Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında hayatını kaybeden 78 kişi, faciadan 3 ay sonra duygusal bir törenle anıldı. Aileler adalet ve hesap sorulmasını talep etti.
Bolu’daki Kartalkaya Kayak Merkezi’nde 21 Ocak’ta çıkan yangında yaşamını yitiren 78 kişi, felaketin yaşandığı Grand Kartal Otel’in önünde dün düzenlenen anma etkinliğiyle hatırlandı.
Gözyaşları sel oldu
Acılı yakınlar, yangında hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını ve karanfilleri otelin önüne bıraktı. Etkinlikte duygusal anlar yaşanırken, bazı ailelerin birbirine sarılarak teselli aradığı görüldü.
Yangında yaşamını yitiren, doğum günü 14 Nisan olan Nehir Sarıtaş’ın ailesi, anma alanına 16. yaş günü için hazırladıkları pastayı getirdi. Pasta üzerine, “Ailemizin ilk göz ağrısı, güzel prensesimiz, biliyoruz sen hep bizimlesin, doğum günün kutlu olsun” notu iliştirildi ve karanfillerin arasına bırakıldı.
“21 Ocak 2025, bizler için asla unutulmayacak”
Yangında hayatını kaybeden Ömür Kotan’ın annesi Zeynep Kotan, oluşturulan platform adına konuştu.
“21 Ocak 2025, bizler için asla unutulmayacak, yüreğimizde derin yara olarak kalacak bir tarih. Biz o geceden sonra bir daha asla sabaha uyanmadık. Evlatlarımızı, eşlerimizi, ailelerimizi, arkadaşlarımızı kaybettik.” dedi.
“Bizlerin canından can koparıldı”
Konuşmasında “Bizlerin canından can koparıldı.” diyen Kotan, adalet arayışlarının sürdüğünü belirtti.
Ayrıca 36’sı çocuk 78 kişinin ihmaller sonucu yaşamını yitirdiğini söyleyerek, “Ne zaman ki güvenli yaşam, güvenli gelecek hakkı mücadelesini kazanacağız, işte o gün yasımızı tutmaya başlayacağız.” diye konuştu.
“Bu acının tarifi yok”
Kotan, acılarının hala taze olduğunu vurguladı: “Bu acının tarifi yok. Renklerimizi soldurdular, tıpkı arkamızda gördüğünüz bu otel gibi karanlıkta yaşıyoruz ama yine de en acısı o gece kaybettiklerimiz, aslında hayatta kalabilir, hala yanımızda olabilirdi. Bunu düşünmeden geçirdiğimiz bir günümüz bile yok. Onlar, ihmalin değil, göz göre göre işlenmiş bir cinayetin kurbanı oldular.”
Kotan, sevdiklerini yitirmenin ardından geçirdikleri ilk bayramın sessizlik ve hüzünle dolu olduğunu, bu özel günleri artık sadece anılarla yaşayabildiklerini ifade etti.
“Siz hiç mucize eseri hayatta kalan birinin yaşadığından utandığını gördünüz mü?”
Eşi Yılmaz ve çocukları Nehir ile Doruk Sarıtaş’ı kaybeden Duygu Can Sarıtaş ise, yaşadığı duygusal çalkantıyı şu sözlerle anlattı: “Siz hiç mucize eseri hayatta kalan birinin yaşadığından utandığını gördünüz mü? Çok sevdiğiniz birini teşhis etmek için beklerken, ‘bu değil’ diye utanarak sevinmeyi yaşadınız mı? Koklamaya doyamadığınız çiçeğinizden size kalan son hatıranın bir is kokusu olduğunu ve onunla yaşamak zorunda kalmanın ne kadar acı olduğunu tahmin edebiliyor musunuz?”
“Bu katliamın sorumlularının yargılanmasını istiyoruz”
Eşi Ceren ve kızı Lalin’i kaybeden Rıfat Doğan da konuşmasında, “Unutmayalım ki adalet sadece mahkeme salonlarında değil, vicdanlarda da yer bulur. Sessizlik, bazen en ağır suç ortaklığıdır. Biz susmadık, susmuyoruz çünkü kaybettiklerimizin ardından boynumuzu büküp oturmak değil, onların adını yaşatmak, sesini duyurmak, hayallerini tamamlamak istiyoruz.” dedi.
Doğan, adalet çağrısını şu sözlerle tamamladı: “Biliyoruz ki bu acının hesabı sorulmazsa, bir gün başka bir aile daha aynı karanlığa uyanacak. Sevdiklerimizin son nefeslerini verdikleri yerde hala onların sesi olmaya çalışıyoruz çünkü ancak o sesi gerçekten duyurabildiğimizde adalet bizim için gerçekleşmiş olacak. Onların hayalleri yarım kaldı, bizim hayatlarımız eksildi ama biz buradayız. Onlar için, hepimiz için, bir daha kimse böyle yanmasın diye buradayız. Bu yangının üstü kapatılamaz, ‘kader’ diyerek geçiştirilemez. Bu katliamın sorumlularının yargılanmasını istiyoruz.”
(Haber Merkezi)
