Türkiye’nin en büyük çevre projesi olan İzmit Körfezi dip çamuru
temizliğinde çıkarılan çamur, laboratuvar ortamında briket ile tuğlaya
dönüştürüldü ve beton içinde katkı maddesi olarak kullanıldı. Geri
dönüşüme ve ülke ekonomisine büyük katkı sunması hedeflenen bu projenin
Türkiye’de ilk olduğunu söyleyen Doç. Dr. Salih Taner Yıldırım, “İzmit
Körfezi’nden çıkan çamuru insanlık ve bilim adına faydaya dönüştürmek
istiyorum. Evlerimizin duvarlarında, betonlarında görmek isteriz.
Halkımız rahat olsun. Tehlikeli bir şey kullanmıyoruz” dedi.
İzmit
Körfezi’ni devasa bir akvaryum haline getirecek dip çamuru temizliği
projesinde ilk çamur çekimi 2 Mayıs’ta gerçekleştirilmişti. Kocaeli
Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği
Bakanlığı’nın desteğiyle yürüttüğü Türkiye’nin en büyük çevre projesinde
720 hektarlık alandan yaklaşık 8 milyon ton dip çamuru temizlenecek.
Çamurun dipten borularla çıkarılarak susuzlaştırma tesisine taşındığı
projenin 5 yılda tamamlanması planlanıyor. Bir yandan projede hummalı
mesai devam ederken, diğer yanda ise dipten çıkarılan çamurun yapı
malzemesi olarak kullanılması için çalışma başlatıldı. Kocaeli
Üniversitesi (KOÜ) Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk tarafından
başlatılan çalışmada, KOÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tamer
Sınmazçelik ve KOÜ İnşaat
Mühendisliği Bölümü Yapı Malzemeleri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Salih Taner Yıldırım da yer aldı.
Çamuru, yapı malzemesine dönüştürdüler
Proje hakkında
bilgi veren Doç. Dr. Salih Taner Yıldırım, İzmit Körfezi’nden çıkarılan
dip çamurunu laboratuvar ortamında inceledi. Çamurun içinde tehlike arz
edecek zararlı maddeler olup olmadığını inceleyen Yıldırım, daha sonra
detaylı literatür araştırmaları yaptı. Yapılan incelemelerde çamurun
içinde tehlike taşıyan madde tespit edilmedi. Çamuru öğüten, kurutan ve
eleyen Salih Taner Yıldırım, bağlayıcı maddeler kullanarak bunu
kalıplara döktü. Kalıp halini alan çamurun, gerekli süreçlerden
geçtikten sonra tuğla ve briket olarak kullanabileceği tespit edildi.
Basına açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Salih Taner Yıldırım,
“Rektörümüz Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk tarafından başlatılan projede
görevlendirildim. Rektörümüzle yaptığımız toplantıda dip çamurunun
oldukça faydalı bir malzeme olduğu anlatıldı ve bizim buna çözüm
bulmamız istendi. Dip çamuru sadece tarımsal alanda kullanılmış. Biz
yapı malzemesi olarak da değerlendirilebileceğini düşündük. Tarımsal
faaliyetlerde kullansanız bile aslında bütün bir malzemeyi
değerlendirmeniz çok zor. 3.2 milyon ton gibi bir rakamdan söz ediliyor.
Bu da çok büyük bir çamur kitlesi demek. Bunun geri dönüşümü için yapı
malzemeleri laboratuvarında test etmem gerekti. Bunun için de sağ olsun
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanımız Ali Akgün bizlere çok yardımcı
oldu” dedi.
“Güzel ürünler ortaya çıktı”
Laboratuvarda testler yaptığını ifade eden Yıldırım, “İşe
yarayabileceğini anladığımda öncelikle tuğla üzerinde durdum. Malzemenin
duvarlarda tuğla, briket olarak değerlendirilmesi oldukça faydalı
olacak. Hem ülkemiz için de avantajlı bir durum. Gerçekten de güzel
ürünler ortaya çıktı. Briket yaptım, tuğla yaptım, sıva tipi malzemeler
yaptım. Hatta beton içinde katkı olarak değerlendirilmesini de başardım”
diye konuştu.
“Patent başvurusu yaptım”
Elde
ettiği başarılı neticeleri Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tamer
Sınmazçelik ile paylaştığını söyleyen Yıldırım, “Dekanımız da oldukça
büyük destek verdi. Bunun proje haline getirilmesi gerektiğini söyledi.
