Misafir Kalem
Yıllardır uğraştığın kutsal görevine;
Üç-beş kişi son verecek, haberin var mı?
Seherlerde başlayan ulvi mesuliyetine;
Bir dilekçe DUR diyecek; haberin var mı?
Sevgi, saygı, anlayış, dedin durdun,
Cemaatsiz bir köyde yıllarca kapaklandın kaldın.
Hiç bitmeyecek bir görev sandın,
Bir şikayet GİT diyecek, haberin var mı?
Görevini her şeyin önüne geçirdin,
Eş-dost arkadaşla ilişkiyi bitirdin,
Ziyaretleri görüşmeleri yitirdin,
Üç-beş kişi hayvanını SAT diyecek, haberin var mı?
Eller giderken gezmeye, evlerini bekledin.
İzin nedir? Gezi nedir? Hiç bilmedin.
Söylenenleri sineye çektin, gülmedin.
Konuşma artık dilini TUT diyecek, haberin var mı?
Bahane; Düğünler yapmışsın,
Daireler üzerine daireler katmışsın,
Onlar harcarken sen mülk tutmuşsun,
Eline geçeni çar-çur ET diyecekler, haberin var mı?
İnceleme lehine olmuş; kime ne?
Karar verilmiş senin buradan gitmene,
İster rıza ile, ister re’sen değişme
Tebellüğe imza AT diyecekler, haberin var mı?
Haberin var mı? Dostum kavmiyetten,
Kişisel çıkarlar, topluma mal etmekten,
Köyü, köylüyü lehine çevirmekten,
Emeklilikten başka çare YOK diyecekler.
Hasretim seherlerde ezan okumaya,
Cemaatsiz de olsa camide olmaya,
İlahi kalemle karar kılmaya,
Camiye-cemaate hasret ÇEK diyorlar. Haberin var mı?
Sezgi olsaydın başını eğer miydin?
Haksızlıkları hiç te görmez miydin?
İstedikleri gibi el pençe durmaz mıydın?
Artık rahatsın evinde YAT diyecekler
SEYİT ALİ ÇİÇEK
anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az. güzel şiir valla anlayana tabi