Geçen yıl yeni bir tanımla tanıştık. “Paralel Devlet”
17 Aralık 2013’te başlayarak Türkiye gündemine giren operasyonlar sonrası gelişen olaylar devletimize karşı düzenlenmiş ihanet olarak nitelendirildi. Gelişen olaylarda birçok görevli adli takibe uğramaya devam ediyor. Türk adaleti elbet gerçeği ortaya çıkaracaktır. Suçu sabit görülenler veya görüleceklerin Türk milleti adına cezalandırılmasından doğal bir şey olamaz.
Hükümeti yıkmaya, dolayısıyla devleti ele geçirmeye yönelik çalışmaları yapanların ortaya çıkarılacağını belirten Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’da bu operasyonların devam edeceği işaretini verdi. Gelecek günlerdeki gelişmelerin doğruyu bulması en büyük dileğimizdir.
Bütün bunlar gelişirken, çoğu bir şekilde hizmet hareketi adı verilen kanalın desteği ile eğitimini tamamlamış ve tamamen Allah rızası düşünerek çalışanların da aynı kategoride incitilmesi hoş olmayan bir gelişmeydi.
Hizmet hareketinin, diğer adıyla cemaat oluşumunun memleket içinde ve dışında faaliyet gösteren ve birçoğunun yetkililerce de desteklendiğini basın yayın organlarından öğrendiğimiz okullar, Türkiye adını dünyaya duyurmada rol oynuyordu. Yine dünyanın her yerinde eğitimde bulunan öğrencilerin, cemaatin yurt ve evlerinde barınmaları ailelere emin yerler olarak görüldüğü için çok önemli bir noksanlığı tamamlıyorlardı. Yurtlarda barınıp, dershanelerde yetişen öğrenciler yüksek okulları bitirdiklerinde yine cemaate bağlı dershanelerde söylentilere göre düşük ücretli de olsa öğretmenlik yapma imkânı buluyorlardı.
Birçok şehirde gönüllülerin bizzat kendilerinin oluşturduğu yurtlar Anadolu çocuğunun eğitimini tamamlamada emin barınaklar olarak biliniyordu. Bu yerlerde basına yansıyan birkaç olumsuzluk dışında huzur bozucu bir olay görülmüyordu. Şu sıralar şimdi birçok şehirde görünen o ki, halen yetersiz olan devlet yurtlarına ve özel yurtlara yer olmaması nedeniyle giremeyen öğrenciler, cemaat yurtlarına ve evlerine gitmemeleri lanse edildiği için de barınacak yer bulamamaktadırlar. Öğrenci, sayı bakımından yetersiz olan devlet yurtlarına çağırılmadan önce, kapasiteyi artıracak alt yapının yeterli hale gelmesi gerekmiyor muydu? Cemaat dışı özel yurtların ve öğrenciye kiralık evlerin de yaygın olmadığı yerlerde Devlet yurduna giremeyen öğrenciler nerede barınabilirler?
Orta doğu kıskacından Türkiye’ye gelen sığınmacıların kendilerine verildiği söylenen destekle fiyatına bakmaksızın kiraladıkları veya aldıkları evler nedeniyle yükselen fiyatlar da öğrenciyi sokakta kalmaya mahkûm etmektedir. Bir tarafta sayıca yetersiz yurtlar, bir tarafta gidilmemesi istenen cemaat evleri ve diğer tarafta sığınmacı avcısı ev sahipleri
Peki bu dershane ve evlerden yetişenlerin büyük çoğunluğunun memleket menfaatine olmayacak hiçbir eylemde rol almadıklarını düşündüğümüz bir anda, neden her şey birden tersine dönmüş gibi görüntülendi? Neden hizmet hareketi içindeki iyi niyetli hizmet erleri paralel kavramına yamandı? Yoksa bu hareketin içine girmiş devlet – millet düşmanları, hizmet adını mı kullandılar? Yoksa yürütme yönetiminin içine girip, menfaatleri kesilmesin diye ortalığı harman yerine dönüştürüp, feveran edenler mi vardır?
Temennim sadece Allah rızası düşünen memleket sever, iyi niyetlilerin üstlerine sürülmek istenen bu kara lekeden iz almamalarıdır.
Şu da bir gerçek ki tarih boyunca kendilerini korumak için değişik örgütleri kullanan devletler, iş bitince veya dizginler elden kaçmaya başlayınca bu sefer onları karşılarına alarak yok etmek için çalışmışlardır.