“Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.” Mevlana Celalettin Rumi.
Birkaç gün önce tüm dünyanın yeni bir yıla girmesini izledik televizyonlarda.
Dünya insanları çok yerde yeni bir yıla kavuştukları için 1 Ocak’a girilen gecede çılgınca yıl başı kutlamaları yaptılar.
Bizlerin çoğu da, yani nüfus kâğıdında Müslüman ibaresi bulunan bizler de onlara eşlik ettik. Belki “bizler” demekle yanılıyorum, ama medyamızın yansıttığı öyleydi.
Hristiyanlar Hazreti İsa’nın doğum günü olan 25 Aralık gününü, 24 Aralık- 26 Aralık günleri arasında kutlarlar ve kutlamayı Miladi yılbaşıyla birleştirerek tatil yaparlar. Bu tatilde 1 Ocak onlar için eğlence günüdür.
Peki Hristiyanların kutladığı 1 Ocak, bizim için ne anlam ifade eder? Kutlamalara katıldığımıza göre mutlaka bir şeyler ifade ediyor olmalıdır ki bizler de onlara katılıyoruz.
Niye mi?
İslam peygamberi, bizim peygamberimiz, yani son İlahi peygamber ve ona inananlar 1 Ocak günü Mekke’deki cahiliyeyi medeniyete kavuşturmak için harekete geçmişler ve 10 Ocak günü kan dökülmeden Mekke İslam olmuştur.
İşte bu günlerde Hristiyanlar da bizim bu sevincimize katılır! kutlamalar yaparlar!!!
2 Ocak günü İslam’ın son peygamberi Hazreti Muhammet’in doğum günü olarak bilinir. Tabi tüm Müslümanlar için bu gün çok kutsaldır ve Hristiyanlar da Müslümanların bu sevincine hemen iştirak ederler!!!
Diğer dini ve milli bayramlarda da bizi yalnız bırakmazlar. Tüm sevinçlerimize katılırlar!!!
Katılırlarlar değil mi? Yoksa ben yanlış mı biliyorum?
Aslında amaçları, Suriye, Irak, Mısır, Filistin, Çin gibi daha bir çok yerde olduğu gibi, uyuttukları Müslümanların kanıyla toprağı sulayıp, vahşetin verimini artırmaktır. Son Müslüman Türk yurdu Anadolu’yu, halklara bölerek sözde kurtuluş için yok etme kıvamına getirmektir. Eee, yılbaşı kutlamalarını onlar gibi yaptığımıza göre bu amaçlarına da ortak olmalıyız. Bütün bunları görerek, Hristiyan gibi yılbaşını kutlamazsak çok ayıp olur. Mahçup oluruz. Ha bu ara Yahudilerin yıl başını unuttuk. Neyse nasip olursa onların da 4 Eylül’de Roş Aşana’lara katılırız.
Bırak bu işleri, öyle şey mi olur? Dediniz şimdi bana değil mi? Tamam bıraktım, geri alıyorum yazdıklarımı. Aman kimse kızmasın. Hoşgörü kervanı yoldan çıkmasın. Müslümanlar uyanmasın.
Yaa işte böyle.
İşte bu şartlarda yeni yılımız kutlu olsun.
Hey koca Mevlana “Ne olursan ol, yine gel” çağrını, “Ne olursa olsun onlara gitmeliyiz.” diye mi anladık acaba?
Nerdesin ey, “Asım’ın nesli”?
Ocak 2015