Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, mevcut uluslararası sistemin insanlığın ihtiyaçlarına yanıt vermediğini ve iflas etmiş durumda olduğunu ifade etti. Fidan, Türkiye’nin küresel sistemin işleyişi konusunda öneriler sunmaya devam edeceğini belirtti.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) düzenlediği “Türkiye Yüzyılı’nda Türk Dış Politikası: Vizyon, Hedefler ve Dönüşüm” başlıklı oturumda katılımcılara hitap etti.
Düşünce kuruluşlarının dış politika üzerindeki etkisine değinen Fidan, teori ve pratiğin entegrasyonunun kritik bir rol oynadığını vurguladı. Kamu kurumları ile düşünce kuruluşları arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bakan Fidan, Türkiye’nin uluslararası ilişkiler alanında kendi özgün modelini oluşturması gerektiğini ifade etti. Türk dış politikasının yeni yüzyıla nasıl bir vizyonla hazırlandığı sorusuna yanıt veren Fidan, son 22 yılda ekonomik, savunma ve teknoloji alanında kaydedilen başarılı gelişmelerin bu yeni vizyonun temelini oluşturduğunu söyledi. “Türkiye’nin güç miktarı sürekli evriliyor, genişliyor.” dedi.
Türkiye’nin Afrika’daki politikalarına örnekler veren Fidan, diğer medeniyetlerle olan ilişkilerde özgün bir yaklaşım sergilendiğini belirtti. Afrika’da yürütülen dış politikaların, diğer ülkelerin politikalarıyla karşılaştırıldığında aradaki farkın daha net görüleceğini ifade etti.
Fidan, Türkiye’nin dış politikasındaki dönüşüm sürecine de değinerek, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı döneminde edindiği reform tecrübelerini Dışişleri Bakanlığına taşıdığını açıkladı. Gelenek ile geleceğin dengelenmesi gerektiğini vurgulayan Fidan, “Bunu yapamayan organizasyonlar, devletler, yapılar hangi konuda ve alanda olursa olsun gerçekten geride kalıyorlar ya da çöküyorlar.” şeklinde konuştu.
Dışişleri Bakanlığındaki reform sürecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğiyle hız kazandığını aktaran Fidan, yeni birimlerin kurulduğunu ve Türkiye’nin farklı coğrafyalardaki varlığının genişletildiğini belirtti. “Biz Latin Amerika’da varız, Afrika’da varız, Asya Pasifik’te varız, Orta Asya’da varız.” diyen Fidan, Orta Doğu’daki krizlerle uğraşırken, Türkiye’nin farklı bölgelerdeki konulara da müdahil olabilmesi gerektiğini ifade etti.
Fidan, teknolojinin diplomasideki önemine dikkat çekerek, “Teknolojinin çarpan etkisini diplomaside kullanmamız gerekiyor.” dedi. Bu bağlamda coğrafi ve disiplin bazlı yeni bir yapılanmaya gidildiğini belirten Fidan, Güney Amerika ve Afrika için yeni genel müdürlüklerin kurulduğunu, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) ve Kafkaslar için özel birimler oluşturulduğunu söyledi.
Orta Doğu’daki gelişmelere de değinen Fidan, 7 Ekim’den sonra İsrail’in başlattığı askeri harekatın uluslararası çevrelerce bir soykırım olarak tanındığını belirtti. Fidan, dünyanın Gazze’de yaşanan durumu artık bir soykırım olarak gördüğünü ifade ederek, bu durumun Filistin meselesinin tanımlanmasını değiştirecek bir faktör olduğunu söyledi.
Bakan Fidan, iki devletli çözümün en gerçekçi yol olduğunu ve Batılı ülkelerin bu konuda gerekli baskıyı kuramadığını dile getirdi. Ayrıca, Batı’nın İsrail’in Filistin’deki eylemlerine sessiz kalmasını eleştirerek, uluslararası sistemin reform ihtiyacına dikkat çekti. “Var olan uluslararası sistemde Doğulu aktörler de var, Batılı aktörler de var. Bunların hep beraber oluşturduğu sistemin işleyişi bugün için insanlığın ihtiyacına cevap vermiyor ve iflas etmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
BRICS üyeliği konusuna da değinen Fidan, bu sürecin devam ettiğini ve BRICS’in kendisinin de evrildiğini söyledi. Türkiye’nin dış politika stratejisinde milli değerlere vurgu yapan Fidan, “Biz Türkiye olarak kendi milli değerlerimizin ne olduğunu biliyoruz.” dedi.
Son olarak, gençlere Dışişleri Bakanlığına katılmaları konusunda teşviklerde bulunan Fidan, “Dışişlerine ilgi duymanız çok güzel. İlgi duymuyorsanız lütfen ilgi duyun.” diyerek, gençleri bu alana yönelmeye davet etti.
(Haber Merkezi)
