Abi Sen Gitme!!!
Geçen hafta 6.6 büyüklüğünde bir sarsıntı ile bir defa daha milletimizin canı yandı.
İzmir Seferihisar, Bayraklı’da meydana gelen deprem felekti ile yıkılan evlerin altında kalanları arama kurtarma çalışmaları zaman geçirmeksizin en kısa sürede başlatıldı. Devletimiz imkânları ile orada, afad, jak ekipleri, sivil toplum örgütleri, gönüllü kuruluş ve insanlarımız yıkıntıların altından bir canlıyı daha kurtarmak için tüm güçlerini kullanıyorlar. Günler geçse de zamanla yarışan umut, geçmişin tecrübesiyle ayakta tutuluyor.
Yıkıntılar altında kendisine ulaşan kurtarıcıya çaresizliğin umuda dönüşen sesi “Abi sen gitme” diye yalvarırken yüreği sızlamayan var mıdır bilmem. Her ne kadar geçmiş, zamana yenik düşse de 17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerini yaşayanların bu sızıyı duymaması mümkün değildir sanırım. Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde yer alan yerleşim yerlerinden olan Gerede depremini görüp yaşayanlar ve sonraki yıllarda Sakarya, İzmit-Gölcük, Düzce-Bolu depremlerini bilenler mutlaka depremin ne olduğunu çok iyi anlarlar.
Yine şükür memleketimizin her yerinden depremzedelere evlerini barklarını açanlar, yardım için maddi, manevi yardım için hazır olduklarını belirtenler gönülleri ferahlatıyor. Haberlerde duyduğum Göztepe, Sakaryaspor ve Boluspor’un oluşturdukları yardım kampanyası bu birlikteliğin güzel örneklerinden birisi. Bir kez daha millet olarak biz birbirimiz için varız deme mutluluğunun gururunu hissediyoruz.
Ülkemiz bir deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Hemen her zaman belki hissetmesek te toprağımız sürekli hareket halinde. Böyle bir yüzeyde her an yerleşim yerlerimiz ve bizler her an etkisini yaşadığımız bu olayı hasarsız veya en az hasarla atlatabilecek tedbirleri almak zorundayız. Şüphesiz her nefis ölümü tadacaktır, ama Allah’ın verdiği canı en doğru şekilde koruyup kullanarak takdiri dualarımızla istemeliyiz.
Yıllardır konuşulan kentsel dönüşümde depreme dayanıklı konutlar kulak ardı edilemez. Kişisel menfaat hatalarının da telafisi imkânsız can ve mal kaybına sebep olabileceği bir gerçektir. Geleceği yaşayabilmek için günü hazırlamak zorundayız. Bunun için günümüzde uygulamalarını birçok yerde gördüğümüz devletimizin tüm imkânlarından faydalanılıp, uygun olmayan yerleşim yerlerinin, konutlarının yeniden düzenlenip imarı gerçekleştirilmek zorundadır.
Gözle görülmez bir virüsle imtihan olduğumuz şu zamanda, deprem gibi tabii felaketlerle de yeni acılarla yüzleşmemek için, tedbirlerle yaşanacak sağlıklı huzurlu günler dileği ile…