Bir Çin atasözü: Marifet havada uçmak yada su üzerinde yürümek değildir; Marifet karada ayakta durabilmektir. Der.
Söz, rüzgara direnmek yada geceleri yatmamak anlamına gelmez.
Ayakta durabilmek, eğilmemek, bükülmemek, rüzgara göre şekil almamaktır.
Ayakta durabilmek inancı doğrultusunda kararlı olabilmektir.
Ziya Paşa’yı yanlış anlayıp:
İç bade güzel sev var ise akl şu’run
Dünya var imiş ya ki yağ olmuş ne umurun. Dememektedir.
Yine, hicvettiği gibi mal mülkle adam oldum sanmamaktadır.
Bed-asla necabet mi verir hiç üniforma
Zer-düz palan vursan eşek yine eşektir.
Sözü daha da basitleştirelim. Bir oğul okulları bitirip koltuğa yerleşir. Babasını çağırtır. “ Bak baba, hani senden bir şey olmaz diyordun. Bak işte karşındayım” deyince babası “Oğlum ben sana …. Olamazsın demedim ki adam olamazsın dedim” der.
Ayakta duruyor olmak varlık-yokluk meselesi de değildir. Kişisel dirayet meselesidir.
Adam olmayı hiç aklından geçirmemiş ekseriyet yanında bu uğurda kelle vermiş niceleri vardır.
1600 yılında dünya dönüyor dediği için Katolik kilisesi tarafından diri diri yakılan Brunı’nun sözü;
Bir grup (siyasi, sosyal,arkadaş…) içinde yer almak, kişinin kendini güvende hissetmesini sağlar. Sırf bu nedenle, gruplara katılmakta zayıflığına işaret eder.
Zor iştir ayakta durmak…