Aynı zamanda da patent aşamalarına geçtik. Benim zaten bu tarz
malzemeler üzerine bir tane patentim bulunmaktaydı. Bunun için de
başvuruda bulundum. Eski Rektörümüz Prof. Dr. Sadettin Hülagü de
yardımcı oldu. Aynı zamanda Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Elif Öğüt ve
Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Mücahit Opan da bana çalışmalarımda çok
destek verdi” ifadelerini kullandı.
“Çamurun değerlendirilmesi ülkemiz için çok önemliydi”
İzmit
Körfezi’nden çıkarılan çamurun suyunun süzüldüğünü, daha sonra
Manisa’daki depolama tesislerine gönderildiğini belirten Yıldırım, “Bu
aslında çok büyük bir atık. 3 milyon tondan bahsediyoruz. Burada korkunç
bir rakam var. Bunun değerlendirilmesi ülkemiz için çok önemliydi.
İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş. (İZAYDAŞ)
raporlarına da baktık. Çamurun içinde herhangi bir zararlının olmaması
önemli. Tehlike arz edebilecek herhangi ağır metal durumu olmadığını
gördük. Bu da bizi sevindirdi. Hem kendi sağlığımızı hem de
vatandaşların sağlığını düşünüyoruz. Bu ürünün nasıl
değerlendirileceğine Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin karar vermesi
lazım. Benim yaptığım ürünler arasında briket, tuğla var, beton katkısı
var. Bunların hepsini proje olarak sundum. Prof. Dr. Tamer Sınmazçelik
tarafından incelendi, rektörümüze iletildi. Rektörümüz aracılığıyla
belediyemize iletiliyor. Belediyemiz bunları inceleyecek” dedi.
Doç. Dr. Salih Taner Yıldırım, çamurun laboratuvar ortamında geçtiği aşamalar hakkında da bilgiler vererek, şöyle konuştu:
“Malzemenin öğütülme, kurutulma, elenme süreci var. Elendikten sonra
tekrar bağlayıcılar, katkılar kullanıyorum. Bunlarla kalıplama
yapıyorum ve bu kalıplaşmış numuneleri sıcaklık aşamasından da
geçirdiğim oluyor veya başka prosesler uyguluyorum. Su içinde tutma gibi
proseslerimiz var. Bu her malzeme tipine göre değişiyor. Sıcaklığın
aşamaları, yüksekliği, alçaklığı ya da süreleri değişebiliyor. Ben bu
tuğlayı bu aşamaya getirene kadar yaklaşık 2-3 hafta zaman harcadım.
Tabii ki şu var, biz burada Ar-Ge yapıyoruz. Bunun daha iyisi
yapılabilir ama bu şuan sanayide kullanılabilecek bir ürün. Malzememizin
bazı temel testlerini yaptım. Tuğla olabilecek, briket olabilecek
nitelikler taşıyor. Beton içine kattığım zaman gayet güzel sonuçlar
aldığımı söyleyebilirim. Mesela, beton içinde katkı yaptığım zaman ben
tuz miktarına dikkat etmedim. Eğer ilerleyen zamanlarda bu bina yapımı
için kullanılacaksa klor içerdiği için yapı çeliğine zarar verebileceği
için tuzunun uzaklaştırılması gibi bir proses gerekebilir. Ya da bunun
çeliksiz bir betonda kullanılarak dökülmesi de gerekebilir. Bizden
istenen neyse ona göre malzemeyi şekillendirebilirim.”
İzmit Körfezi’nden çıkan çamuru insanlık ve bilim adına faydaya
dönüştürmek istediğini vurgulayan Yıldırım, “Evlerimizin duvarlarında,
betonlarında görmek isteriz. Halkımız rahat olsun, tehlikeli bir şey
kullanmıyoruz. Bunların analizleri yapılıyor, herkes rahat olsun. En
başta biz kendi sağlığımızı da düşünmek zorundayız” dedi.
“Dünyada böyle bir çalışma yok”
Bu çalışmanın Türkiye’de ilk olduğunu kaydeden Salih Taner Yıldırım, sözlerini şöyle noktaladı:
“Benim gördüğüm çamurla ilgili çalışma yok. Ben literatür
araştırması da yaptım. Dünya genelinde yapılan çalışmalar var ama
açıkçası bizim yaptığımız boyutta bir çalışmaya rastlamadım. Çamurdan
hem tuğla hem beton, hem briket, hem sıva üretimi gibi bir çalışma yok.
Ben çok yönlü ele aldım. Bu konuyu yüksek lisans, doktorada birçok
öğrencime çalıştırmak istiyorum.”
(Haber Ajansı)