ANKARA (AA) – Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Olağan Seçimli Genel Kurulunda başkanlığa yeniden seçilen Mehmet Büyükekşi, “Biz, bütün kulüplerimize aynı mesafedeyiz. Bütün kulüplerimizi aynı şekilde seviyoruz, sayıyoruz.” dedi.
Ankara'daki JW Marriott Hotel'de gerçekleştirilen genel kurul sona erdi. Başkanlığa tekrar getirilen Mehmet Büyükekşi, genel kurulun ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Delegelere destekleri için teşekkür eden Büyükekşi, “Geçtiğimiz bir yıllık süreçte önemli çalışmalar yaptık. Futbol marka değerini artırmak adına yaptığımız çalışmalar kulüplerimiz tarafından büyük oranda olumlu karşılandı.” diye konuştu.
Büyükekşi, Türkiye'de futbolun en sevilen spor dalı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bizim de hedefimiz, en sevilen spor dalı olan futbolun marka değerini yükseltebilmek. Bununla ilgili çalışmalarımıza başlamıştık. Bugün de genel kurul konuşmamda özellikle bahsettim, yeni bir sayfa açmamız gerekiyor. Kulüplerimizin birbirleriyle zaman zaman yaşadığı sıkıntıları, hakemlerle ilgili yaşanan sıkıntıları, federasyonla ilgili yaşanan sıkıntıları hepimiz bir tarafa bırakmamız gerekiyor. Beyaz bir saya açmamız gerekiyor. Biz, bütün kulüplerimize aynı mesafedeyiz. Bütün kulüplerimizi aynı şekilde seviyoruz, sayıyoruz. Hiçbiri arasında bir farklılık ve ayrıcalık görmüyoruz. Yeni dönemde birlik beraberlik içinde başarılarımızı daha da taçlandırmak istiyoruz.”
İstanbul'un Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yaptığını hatırlatan Büyükekşi, “Son derece başarılı olduk. Şampiyonlar Ligi finalinde nasıl organizasyon yaptığımızı bütün dünya gördü. İnşallah önümüzdeki yıllarda marka değerimizi artırmak adına önemli işler yapmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Mehmet Büyükekşi, naklen yayın gelirinde yaşanan düşüşe işaret ederek, “Naklen yayın gelirimiz biliyorsunuz 500 milyon dolarlardan 120 milyon dolara geriledi. Yeni dönemde bununla ilgili birtakım adımlar atıyoruz. Hypercube firması ile anlaştık. Spor Toto Süper Lig, Spor Toto 1. Lig, 2. ve 3. lig ile Türkiye Kupası'nda yeni bir format hazırlığı içerisinde olacak.” şeklinde konuştu.
Yayın gelirinin dağılımıyla ilgili soruya Büyükekşi, “Bu adil dağılım konusu çok göreceli. Yurt dışında da benzer uygulamalar var. Bu uygulamaları yaparken biz herhangi bir değişiklik yapmadık, var olanı sürdürüyoruz. Böyle bir şey olabilmesi için Kulüpler Birliği üyelerinin bu konuda mutabakat sağlaması lazım. Şu an şampiyonluk sayısına, takımların taraftarlıklarına göre bir uygulama var. Bunları daha sonraki günlerde oturup konuşmak lazım. Her şeyi istişare ediyoruz. 'Ben yaptım oldu' demiyoruz. Bu dönemde özellikle güven, adalet, şeffaflık konusunda yine aynı çizgimizi sürdüreceğiz.” yanıtını verdi.
A Milli Futbol Takımı'nın son iki maçta 6 puan kazandığını hatırlatan Büyükekşi, şunları söyledi:
“Ama hedefimiz sadece 2024 Avrupa Şampiyonası'na katılmak değil. Hedefimiz, 2024 Avrupa Şampiyonası'nda başarılı olabilmek, çeyrek finale, yarı finale kalabilmek. Bunu da bir seferliğine yapmak istemiyoruz. Sürdürülebilir bir başarı yakalamak istiyoruz. Hem Avrupa ve dünya şampiyonalarına katılıp hem de oralarda sürdürülebilir başarı grafiği yakalayan Türk Milli Takımı olsun istiyoruz. Bunu yaparken de 2028 ve 2032 Avrupa Şampiyonası'nı Türkiye'de düzenlemek için müracaat ettik. Bunun sonuçları 10 Ekim'de belli olacak. Orada da ümitliyiz, güzel çalışmalar yapıyoruz. Devletimizin yaptığı statlar da Avrupa Şampiyonası'nı alma konusunda bize inşallah önemli bir katkı sağlayacak.”
Yeni transfer döneminde kulüplerin transferlerini dijital olarak yapabileceklerini belirten Büyükekşi, genç futbolcular yetiştirme konusunda da alt ligler için talimat yayınladıklarını dile getirdi.
Büyükekşi, genel kurulda kabul edilen yabancıların TFF delegesi olabilmesine yönelik önergeyle ilgili ise şunları kaydetti:
“Premier Lig'in yayın geliri 4.3 milyar paund. Bizimki ise 120 milyon dolar. Bugün genel kurulda bir statü değişikliği yaptık. Yabancı şirketlerin Türkiye'de takım alabilmesinin önündeki önemli eksiklerinden biri de başkan veya delegesi yabancı olanların genel kurula katılamamasıydı. Bugün onu değiştirdik. Göztepe'yi yabancı bir yatırımcı aldı ama başkanı genel kurula katılamadı. Takımların marka değeri artarsa Türk futbolunun da marka değeri artar. Manchester City'nin sahibi Abu Dabi'de bir şirket, Inter'in sahibi Çinli bir şirket, PSG'nin sahibi Katarlı bir şirket. Bunlar Türkiye'de niye olmasın? Kimse bu kulüpleri alıp bir yere götürmüyor, yine o ülkede kalıyor.”