Turizm hedeflerine doğru büyük yatırımlarla ilerleyen Azerbaycan, sağlık turizmini alanında yoğun bir çalışma yürütüyor. Ülkenin zengin kültürüne bir de sağlık turizmiyle renk katan Azerbaycan, doğal kaynakların sunduğu şifalı özellikler, kaliteli sağlık hizmetleri ve turistik mekanlarla konuklarını ağırlıyor.
Ülkenin birçok noktasında yer alan termal sular, kaplıcalar, mineral kaynaklar ve doğal şifalı alanların, özellikle cilt, solunum yolları, kas ve kemik rahatsızlıkları gibi birçok sağlık sorununa iyi geldiği biliniyor. Böylece, Azerbaycan’dayken seyahatler canlandırıcı bir sağlıklı yaşam deneyimiyle zenginleştirebiliyor. Gezginler Azerbaycan’ın el değmemiş doğası ve yumuşak ikliminin iyileştirici etkilerini hissederken zihinlerini ve ruhlarını da yenileyebiliyor.
Tuz terapisi için eşsiz deneyimin adresi: Duzdağ Tuz Mağaraları
Azerbaycan’ın Nahçıvan şehrine 12 kilometre uzaklıktaki Duzdağ’da bulunan tuz mağaraları, sağlık turizmi açısından oldukça ilgi çekici bir seçenek sunuyor. Bu mağaraların içerdiği doğal tuzun astım, alerjiler ve diğer solunum yolu rahatsızlıklarının yanı sıra yaşlanan cilt gibi çeşitli sağlık sorunları üzerinde olumlu etkileri olduğu biliniyor.
Duzdağ, yaklaşık 130 milyon ton tutan dünyanın en berrak ve saf tuzlarından birini içeren eski bir tuz madenine sahip. Bugün, turizm sektöründeki yeniliklerle birlikte Duzdağ Fizyoterapi Merkezi yerin 110 metre altında, dağa 300 metre oyulmuş tünellerden oluşan bir sağlık kompleksine dönüştürüldü. Merkezi ziyaret edenler, bu tünellerde bulunan yeraltı odalardan birinde geceleyerek tuzun onarıcı güçlerinin yanı sıra sakinlik ve huzurun tadına varabiliyor.
İster tarihi, ister kültürel veya gastronomik bir yolculuk olsun, Nahçıvan her türden turistin aradığını bulabileceği bir yer. Bölgedeki ilk insan yerleşimlerinden biri olarak kabul edilen Nahçıvan, 12. yüzyıldan kalma Mümine Hatun Mozolesi ve Nahçıvan Hanları Sarayı gibi görkemli abidelere ev sahipliği yapıyor. Manzaralı yolda Ordubad’a giderken Ilandag Dağı’nın ikonik yarık zirvesinin, Nuh’un Gemisi tarafından oyulduğu da rivayetler arasında yer alıyor. Yerel halkın ziyaretçileri misafirperverlikle kucakladığı Nahçıvan, turistler için kaçırılmayacak bir yer özelliğini taşıyor.
Kebele şehrinin termal suları şifa kaynağı
Azerbaycan’ın sağlık turizmi olanakları, termal suların sunduğu şifa imkanlarına da odaklanırken bunların en önemlilerinden biri de Kebele şehrinden geliyor. Kafkasya’nın farklı bölgelerinde bulunan 30’dan fazla termal maden suyu yatağı arasında, Yengice ve Kemervan termal kaynakları, Kebele şehrinin en çok ziyaret edilenleri arasında yer alıyor.
Bu termal kaynaklar, sinir sistemi, cilt, kas ve kemikler, solunum, şeker hastalığı, sindirim ve böbrek sorunları gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyor. Modern kriyoterapi gibi tedavi yöntemlerinin uygulandığı birinci sınıf sağlık merkezleri, Azerbaycan’ın termal sularını ve balneoterapi tedavilerini de turistlere sunuyor.
