Gerede’nin sırtını dayadığı Arkut Dağı Ormanı gerçekten emsalsiz güzellikte ağaç, çayır, hava… Özelliklerine sahiptir. Buraları bir gören mutlaka yine gelmek isteyecektir. İşte bu ilk nasıl başarılmalı, yaylalarda neler yapılmalı?
Yabancı bir yana, yerlimiz için bile Esentepe civarından başlayıp Keçi Kalesi üstünden, Kırklar ya da yaylalardan birilerine bağlanacak teleferik hattı Gerede’yi taçlandıracaktır.
Yüzde doksanı sakin ve hareketsiz yaşayan Geredelileri teleferiğe bindirip adrenalinle tanıştırmak başlı başına bir kazanım olacaktır. Adrenalin uyuşan organizmayı harekete geçirip ona canlılık ve sağlık kazandırır. İlkten “Korkarım, binemem” diyenler yükselerek Kale’ye çıktıklarında ve oralara yapılacak bir gözetleme kulesinden ovayı kuşbakışı izlerken; mevsimine göre bir içeceği yudumlayıp hem dinlenecek, hem de günlerini geçirdiği mekanlarına tepeden bakmanın tadını çıkaracak ve “İyi ki geldik” diyecektir. Teleferik orman denizinin üstünden başka aktivitelerin bulunduğu mekanlara doğru yol alacak. Görsellikler izlenecek. İnsanımız ailesi ve misafirleriyle doğamızın güzellikleri içinde yiyip içtikten sonra dinlenmiş, huzurlu ve tekrardan adrenalin ile dönmüş olacaktır.
İnsanları çekebilmenin yolu etkili tanıtımdır. Bir şeyler yapmalı ve yaptıklarımızı tanıtmalıyız. Tanıtıma “Ankara’dan 1,5 saat mesafede” diye başlayıp; teleferiğini, atını, sütünü…Görsel olarak sunmak gerekir. Sadece Başkent’ten gelenler Gerede’ye yetip artacaktır.
Neler, nasıl, hangi sırayla…Yetkililerin işi.
Görüşlerinize katılıyorum,Keçi kalesi benim zamanımda 1995-1996 da Kültür Bakanlığına yaptırılmıştı,devam eden bir proje idi,kale duvarları yükselecek,içerideki iç kale de elle kazılacaktı,yetkililerin kale restarosyonuna devam ettirmeliler,zira tarihi kalıntılar çıkabilir,
Ayrıca 5 şehir yaylalarının imar planları zamanımızda yapılmış olup,devre mülk ve devre tatil yerleri belirlenmiş gerçekleşmeli ki yerli turistler için çok cazip olabilir,Selamlar,saygılar…