(İstiklal Marşı’nın TBMM’de kabulü anısına)
Nasrullah’ta kürsüde bir adam
“Şair” diyorlar ona,
Şair de şair hani. Az buz değil…
Konuştukça kıvılcımlar yankılanıyor kubbelerde:
نَصْرٌ مِنَ اللهِ وَفَتْحٌ قَرِيبٌ ” “
Boşalmış damarlara giderken kan
“Zafer yakındır” diyordu yürekler
“Zafer yakındır!”
Elde yok, başta yok! Ama yüreklerde kor
Tutuştu ya artık
Korku yok, endişe yok,
Yüründü düşman üstüne
Allahü ekber!
Kaçıştı cümle âlem
Şaşırdı yedi düvel.
Ey düşman! Ne yandan gelirsen gel!
Akan kan, patlayan bombalar…
Yıkılan, sönen yuvalar!
Ardından parlayan ışık
Yoksul fakat hürüz artık!
Şair mutlu, şair şen!
Millete bir marş gerek
Devlete bir ses gerek!
“Yaz” diyorlar!
Şair tedirgin, biraz da isteksiz…
Bir şartı var:
“Altınlar dulun,
Altınlar yetimin.”
Sonra kükredi şair bir sel gibi
Medeniyet, tek dişli canavar gibi
Şehitler, fışkıran kanlar gibi
Bahçede açan güller gibi
Taşı vecd ile secde eder gibi.
Şair şimdi de bakıyor bize
Biraz da ağlar gibi…
Bu şiir kime ait
Şiiri yazarı benim elhamdülillah…