(İmamı ve cemaati gırgıra alan Kertenkele dizisine…)
İnsanlık tarihinin her döneminde,sözleriyle.yaşayışlarıyla,dürüst tavırlarıyla,herhangi bir resmi yetkisi olmadığı halde toplumları yönlendiren,sarsan önderler var olagelmiştir.Bu kişilerin resmi otoritenin nüfuzundan daha etkin olduğu dönemlerde olmuştur.
Toplumu böylesine derinden etkileyen kişilerin bir bölümü de,dini sahada belli bir yeterliliği ifade eden ”hoca” unvanına sahip zatlardır.Biz burada ”hoca” kelimesinden ,asli anlamından uzak,dejenere edilmiş,günümüzdeki kullanımlarını kastetmediğimizi de belirtmek zorundayız.Zira günümüzde ”hoca” kelimesi,yer yer alay malzemesi olarak bile kullanılmak densizliklerine uğramaktadır.Biz,şanlı ve soylu bir mana yüklü ”hoca” kelimesini ve bu unvanın hakiki sahiplerini küçümseyici bir tavır takınmaktan ancak hicap duyarız.Zaten bu yazıdan maksadımız da ”hoca” nın manasını müdrik muhterem insanlar karşısında duyduğumuz içten muhabbetin ifadesidir.Bu muhabbettir ki bizi,’gerçeği’ne olan saygımızı ‘naylonu’na olan hüznümüzü dile getirmeye zorladı.
Kişinin nefsiyle zorlu bir mücadelesini gerektirir hocalık.Zira istismara açıktır.Biraz ilkelerinizi yumuşatırsanız,gevşetiverirseniz,maddi imkanlar sökün ediverirler.Bu imkanları ret edebilmek,şöyle bir elinin tersiyle ittirivermek pek o kadar da kolay bir iş değildir.
Taviz vermemeyi,yan çizmemeyi seçen o mübarek hocalar ki,her zaman ve zeminde ‘dosdoğru’ ve ‘en güzel biçimde’ söylemeyi,kendi hayatiyetlerinin bir gereği sayarlar.İtici değil kucaklayıcı,bölücü değil birleştiricidirler.İstekleri,kendi isimlerinin değil, ‘doğruların’ duyulmasıdır.Mübarek lafızları,ayetleri paraya ve makama tahvil etme imkanları ellerindedir.Kendi maddi imkansızlıklarına rağmen böyle bir imkanı kullanma küçüklüğüne düşmezler.Hatta bundan ötürü meslektaşları tarafından kınandıkları bile olur.Ama onlar,kulun kınamasının Allah’ınkinin yanında sözünün bile edilmesinin saçmalığına tam inanmışlardır.Bundan ötürü ellerinin tersiyle itiverirler şüpheli dünyalıkları.Öfkeleri,kinleri vardır zalimlere.Mazlumu korumanın,zalime zulmünü hatırlatmakla mümkün olduğunu kavramışlardır.Zalim sultana doğruyu söylemenin ne yüce bir iş olduğunu bilirler ve söylerler de.Kıskançlık,çekememezlik yoktur yüreklerinde.Bundan dolayı,ilim erbabıyla daim bir işbirliği ve sadakat içindedirler.Savaş ve barış dönemlerinin önderidirler.Ellerinde Kitap,korkmadan,yılmadan,her zaman anlatırlar,uyarırlar ve savaşırlar.
Saygımız,hürmetimiz,mahcubiyetimiz sizedir.Kainat yüzü suyunuz hürmetine ayaktadır.Her zaman ve mekanda baş üzre yeriniz vardır.Dileğimiz,duanıza layık olmaktır.