Gerede Ticaret ve Sanayi Odası Başkan adayı İsmail Hakkı Pehlivan, yeni bir basın açıklaması yayınladı. Yazılı açıklamasında, diğer Gerede TSO Başkan adayına değil de seçmenine cevap vermek zorunda kaldığını belirten Pehlivan, “görüyorsunuz seçtiğiniz, seçmeye çalıştığınız zati muhterem kişi iş aş ve istihdam peşinde değil derdi başka.”dedi
Pehlivan, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ben o odayı kuran bir kişiyim. O odayı kurup da devamlı koltukta mı oturmam lazım? Haşa tam aksine gençlere ve çalışkan diğer kardeşlerimize şans tanımamızdan daha olumlu bir düşüncemiz olamaz. Odayı nasıl kurduğumu, ne şartlarda, ne zorluklarda Gerede ilçesine getirdiğimi bilende var bilmeyende!
Bu zorlukları anlatıp da sözlerimi uzatmak istemiyorum. Sevgili kardeşimiz bana dersen ki ne iş yaptın? Yaptığım çok iş varda ilkini söyleyeyim yeter. Herkes beni gazeteci olarak bilir. Kazandığımın büyük bir kısmını memleketim için harcadım. Hanlarım, hamamlarım olmadı. Son model arabaya binip turlamadım. Gerede Ticaret ve Sanayi Odası’nı (GTSO) Gerede’ye getirdim, başkasını söylemeye gerek var mı? Ben kuruverdim ister takdir edin ister takdir etmeyin. Bu kurduğum odanın üzerinde oturup da kuran adama ahkam kesmek ne kadar doğru? Ve bunu Gerede’de söyleyecek en son kişi sensin, bunu bilesin. Ben seçim öncesi ve seçim sonrası ve şimdilerde de oda üyelerini ziyaret ediyorum. Zaman, zaman haklı oldukları seslenişleri oluyor ve cevap vermek zorunda kalıyorsun. Eski ve şimdiki meclis başkan adayınla bir trafo yüzünden sert tartıştığınız herkes tarafından bilinmektedir.
Sayın Başkan adayı sarf ettiği son paragrafta aynen şöyle diyor: ‘Hepimiz bu memleketin evladıyız. Birbirimizin salından tutacak bizleriz. Seçimlerden sonra kazanan adayı kucaklamasını, hizmetlerine katkı sağlamayı öğrenmeliyiz. Sonuçta Gerede kazanacaktır. Bu nedenle tekrar aday olan ve olabilecek tüm arkadaşlara başarılar diliyorum. Üyelerimizin ise seçim günü oylarını kullanarak camialarına katkı sağlamasını istiyorum. Allah (cc) herkesin yar ve yardımcısı olsun.”dedi.
İyide benim son kez aday olduğum bundan önceki seçim de İbrahim Sadi Özalp başkan adayı, İbrahim Karagözoglu meclis başkanı adayı da peki sen neydin de sandıklar açıldıkça hoplayıp zıplıyor, benim meslek komitemin sandığı açıldığı an “tuh ya olmaz ya tuh ya” deyip duruyordun. Ne kinin vardı da bu kadar hoplayıp zıplıyordun? O hopladığın ve kin duyduğun kişi o odayı kurmamış olsaydı hoplayıp zıplayabilecek miydin? Şimdi kalkmışın onun tabutundan tutacağım, bunun tabutundan tutacağım o zaman aklın neredeydi?
Gelelim meclis üyelerine; benim zamanımdaki 3 dönemde bir silah ruhsatı alan olmuş mudur? Benim zamanımda odaya bir gram siyaset karışmış mıdır? Benim zamanımda aynı çöpe işeme olmuş mudur? Meclis toplantılarında kıyasıya, Gerede için ateşli tartışmalar olmuş ve ben burada başkan olarak tarafsızlığımı korumuşumdur.
Su an meclis başkan adayın benim zamanımda yönetimde olduğu sıralarda hep muhalefet yapmış, buna rağmen her zamanda dikkate alınmıştır. Bak bir örnek vereyim; odayı kurma zamanımda her zaman desteklerini gördüğüm bir arkadaşımı Sadi Bey’in teklifine tabii ki doğru bulduğum için destek verdiğimde 3 ay küs durmuşsuzdur. Onun için bizdendi, sizdendi polemiğine girmeden Gerede menfaatleri için elimizden ne geldiyse onu yapmışsızdır.
Asıl yanlış yapan sensin neden mi?
Çorumlu bir başkanımın projesini beğenmişim ve Gerede’de uygulamak istedim, bundan doğal ne olabilir ki
Biz görevli olduğumuz zamanda daha önceki yazımda bahsettiğim gibi sivil toplum kuruluşları, siyasi parti ve belediye başkanlarımızla sık sık bir araya geldik ve gelmeye devam ettik. Ancak işin içine yine siyaset girince dağıttık. Benim başkanlığım zamanında Organize Sanayi Müteşebbis Teşekkülü’nde başkan vekiliydim ve o dönemlerde gerek organize ve gerekse şehir merkezlerindeki tekstilciler devamlı ara eleman yetiştirilmiyor şikayetlerinde bulunduklarında bunu gerek Odalar ve Borsalar Birliği’ne, gerekse o dönem KOSGEB yetkililerine ilettik ve senin yok dediğin görüşmeler sağlandı ve seçim dönemine denk geldiği için nasip olmadı.
