1. Haberler
  2. Genel
  3. Sakarya’nın tescilli ürünü sofralara nasıl ulaşıyor?

Sakarya’nın tescilli ürünü sofralara nasıl ulaşıyor?

featured

Sakarya’nın Kocaali ve Hendek ilçeleri arasındaki Çam Dağı’nda tescilli kestane balı üretimi yapan arıcılar, güneşin doğuşuyla başlayan zorlu mesaileriyle balın sofralara ulaşmasını sağlıyor.

İki ilçe arasında yer alan 900 rakımlı dağda coğrafi işaret belgeli “Kocaali Çam Dağı Kestane Balı” için haziranda hazırlıklarını tamamlayan arıcılar, temmuz ayının gelmesiyle, kahverengi ve tonlarındaki renklere, bitki örtüsüne özgü koku ile nispeten acı ve buruk tada sahip balın sağımına başlıyor.

Peteklerden süzdürdükleri balın sofralara ulaşması için günün ilk ışıklarıyla yoğun çalışma temposuna başlayan arıcılar, ayı popülasyonun arttığı bu dönemde elektrikli çitler kurarak kovanlarını korumaya çalışıyor.

Bu yıl 460 ton hasat edilmesi beklenen kestane balı için mesailerini özveriyle sürdüren arıcılar, birkaç yıldır bölgede görülen ve halk arasında “katil arı” olarak bilinen gal arılarının zararlarından korunmak için de yetkililerden destek bekliyor.

– “Arının sesini duymadığım günü günden saymıyorum”

İlçede 22 yıldır arıcılık yapan Selçuk Uzun, yolun kenarında gördüğü arı oğulunu tecrübeli bir arıcıyla kovana aktarmasının ardından meslek hikayesinin başladığını anlattı.

Uzun, arıcılığın kendisi için çok önemli olduğunu dile getirerek, “Dünya bir yana arıcılık bir yana. Artık kanımıza işledi. Arı için Çam Dağı’na gelir, 20-25 gün boyunca tek başıma arı ve doğayla iç içe yaşarım. Benim kulağım sağırdır biraz; kuş sesini, cep telefonu sesini duymam ama arının sesini duyarım.” diye konuştu.

Günün ilk ışıklarıyla kovanlarından çıkan arıların sesi eşliğinde uyandığını anlatan Uzun, arısız bir hayat düşünemediğini söyledi.

Uzun, arıcılığın yanı sıra fındık yetiştiriciliği de yaptığına değinerek, “35 ila 40 ton arasında fındığım oluyor ama buradaki 50 kovan arı hepsine bedel benim için.” dedi.

– “Arıcılık yapan herkes fidan dikmeli”

Mesleğine dedesinin yanında başladığını aktaran 43 yıllık arıcı Fedai Cimbat, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi mezunu olduğunu belirtti.

Cimbat, arılarla uğraşmayı sevdiğini ve gençlerin de bu işle uğraşması gerektiğini vurgulayarak, “Gençler kahvelerde oturmasınlar, gelsinler bildiklerimizi öğretelim. Bu bilgiler bizimle ölmesin, onlarla devam etsin. Boşta duracaklarına bu işle iştigal etsinler. Biz ne zaman bırakırız belli değil. Arıcılık güzel meslektir.” şeklinde konuştu.

Herkesin bir şekilde ülkeye katkı sağlamasının önemine değinen Cimbat, “Tüketen değil, üreten olalım ki, bu ülkeye herkesin faydası dokunsun. Her şey hazır almak değil. Arının kovanını, çerçevesini kendin yapacaksın. Her şeyini kendin yaparsan orada uğraş daha güzel olur.” ifadesini kullandı.

Cimbat, Çam Dağı’nda Orman Bölge Müdürlüğüne bağlı ekiplerin dışında arıcıların da fidan dikmesi gerektiğine işaret ederek, “Her arıcının Çam Dağı’nda 50 ila 100 kestane, akasya ağacı dikmesi lazım. Biz ne kadar fidan dikersek o kadar güzel orman olur.” dedi.

Anavatanı Çin olan, halk arasında “katil arı” olarak da bilinen gal arısının son 3 yıldır Çam Dağı’nda etkili olduğuna değinen Cimbat, kestane ağaçlarının filizlenmesini ve çiçek açmasını geciktiren bu türün zararlarına karşı yetkililerden destek beklediklerini sözlerine ekledi.

(Haber Merkezi)

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Sakarya’nın tescilli ürünü sofralara nasıl ulaşıyor?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir