B.H.S selamdan sonra kıymetli ve değerli kardeşlerim.
Bugünkü yazımız Kur’an ı Kerim öğrenmek, okumak, öğretmek hakkındadır. Kur’an ı Kerim Rabbimizin kelamıdır. Arşı aladan insanları kurtarmak için sallanan iptir. Tutunan kurtulur. Rabbimiz bir ayetinde bu öyle büyük bir kitaptır ki insanları yalan yanlış hareketten, dalaletten, şeytanı ve nefsani düşünceden çıkarmak için aydınlığa cennette ve cemallullaha ulaştırmak için sana indirdik buyuruyor. Yine bir ayetinde kesinlikle şu Kur’an en yükseğe ulaştırır buyurarak ona sarılmamızı emreder. Yine bir ayetinde Allah’ın ipine yeni Kur’anına yapışınız ve asla ayrılmayınız buyurarak Müslümanın ölçüsü Kur’an olacak. Yatması, gezmesi, evlenmesi, cemiyet kurması toplanması dağılması giyinmesi, ticareti, vesayir her kanunu Kur’ana göre olacak ki rabbim sadece o zaman razı olur. Ey Müslüman! Peki biz Kur’an ın neresindeyiz. Fatiha da kendine nimet verdiğin peygamberimizin yoluna erdir derken peygambere benzerliğimiz ne kadar sapıtan ve dalalette olan Yahudi ve Hristiyanların yoluna erdirme ve sonunda amin derken aynı Müslüman hallakta da saçımı Amerikan tıraşı yani Hristiyan tıraşı yaparsa o Kur’an ın neresinde yine aynı Kur’an Resulüm neyi verdiyse alır derken acaba biz Resullülahın nesini aldık. Veya resulüm neyi neh yettiyse hemen vazgeçin. Derken biz hangi neh yettiğinden vaz geçtik. Yine bir ayetinde rabbinden vah yedileni Kur’an ı oku derken biz ne kadar okuyoruz. Yine bir ayetinde Resulüm buyuracak ki yarabbi kavmim şu Kur’an ı terk ettiler buyurarak biz bu ve bunun gibi ayetleri tehdidine giriyor muyuz diye hala düşünmeyecek miyiz veya bu gaflet uykusundan ne zaman uyanacağız.
Değerli kardeşlerim! Kur’an okuyan Allah ile konuşuyor. Fakat okumakta bir yere kadardır. Okumaktan asıl amaç ayetlerle yaşamaktır. Bir hadiste nice Kur’an okuyan vardır ki Kur’an ona yani okuyana lanet eder buyurarak okumaktan asıl amaç onunla amel etmektir. Ah kardeşlerim ah! Daha çok ayet ve hadisler mevcut hangisini yazalım ki? İşte bu ve bunun gibi ayetleri ve hadisleri bilen ecdadımız büyüklerimiz Kur’an gönüllüler yıllardır mücadele ederek şu Kur’an ı bize sağlam olarak ulaştırdılar. Dağlarda okuttular. Trenlerde okuttular. Ahırlarda okuttular. Hatta yeri ve vakti geldi mi hapse de girdiler. Birçoğu bu yolda ömür boyu hapislerde de yattı. Hatta bir kısmı bu yolda canından da oldu. Ama yine de Kur’an ı okudular. Ve okuttular. Gayesi neydi? Bunların amacı? Bir gün Mahmut Efendi Hz şöyle anlattı: Bir hocayı bir gün Kur’an okutuyor diye şikayet edilir görevliler gelir. Hocanın sarığını boynuna bağlayarak iki saatlik yolu af fen hayvan misali hocayı götürürler. Kitapları da sırtlarına yüklerler. Ya kardeşler Kur’an bize böyle geldi. Kıymetini bilelim. Onu mutlaka öğrenelim. Ve başkalarına da öğretelim ki rabbimizden huzur ve mutluluk isteme yüzümüz olsun. Kur’anlar yasaklanınca bazı alimler çilelerle onu okuttular. Şimdi rahat bir şekilde okunuyorsa türlü türlü sıkıntıdan sonra oldu bunlar. Vakıflar, dernekler kurdular. Ürünlerini ortaya koydular. Yemediler, içmediler eziyette gördüler ama asla vazgeçmediler. Şimdi birileri kalkıp ta bunlara merdiven altı üstü derse, dernektir vakıftır derse bu yolda canını ve malını ortaya koyan kişilere en büyük haksızlık olur. Ey merdiven altı diye vakıfları ve dernekleri kabullenmeyenler herkes cepheyi terk ederken bu gönüllüler asla terk etmedi ve terk etmeyeceklerdir. Çünkü onlar çarşı merkezinde jandarmanın baskılarını da gördüler. Rahlelerinin ve Kur’anların suç unsuru diye C. Başçavuşların baskılarını da gördüler. Mekan değiştirler ama yine okutmaktan vazgeçmediler. Rabbim Kur’an a zerre kadar hizmet eden kuruluşların arasına birlik beraberlik versin. Her birerlerimizi rabbim Kur’an ında toplasın. Kur’anımla yaşatsın. Kur’anımla ruhumuzu alsın. Kur’an ın anlattığı cennetimi ve cemalullahı nasip etsin. Amin.
