Çankırı Karatekin Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüdayi Ercoşkun, tuz tüketimiyle ilgili yaygın yanlış anlamaları değerlendirerek, tuzun kalsiyum, demir ve selenyum kaynakları olduğu yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını belirtti.
Dr. Hüdayi Ercoşkun, tuzun kalitesinin belirlenmesinde en önemli kriterlerin saflık ve temizlik olduğunu vurguladı. Tuzda bulunan minerallerin insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. Ercoşkun, tuzun içerdiği 25 mineralin, insan vücudunun ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz olduğunu ifade etti.
Tuzda Bulunan Mineral İddiaları Gerçek Değil
Doç. Dr. Ercoşkun, kaya tuzunda yer aldığı iddia edilen 80’den fazla mineralin çoğunun insan sağlığı için ciddi riskler taşıdığını belirtti. “Bir tuzun bu kadar mineral içermesi çok da mümkün değil” diyen Ercoşkun, vücut için gerekli olan minerallerin miktarlarının genellikle düşük düzeylerde olduğunu açıkladı.
Tuzun kalsiyum, demir ve selenyum kaynağı olarak gösterilmesinin yanlış olduğunu belirten Ercoşkun, Türkiye’deki kaya tuzlarının magnezyum içeriğinin oldukça düşük olduğunu ifade etti. “Günlük 5 gram tuz tüketimi ile binde 0,1-0,2 gibi magnezyum ihtiyacını tuzdan karşılayabiliriz. Bu ise yok hükmündedir” şeklinde konuştu.
Tuzun Kalitesi ve Sağlık Üzerindeki Etkileri
Ercoşkun, tuzun en önemli kalite kriterinin saflık ve temizlik olduğunu vurgulayarak, tüketicileri bilinçlendirmek gerektiğinin altını çizdi. “Hiçbir tuz kalsiyum, demir, selenyum kaynağı değildir. Tuzun saflığı, sağlığımız açısından büyük önem taşımaktadır” dedi.
Sonuç olarak, tuzun mineral kaynağı olarak değerlendirilmesi ve bilinçsiz tüketimi sağlık açısından riskler taşımaktadır. Tüketicilerin tuz seçiminde dikkatli olmaları ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarını benimsemeleri gerektiği belirtildi.
(Haber Merkezi)