 bin 345 kişi.
TÜİK’in bir araştırmasına göre gençlerdeki internet kullanım oranı yüzde 93. Yani dünyadaki bütün gelişmeleri görüyorlar. OECD’nin raporuna göre ise en çok kaygı duydukları konular akıl sağlığı, gelir ve istihdam. Eğitimde ihtiyaç odaklı ve becerilere göre yönlendirmeler mecburiyetindeyiz. Bence asıl mesele genç enerji kaynağımız olan gençlerimizi alanında çok başarılı olabilecekleri meslek dallarına yönlendirmek. 15 yıl İngilizce dersi görüp İngilizce konuşamayan gençlikten bahsediyorum, Tüm bu fotoğraf içerisinde sizce de hamaseti bırakıp, gerçekten gençlere mercek tutmamız Eğitim sistemimizi revize etmemiz gerekmiyor mu? Biz bu sorunları ciddi olarak ele alamadığımız sürece gençlerin gelecek kaygısı, psikolojik sorunlu bir gençlik ve dahası Türkiye’nin teknolojiyi dışardan alma mahkumiyeti devem edecektir.
“Gelecek; şuurlu, gururlu, milli sorumluluğun farkında, özgüvenli ve öz disiplinli şekilde değerlerini koruyabilen gençlerin elinde doğacaktır”