Gelelim ayakkabı-saraciye çalışmalarına ve 3 katlı oda binası meselesine. Her şeyi iyi araştırdığına göre bunları da araştırıver emi! Gelelim benim başkanlık meseleme, bende koltuk hırsı falan var sanma, benim temennim eksiklikler giderilsin…
Gelelim senin meselene, bir parti başkanını bir meslek odasına başkan adayı olması etik midir? Ben bunu daha öncede belirtecektim ama o odanın kurucusu olduğum için sessiz kalmayı tercih ettim. İlla ki işin içine siyaset girsin istiyorsanız AK Parti’de ne cefakar ve pırıl pırıl gençler var. Gelsin onlar da görev yapsın ben derhal adaylıktan çekilirim. Ama nedense siz birkaç kişi her yere, her ihaleye saldırıyorsunuz! Nedir bu hırs? Gerede senden ve birkaç kişiden mi ibaret? Gerede’de AKP % 80’lerde sizden başka kimse mi yok ki siz her odayı her sivil toplum kuruluşlarını almaya çalışıyorsunuz. Ve AKP zırhını kullanıp da seçmenlere tesir etmeye çalışıyorsunuz. Sen bir şahıssın, bu gün varsın yarın yoksun ama kurumlar kalıcıdır. Ben senin gitmeye çalıştığın yoldan döndüm bile onun için yarın parti başkanlığından ayrıldığın zaman seni görmek ve gelip bir çayını içmek isterim. Şu padişah hikayesinde olduğu gibi parti başkanlık zırhından ayrıldıktan sonra kaybolup gitmezsin…
Odaya siyaseti sokmasan iyi olur. Bizim de listemizde diğer partililer olduğu gibi AK Partili adaylarımızdan oluşmaktadır. Biz oda seçimlerine siyaset katmıyor ve o zırha bürünmüyoruz.
Ben bir gazeteci olarak gazetelere konu olmak istemem ama cevap vermezsen vatandaş başka anlıyor.
Meşhur padişah hikayesi
Günlerden bir gün Hamama gideceği tuttu, Padişah hazretlerinin. Bir yanında birinci veziri, bir yanında ikinci veziri, bir yanında üçüncü veziri.
Sonra efendime söyleyeyim Peşkircibaşı, Nalıncıbaşı, Sabuncubaşı. Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile.
Peştamal takıp girdiler hamama, geçtiler kurnaların başına üçer beşer. Padişah deseniz, kuruldu göbek taşına, yan gelip yattı. Memleketin en ünlü tellakları, sardılar dört yanını. Kimi elini kaptı, kimi bacağını, bir keseleme sürtme faslı başladı. Tam on iki saat, on iki ünlü tellak, incitmeden keselediler; Hazretin mübarek vücudunu. Öylesine kir çıktı ki sormayın, her biri parmağım gibi. Aman efendim bu ne kiri demeye kalmadı, keselerin altında eriyip gitti; koskoca padişah! Bütün maiyet erkânı yerinden fırladı:
-Nettünuz devletliyü?Dediler tellaklara.
Tellaklar cevap verdi:
-Biz yıkadık, keseledik. Devletlinin kirden ibaret olduğunu bilemedik. Suç bizde değil. Neyleyelim, Kir bitti, padişah elden gitti!
İnşallah; Bu hikayede mizah edildiği gibi parti başkanlık zırhından arındırıldıktan ve ayrıldıktan sonra kaybolup gitmezsin.
Şuraya gittim, buraya gittim diyorsun o senin yaptığın bir şey değil, siyaset ve parti gereği her iktidarda ilçe başkanının yaptığı normal bir iş. Madem gittin geldin de ne yaptın, ne yaptırdın?
Biz kavgacı değil yapıcıyız, biz düşünceye, kılığa değil, hizmete talibiz. Biz bireysel değil grup çalışması yapmak istiyoruz. Biz hazıra konmayı değil iş yapmaya talibiz. Biz yedek değil asil olmak isteriz.
Gerede’nin coğrafi olarak önemli bir konumda bulunduğunu ve ilçenin ekonomik olarak büyümesi gerektiğini söyleyen Pehlivan, son cümlelerinde şunları söyledi: “Gerede ekonomisinin büyümesi için, ilçemizde bulunan tüm aktörlerin kent için çalışması ve düşünmesi gerekmektedir. Biz yönetimde bulunduğumuz süre içinde Gerede’de bulunan tüm dinamikleri harekete geçirerek ekonomiye farklı bakış açısı ile çok boyutlu bakmaya çalıştık. Düşüncesi, felsefesi, yaşantısı ne olursa olsun, Gerede ekonomisine artı değer katabilecek olan tüm aktörlerin kentimiz için ortak akıl etrafında buluşması gerekmektedir. Bizler gelip geçiciyiz, mühim olan memleketin kazanması. Bu seçim ilçemize hayırlar getirsin.”