Kafkas Dağlarının inanılmaz manzarası ile çevrelenmiş bir diğer meşhur dağ tatil merkezi ise Kebele şehrinde yer alan Tufandağı. Aynı anda 3 bin kişiyi ağırlayabilen komplekste, kayak sporunu öğrenmek isteyenler için profesyonel eğitmenler bulunuyor. Merkezde sadece kayak severler değil, doğa tutkunları da dağların güzelliğini keşfetme imkanı bulabiliyor, karla kaplı restoranlarda yerel lezzetleri tatma fırsatı yakalayabiliyor. Aynı zamanda Kebele’nin şehir yaşamından uzak, huzurlu ortamı, turistlerin gevşeme ve kendilerini yenileme deneyimini tamamlamak için ideal bir yer sağlıyor.
Ziyaretçilerin popüler sağlık noktası: Eşsiz Naftalan Petrolü
Azerbaycan’ın Bakü şehrine yaklaşık 300 kilometre uzaklıktaki Naftalan şehrindeki naftalan petrolü de sağlık turizminin popüler bir destinasyonu haline geliyor. Naftalan petrolü, geleneksel endüstriyel petrole benzese de farklı bir yapıya sahip. Dünyanın tek şifalı naftalin petrol sahası olan Naftalan, uluslararası öneme sahip eşsiz bir tatil beldesi. Burada bulunan yağ, geleneksel endüstriyel yağlara benzer görünse de benzersiz kimyasal bileşimi ona olağanüstü terapötik nitelikler sağlıyor. 36-38C sıcaklıkta Naftalan yağı ile doldurulmuş terapötik banyolar genellikle kapsamlı bir tedavi sürecinin parçası olarak reçete ediliyor. Tipik olarak balneoterapi, fizyoterapi, masajlar, parafin tedavisi ve fiziksel egzersizlerle tamamlanıyor.
Öte yandan banyo tedavisinden önce tedaviden faydalanmak isteyenlerin bir sağlık kontrolünden geçmesi, ardından doktor kontrolünde yağ banyosu dahil olmak üzere tedavi türü, süresi ve gerekli prosedürler için bir reçete alması gerekiyor.
Naftalan petrolü, kas, cilt, kemik ve eklem ağrıları gibi 70’den fazla rahatsızlığı tedavi edebilme gücüne sahip. Bu benzersiz kimyasal bileşime sahip sıvı, jinekoloji ve nöroloji sorunları gibi çeşitli sağlık problemleri için de etkili olduğu biliniyor. Ham petrol banyosu ve bireysel tedavi seansları, şifa arayışında olanlar için ideal bir deneyim sunarken, Naftalan şehrinde bu hizmeti sunan birçok otel, spa ve sağlık merkezi de bulunuyor.
Azerbaycan’ın subtropikal köşesindeki termal su kaynakları: Lenkeran
Hazar Denizi ile yemyeşil Talysh Dağları arasında yer alan Lenkeran, eşsiz doğal çeşitliliğe sahip bir bölge. Şehrin kendisi, surlarla çevrili eski bir limandır ve doğasının zenginliği bakımından Azerbaycan’ın en güzide yerlerinden. Kuzeyinde bulunan Gizil Aghaj bataklıkları ise kuş türleri açısından son derece zengin ve güneydeki Hirkan Ormanı ise nesli tükenmekte olan Kafkas leoparının yanı sıra yaşlı demir ağaçlarına ev sahipliği yapıyor. Bölge aynı zamanda turunçgilleri ve lezzetli mutfağıyla ünlüdür ve Azerbaycan çaycılığının da merkezi konumunda bulunuyor.
Azerbaycan’ın bu subtropikal köşesindeki doğa göze hoş gelmekle kalmıyor, aynı zamanda termal sularıyla doğal olarak tedavi edici özellik de taşıyor. Bölgenin her yerine dağılmış olan termal su kaynakları (Azerice’de “istisu” olarak adlandırılır) yerel halk tarafından uzun süredir her türlü rahatsızlığı iyileştirmek için kullanılıyor. Lenkaran’da yer altından doğal olarak akan sıcak, mineral açısından zengin suyla dolu banyo kabinleri olan çok sayıda sanatoryum bulunuyor. Sade sanatoryumlar yörede yaygınken, Haftoni köyü 1958’de kaplıcanın çevresinde kurulan bir sanatoryum ile sanatoryumların standardını üst düzeye taşıyor. Günümüzde Haftoni köyü 2019 yazında hizmete geçen lüks Lenkeran Springs WellnessResort’a ev sahipliği yapıyor.